Taşındım! Yeni adresim: http://nanoturkiye.net

31 Temmuz 2008 Perşembe

Gelecek ABD Cumhurbaşkanı İçin Nanoteknoloji Yol Planı - 5

Evet, PEN'in yayınladığı bu son raporun "İlk yapılması" gerekenler kısmını bugün bu yazı ile bitiriyoruz. İlerleyen haftalarda, "Uzun Vadede" bölümünü sizlerle paylaşacağım.

Rapor ABD Cumhuraşkanı için yazılmış olsa da, kendimiz için de uygun tavsiyeler var. Halk Bilinçlenmesi bunlardan biri. Bence Türkiye'de nanoteknoloji hakkında ciddi bir bilgilendirmeye ihtiyaç var. Medyamızın zaman zaman yaptığı gibi, nanoteknolojiyi abartarak, sanki Dünya'nın tüm sorunlarına çözümmüş gibi değil. Eğrisiyle, doğrusuyla doğru bir nanoteknoloji anlatılmalı insanlara. Bu konuda neler yapılabilir, paylaşırsanız sevinirim.

Diğeri ise herkesin anlayabileceği Türkçe nanoteknoloji el kitabı oluşturulması. Bu konuda fikirleri olan varsa, tekliflere açığım.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Serinin diğer yazıları: 1 , 2 , 3 , 4

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Yıldızlı tavsiyeler, o tavsiyenin öncelikli olduğunu gösterir.


Çeşitli Kurumların Yapması Gerekenler

EPA

1.* Nanomalzemeleri "yeni" kimyasal malzemeler olarak tanımlamak.

TSCA (Toxic Substances Control Act) kanununun en büyük zayıflarından biri de, kimyasal malzemeler hakkındaki yetkisinin mahkeme kararları tarafından engellenmesidir. Eğer nanomalzemeler "yeni" kimyasal malzemeler olarak tanımlanmazsa, pratikte çoğu olay TSCA'nın yetkisi dışında kalacaktır.

2007 yılında EPA yayınladığı bir yazıda, yeni kimyasal malzemeler belirlenirken parçacık büyüklüğünün dikkate alınmayacağını belirtmişti. Parçacık büyüklüğünün tam olarak da nanomalzemeleri tanımladığını ve nanomalzemelerin farklı davranmasının ana sebebi olduğu düşünülürse, EPA'nın açıklaması kısaca TSCA'nın bir nanoteknoloji programı olmayacak anlamına geliyor. Ancak şu iki husus önemli. İlki, hukuksal olarak parçacık boyutunun dikkate alınmaması doğru olabilir, yazı sadece malzemenin moleküler yapısını dikkate alıyor. İkincisi, bazı nanomalzemelerin gerçekten de molekül yapısı büyük hallerindeki moleküllerinden farklıdır, yani bu tip malzemeler yeni malzemeler kategorisine girebilecektir. Fakat, nanomalzemelerin çoğu bu düzenleme ile yani malzemeler kategorisine giremeyecek, çünkü çoğu madde büyük halininkiyle aynı kimyasal bileşim ve yapıya sahip. (bkz: gümüş, titanyum oksit, karbon)


2. TSCA iletişim kuralını resmen ilan etmek.

Ocak 2008'de EPA, gönüllü nanoteknoloji üreticilerinden, "hangi malzemeleri ürettikleri, kötü etkilerden korunmak için ne gibi önlemler aldıklarını, malzemelerin ne gibi etkilerinin olduğu" gibi konularda bilgilerini paylaşmalarını istedi. EPA bu bilgilerin, eğer gerekli ise, bir düzenleyici program oluşturma aşamasında gerektiğini söyledi.

EPA'nın bu hareketi övgüye layık, fakat kaç firmanın bu paylaşımda yer alacağı, sektörü temsil edip edemeyecekleri, ne kadar bilgi paylaşacakları açık değil.

Dezavantajları olmasına karşın, bu gönüllü programı durdurulmalıdır. Birincisi, bu tarz bir paylaşım EPA ile üreticiler arasındaki görüşmeleri daha az resmî yapacaktır. İkincisi, TSCA'nın 8(a) bölümü sadece küçük üreticileri kapsıyor. Bu yüzden bu gönüllülük programı bize sadece küçük nanoteknoloji firmaları hakkında bilgi verecektir.


3. Antimikrobiyellerin kontrolünü zehir kanunu ile düzenlemek.

FIFRA(Federal Insecticide, Fungicide, and Rodenticide Act) diğer işlerin yanında antimikrobiyellerle de ilgileniyor. Geçen yıl, EPA eski kararında döndüğünü ve Samsung Silver Wash çamaşır makinesinin akta kayıt olması gerektiğini belirtti. Ama EPA'nın kararı olabilecek en dar şekilde yazılmıştı. Bu karar, piyasadaki diğer antimikrobiyel ürünleri kapsamıyordu. Bu ürünler de antimikrobiyeller gibi incelenmelidir.


4.* "Yeşil" nanoteknolojiyi geliştirmek.

Nanoteknoloji birçok yönden çevreyi düzeltebilir. Malzemeleri daha hafif yaparak yakıt kullanımını azaltabilir, güneş paneli ve araba pili gibi çevre dostu ürünlerin verimliliğini artırabilir, zehirli malzemelerin yerine daha güvenli malzemeler kullanmamızı sağlayabilir, çevreyi iyileştirme ve kirlilik kontrolünde kullanılabilir. PEN yeşil nanoteknolojiyi nasıl geliştirebileceğimizi özetlemişti. (Shmidt 2007) EPA bu konularda liderliği üstlenmelidir. NNI yeşil nanoteknolojiye önem verip vermeyeceğine karar vermeli ve bunu halka duyurmalıdır.


5. EPA'nın yenilenmesi.

EPA'nın TSCA ve FIFRA dışında birçok kanunu (RCRA, CERCLA gibi) nanomalzemelerle ilgili. EPA 21. yüzyılın çevre problemlerini çözebilmesi için, kendi içinde birçok yenilik yapmalıdır. (Davies 2007) Problemleri öngerebilme ve çözme yeteneklerini geliştirmelidir.



FDA

1. Nanomalzemeleri "yeni" diye adlandırmak için bir kriter oluşturmak.

"FDA'nın listesindeki malzemelerden fonskyonel olarak farklı olanlar" gibi bir kriter faydalı olabilir.


2.* Gelecek ürünlerin güvenliği ve yan etkileri hakkında bilgi toplamak.


3. Kozmetik ve diyet ürünlerini kontrol etme.

Bu iki alan nanoteknolojinin en fazla kullanıldığı alanlar ve birçok insan bu tip ürünlere maruz kalıyor.



OSHA ve NIOSH

1. Nanoteknoloji ile ilgili firmalarla ve işçilerle iletişim kurmak.

OSHA Web sitesinde, diğer yayınlarında nanoteknolojinin potansiyel etkileri ve kontrolü hakkında bilgi paylaşmalıdır. OSHA'nın web sitesi NIOSH'un nanoteknoloji ile olan bölümüne bağlantı vermelidir. Nanoteknoloji ile ilgili işyerlerindeki Malzeme Güvenlik Veri Sayfaları bazı nanomalzemeleri içermelidir. Örneğin günümüze, işyerinde bir işçi nanogümüş'e maruz kaldıysa, kayıtlara gümüş olarak geçmektedir. Bunun yerine "nanogümüş" ifadesi geçmelidir.


2.* Şimdiki OSHA kanunlarını nanomalzemelerin kontrolünde kullanmak.


3. Nanomalzemer için OSHA standartları oluşturmak.
Standartlar nanomalzemelere maruz kalma sınırlarını, işçi eğitimini içermelidir.



CPSC

Yeni yılda kurumun bütçesi artacaktır. Seneye bu kurum en az iki adımı atmalıdır.

1. Nanomalzemelerin etkisini incelemek için yeni personel almak.
CPSC kronik zehirlenmeleri inceleyecek personel olmadığından, sadece akut zehirlenmeleri incelemektedir.


2. Nanoürünlerin aşırı kullanılmasına karşın bir Kronik Tehlike Tavsiye Paneli (CHAP) oluşturmalıdır.
CHAP CPSC'yi nanomalzemelerin riskleri hakkında bilgilendirmelidir.



Gönüllü hareketler

1.* DuPont-Çevre Korumasını nanoteknoloji risklerini incelemek için temel niyetine kullanmak.


2. Küçük işyerleri için nanoteknoloji el kitabı oluşturmak.
Birçok nanoteknoloji firması çoğu zaman üniversiteden çıkan küçük firmalardır. EPA ve Küçük İşyerleri İdaresi test gereklilikleri, hukuksal kısıtlamalar, nanoteknolojik ürünlerin döngüsü gibi konularda yardımcı olacak bir el kitabı oluşturmalıdır ve bu el kitabı internette bulunmalıdır.


Halk katkısı

1.* Halkı nanoteknoloji hakkında daha fazla bilgilendirmek.

Amerikalıların %45'i nanoteknoloji hakkında birşey bilmiyor. [nanoturkiye - Bu oran bizim ülkemizda kaç acaba?] Halkın nanoteknolojiyi daha fazla tanıması, daha fazla destekleyeceği anlamına gelmiyor ama fazla bilgi, düşüncelerinin daha gerçekçi ve sağlam olmasını sağlayabilir.
Bazı kesimler nanoürünlerin üzerine özel işaretlerin konulmasını istiyor, üretici ise bu işaretlerin satışları düşürmesinden kaçınıyor. Yeni hükümet bu iki grubun isteklerini göz önüne alarak bu işaretleme problemini araştırmalıdır.


2. Halkın nanoteknoloji hakkındaki bilgisini öğrenmek.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, halk gelişmekte olan bir bilim dalını durdurabilir ya da yavaşlatabilir. (bkz: kök hücre, genetiği değiştirilmiş ürünler, nükleer enerji)


3.* Firmalarla diyaloglar kurmak.


Kaynak: 1
Schmidt, Karen F., 2007. Green Nanotechnology, Washington, D.C., Project on Emerging Nanotechnologies, Woodrow Wilson International Center for Scholars

30 Temmuz 2008 Çarşamba

Gelecek ABD Cumhurbaşkanı İçin Nanoteknoloji Yol Planı - 4

Dün gene bir aksilik oldu, yorgun olduğum için rapora devam edemedim. Bu arada bu tavsiye listesinden sıkılanlar olabilir, onları da anlıyorum; ama bir işe başladık, bitirsek iyi olur.

İşte tavsiyelerin devamı: [Yıldız, tavsiyenin öncelikli olduğunu ifade eder.]

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Serinin diğer yazıları: 1 , 2 , 3


-------------------------------------------------------------------------------------------------

Kontrol Koordinasyonu

1*. Nanoteknoloji Kontrol Grubu adı altında bir orta kurumun kurulması

Bu kurumun amaçları şunlar olmalı:
1- Varolan kontrol otoritelerini nanoteknolojiye uyarlayacak bir plan çıkarmak.
2- Yeni otoriteler belirlemek.
3- Kontrol aktiviteleri hakkında bilgi değişimi yapmak.
4- NNI ile kontrol kurumlarının araştırma ihtiyaçlarını koordine etmek.
NNI'nın aksine, bu kurum kontrol üzerine yoğunlaşmalı. Ajansta birçok kurumun temsilcileri bulunmalı. Biyoteknoloji kontrolü benzer bir şekilde halledilmişti.

2.* Her kurum kendi içinde bir nanoteknoloji planı geliştirmeli

3- Devlet içindeki koordinasyonu iyileştirme

Birçok eyalet ekonomisini geliştirmek sebebiyle nanoteknoloji alanına yatırım yapıyor. Albany Üniversitesi, California eyaleti bunlara birkaç örnek. Devletin, yerel kontrollerin doğru yapıldığını ve gerekli derslerin çıkarıldığını garanti etmesi gereklidir.


Kaynak İhtiyaçları

1.* Kontrol ajanslarının bütçelerini ve personel sayısını artırma

Kontrol ajanslarının nanoteknoloji ile ilgilenmesi isteniyorsa, bütçeleri artırılmalıdır. 2007 yılı için EPA'nın bütçesi - 7.7 milyon $, FDA'nınki - 1.8 milyon $, OSHA'nınki - 487 milyon $ ve CPSC'ninki - 63 milyon $. Aslında bu büyük bir miktar, ama ajansların görevleri ile karşılaştırınca, miktarların aslında asgari seviyede olduğunu görüyoruz. Enflasyon göz önüne alınırsa, OSHA'nın bütçesinin 1980'deki bütçesi ile aynı, FDA'nınkinin iki katına çıktığını, EPA ve CPSC'ninkilerin ise yarılandığını görüyoruz. Ajanslar arsında dengesizlik var: EPA'nın bütçesi CPSC'ninkinden 100 kat daha fazla.

Kaynak: 1

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Evet sayın okuyucular, bu serinin son yazısı yarın yazılacak. Raporun bu kısmında adı geçen dört kurumun EPA; FDA, OSHA ve CPSC'nin yapması gerekenlere değinilmiş. Yarın görüşmek üzere. Rapor hakkında yorumlarınız varsa, lütfen paylaşın.

28 Temmuz 2008 Pazartesi

Gelecek ABD Cumhurbaşkanı İçin Nanoteknoloji Yol Planı - 3

Dün raporun üçüncü bölümünü yayınlayamadığım için özür diliyorum. Nasip bugüne imiş. Bugün raporda bulunan 35'ten fazla tavsiyenin 5'ini sizlerle paylaşıyorum. Buyurun. Yorumlarınızı bekliyorum.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Yıldızlı olan tavsiyeler, daha öncelikli tavsiyeleri gösteriyor.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Ne yapılması lazım?

Bilgilerimizdeki eksiklikten ve teknolojinin hızlı gelişmesinden dolayı, şu an atacağımız adımları gelecekte büyük ihtimalle değiştirmek zorunda kalacağız. Bu hiçbir adım atmayacağız anlamına gelmiyor, aksine atacağımız adımların esnek olmasını gerektiriyor.

Araştırma

1.* Çevre, sağlık ve güvenlik (ÇSG) araştırma fonunu artırma.

Nanoteknoloji alanında yapılacak en önemli iş, ÇSG'ye giden para miktarını artırmaktır. ÇSG araştırması en çok ihtiyaç duyulan, ama aynı zamanda en çok ihmal edilen konu. 2009 yılı için olan bütçe 2008 yılının bütçesi ile kıyaslanınca umut vadedici. Bu yıl NNI ilk defa ÇSG araştırmasını ayrı bir araştırma kategorisi olarak tanımladı. Fakat ortalıkta detaylı bütçe hesapları olmadığı için, devletin ÇSG'ye nasıl harcama yapacağını kestirmek zor. Beyaz Saray daha önce belirlenen %10 oranını (NNI'nın toplam bütçesinden) reddetmişti. Mantıklı olanı 2009 yılında 100 milyon, 2010'da ise 150 milyon dolar ayırmak.

2. Gözden geçirilmiş ÇGS araştırma planı gerekliliği.

ÇGS araştırmasının verimliliği, harcanan dolar miktarı kadar, araştırmanın kalitesine ve uyumluluğuna da bağlıdır. NNI nanoteknoloji alanıdaki genel araştırmalar hakkındaki planını her 3 yılda bir güncellediği gibi, ÇGS planı da sürekli yenilenmeli ve birçok uzman tarafından incelenmelidir. ÇGS araştırmalarının açıkca belirtilmiş hedefleri ve bu hedeflere ulaşmak için oluşturulmuş bir yol haritasına ihtiyacı vardır.

3.* NNI'yı güçlendirme.

Araştırma planının verimli olabilmesi için, NNI'nın yetkilerinin artması gerekmektedir. Yıllık bütçe görüşmeleri esnasında, NNI OMB'ye (Yönetim ve Bütçe Organizasyonu) tavsiyelerde bulunup, ajanslar ve programlar arasında bütçe değişimi yaptırabilmeli.

4. NNI'nin tanıtım ve kontrol fonksiyonlarını ayırmaya teşvik.

NNI'nın bütçesinin %90'ı nanoteknolojinin gelişimi ve tanıtımına harcanıyor. Bazı çevreci kesimler, tanıtım aktivitelerinin kontrol mekanizmasını engellediğini öne sürdüler. Bu eleştiriye tepki olarak NNI ÇGS'yi ayrı bir program olarak ele aldığını açıkladı. NNI'nın tanıtım ve kontrol mekanizmalarını ayırmakla bu engellemenin önü kesilebilir.

5. Nanoteknoloji Etki Enstitüsünün kurulması

Devlet ve nanoteknoloji endüstrisi nanoteknolojinin etkileri hakkındaki bilgilerimizin iyileşmesini istiyor. Nanoteknolojinin etkilerini araştıracak yeni bir araştırma enstitüsü kurulabilir. Enstitü model olarak Sağlık Etki Enstitüsünü alabilir.

Kaynak: 1

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Rapora yarın devam edeceğim. Yeni mesajlardan anında haberdar olmak için RSS beslememe abone olabilirsiniz. RSS'yi nasıl kullanacağınızı bilmiyorsanız, bu video işinize yarayabilir.

26 Temmuz 2008 Cumartesi

Gelecek ABD Cumhurbaşkanı İçin Nanoteknoloji Yol Planı - 2

Yazının ilk bölümü için tıklayın.

Değişim Şart


Şimdi hareket etmeli

ABD hükümeti toplumu ve çevreyi nanoteknolojinin zararlarından kurtarmak için şimdiden önlem almalıdır. Birçok ürün şu an piyasada, birçoğu ise yolda. Her geçen gün daha çok insan nanomalzemelerle karşılaşıyor. Potansiyel tehlikeleri biliyoruz. Şu an ise kontrol asgari seviyede. Hiçbir şey yapmamak tehlikeli bir seçenek.

Nanoteknolojinin faydalarının farkına varılması için, kontrol mekanizması güçlendirilmelidir. Son 50 yılda, toplum görüşünün teknolojileri durdurduğunu ya da yavaşlattığını müşahade ettik. Örnekler şöyle sıralanabilir: nükleer enerji, genetiği değiştirilmiş tarım ürünleri ve kök hücre araştırmaları. Nanoteknoloji de aynı kaderi paylaşabilir. (Mandel 2005) [Sizce paylaşır mı? Yorumlarınızı bekliyorum.]

Toplumun görüşünü birçok faktör etkilemektedir, bazıları bilim ve gerçekliğin dışındadır, ama kontrol mekanizmasının bu görüş üzerinde etkisi olduğu muhakkaktır. (Macoubrie 2005) Son yıllardaki araştırmalar hükümet ve sanayinin nanoteknolojinin riskleri ile uğraşmasına güvenin azaldığını göstermektedir. (Hart 2007)

Birçok bilgili insan, nanoteknolojinin yan etkileri hakkında fazla bilgimiz olmadığı için kontrol mekanizmasına gerek olmadığını öne sürebilirler. Gerçekten de öğreneceğimiz çok şey var. Laboratuvar dışında ne gibi etkilerin olacağını, nanomalzemelerin hangi özelliklerinin tehlike oluşturduğunu, nanomalzemelerin çevrede nasıl dolandıklarını bilmiyoruz. Nanoteknoloji ile ilişkili birçok firma tehlikeleri biliyor ama bu sorunları çözmeye yeterli yönetim ve bilimsel bilgi altyapısına sahip değiller. Belirli bir yol haritasının olmaması küçük, yenilikçi firma için problem oluşturmaktadır.

Birçok bilgi eksikliği olmasına rağmen, nanomalzemelerin güvenliğini test etmeye yetecek kadar bilgi mevcuttur. Uluslararası Hayat Bilimleri Enstitüsü nanomalzemeleri test rejimi teklifinde bulunmuştur, DuPont ve Çevre Koruma nanoteknolojik ürünlerin potansiyel etkilerini analiz edecek detaylı bir plan oluşturmuştur ve OECD bazı nanomalzemeyi test etmeye başlamıştır. (Bu konu hakkındaki yazım) Nanotoksikolojiyi geliştirmek için, birçok nanomalzeme ve üründen zararları ile ilgili veri toplanması lazımdır. Bu bilgiler bilgisayarlar tarafından, biz istemedikçe, oluşturulmayacaktır.

Şimdiki durum

Birçok eyalet ve devlet kurumu nanoteknolojinin ekonomi üzerindeki etkisi üzerine yoğunlaşmıştır. NNI nanoteknolojinin gelişmesi ve kullanımı yaygınlaştırma üzerine çalışmaktadır. Nanoteknolojinin askeri uygulamaları da NNI çatısı altında yapılmaktadır. FDA, EPA, CPSC ve OSHA, teorik olarak, nanomalzemeleri ve ürünleri kontrol yetkisine sahiptirler. Fakat nano üzerinde kontrol yetkisine sahip olmak ile gerçekten önlem almak arasında dağlar kadar fark vardır.

EPA bazı nanomalzemeleri Zararlı Malzemeler Kontrol Aktı çerçevesinde incelemeye almıştır. EPA ayrıca nanoboyut yakıt katkısını da Temiz Hava Aktı'na uygun hale getirmek için çalışmaktadır. Buna ek olarak, Samsıng'un Silver Wash çamaşır makinesini de FIFRA'ya uygun hale getirmeyi planlamaktadır. EPA IX Bölgesi klavyelerde ve bilgisayar farelerinde nanogümüş kullanan bir firmaya 208.000$ ceza kesmiştir. (U.S. EPA Region IX Docket
#FIFRA-09-2008-0003) FDA tıp aletlerinde ve ilaçlarda nanomalzeme kullanılmasını onaylamıştır. CPSC ve OSHA nanoteknoloji adına hiçbir adım atmamışlardır. NIOSH nanoteknoloji iş alanlarına güvenlik önlemlerini kontrol etmeleri için takımlar göndermiştir.

Bu önlemler, varolan nanoteknolojik uygulamalarının çok azını kapsamaktadır. Devlet her kademesi ile nanoteknolojinin yönetimi ile ilgilenmemektedir. Bazı kurumlar tarafından yapılan incelemeler halkla paylaşılmadığı için, o kurumların ne kadar aktif olduklarını bilmiyoruz.

Kaynak: 1

Mandel, Gregory N. 2005. “Technology Wars: The Failure of Democratic Discourse.” Michigan Telecommunications Technology Law Review, vol. 11, no. 117

Macoubrie, Jane, 2005. Informed Public Perceptions of Nanotechnology and Trust in Government, Washington, D.C., Project on APPENDIX A: BIBLIOGRAPHY 26 Emerging Nanotechnologies, Woodrow Wilson International Center for Scholars

Hart, Peter D. Research Associates, 2007. Awareness of and Attitudes Toward Nanotechnology and Federal Regulatory Agencies, Washington, D.C., Project on Emerging Nanotechnologies, Woodrow Wilson International Center for Scholars

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Rapora yarın devam edeceğim. Yeni mesajlardan anında haberdar olmak için RSS beslememe abone olabilirsiniz. RSS'yi nasıl kullanacağınızı bilmiyorsanız, bu video işinize yarayabilir.

25 Temmuz 2008 Cuma

Gelecek ABD Cumhurbaşkanı İçin Nanoteknoloji Yol Planı

J. Clarence DaviesProject On Emerging Nanotechnologies dün (24 Temmuz) gelecek ABD cumhurbaşkanına hazırladığı nanoteknoloji ajandasını yayınladı. Raporu J. Clarence Davies hazırladı. Rapor toplam 28 sayfadan oluşuyor. Orijinal metne bu [PDF] adresten ulaşabilirsiniz.

Ben de elimden geldiğince bu metni Türkçeye çevirdim. Genişletilmiş bir özet şeklinde sizlerle paylaşıyorum.


J. Clarence Davies


-----------------------------------------------------------------------------------------------

Giriş:

Bir sonraki cumhurbaşkanı birçok alanda ciddi problemlerle karşılaşacak: enerji, çevre, gıda güvenliği, tüketici ürünleri ve iş güvenliği gibi. Tabi bir de, saydığımız tüm sorunları etkileyen nanoteknoloji var.

Günümüzde piyasada bulunan nanoteknolojik ürün sayısı 600'den fazladır, bir de bilinmeyen sayıda ürün var. Ne yazık ki, bu teknolojinin güvenli bir gelişimi ve kullanımını sağlamak için devlet kurumları eski ve günü geçmiş kanunları kullanmak zorundalar. Devlet kurumlarının 21. yüzyıla yakışır aletlere sahip olmaları gerekmektedir.

Nanoteknolojinin gelişimi ve ticari uygulamalarda kullanılma hızı göz önünde bulundurulunca, 2014 yılında üretilen toplam malların %14'ünün (2.6 triyon $) nanoteknoloji kullanması tahmin ediliyor. Nanoteknolojinin güvenli bir şekilde gelişmesini sağlamak için, nanoteknoloji risk araştırmalarına daha fazla bütçe ayırılmalıdır: 2009 yılı için 100 milyon $, 2010 yılı için ise 150 milyon $. Yeni cumhurbaşkanının hızlıca nanoteknoloji kontrol mekanizması oluşturması gerekmektedir. Bu kontrol mekanizmaları şöyle sıralanabilir:

1) Gıda üretimi ve paketlemesinde nanomalzemelerin kullanılması hakkında güvenlik bilgisi toplamak.
2) Devlet güvenlik kanunlarını yenilemek.
3) Kanunlarda nanomalzemeleri "yeni" malzemeler olarak tanımlamak, böylece EPA ve FDA gibi kurumların nanomalzemeler hakkında daha fazla bilgi toplamasını sağlamak.

Raporun yazarı yakın zamanda nanomalzemeler hakkında hatırı sayılır miktarda araştırma yapmıştır.

Bu raporun amacı nanoteknoloji kontrol mekanizmalarının oluşumunun önemini vurgulamak ve cumhurbaşkanının izlemesi gereken adımları açıklamaktır.

David Rajiski

PEN Müdürü


Özet:

Nanoteknoloji birçok çevre tarafından bir sonraki sanayi devrimi olarak nitelendirilmiştir. Eğer doğru adımlar atılırsa nanoteknoloji günlük yaşamımızı iyileştirecektir, yanlış adımlar atılırsa Amerikan ekonomisi, insan sağlığı ve çevre zarar görecektir. Nanoteknoloji ABD'nin en önemli problemleri üzerinde etkili olabilir:

1) Petrol bağımlılığını azaltabilir.
2) İklim değişikliği ile baş etmeye yardımcı olabilir.
3) Ülkenin sağlık sistemini iyileştirebilir.
4) Ülkenin güvenlğini güçlendirebilir.
5) Terörizm ile savaşmaya yardımcı olabilir.
6) Ülke ekonomisine katkıda bulunabilir.

Ülke yeni teknolojilerden doğan problemleri çözmeyi öğrenmeli ve teknolojiyi topluma en yararlı biçimde kullanmalıdır.

Nano ve diğer teknolojilerle ilgili şu anda geçerli olan kanunlar zayıf ve yetersizdir. Kontrol sistemi tamir edilmelidir. Düzenleyici ajanslar kaynak eksikliği çekmektedirler, bazılarının ise hiçbir fonksiyonu yoktur. Kanunlarda birçok boşluk vardır ve çoğu zaman da halkı korumakta başarısız olmaktadırlar.

Bu rapor, yeni cumhurbaşkanın nanoteknoloji alanında ne yapması gerektiği hakkında şablon oluşturmaktadır. 35'ten fazla tavsiye içermektedir. Aşağıdaki önlemlerin alınması gerekmektedir:

1) Yürürlülükte olan kanunlardan olabildiğince faydalanma: Nanoteknoloji ile ilgili kanunların değişmesi gerektiği halde, şimdikilerle de daha fazlası yapılabilir. Nanomalzemeler Zehirli Malzemeler Kontrol Akt'ı ve FFDCA kozmetik, gıda katkıları ve gıda paketleme hükümleri altında yeni malzemeler olarak tanıtılmalı. Böylece EPA ve FDA gibi kurumların nanomalzemelerin farklı özelliklerini araştırmalarının önü açılmış olur. Gübre kanunu nano ve antimikrobiyel malzemeleri de içermeli. İş ortamında nanomalzemelerden korunma sağlamalıdır.

2) Nanomalzemelerden doğacak risk üzerine daha fazla araştırma yapma: Devletin nanomalzemelerin potansiyel risklerini araştırmaya ayırdığı para yetersizdir. Az araştırma yapmanın sonuçları ise tedirgin edici: karbon nanotüplerin akciğerlerde asbest gibi zarar verdiği, bazı nanomalzemelerin fareler üzerinde denendiği zaman beyin kan bariyerini geçtiği, bazı nanomalzemelerin DNA'yı etkilediği yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.

3) Yeni kanunların çıkarılması: Nanomalzemelerin etkilerini içeren TSCA ve FFDCA gibi kanunların acilen kuvvetlendirilmesi gerekmektedir. Mesela FFDCA'da nanoteknolojinin en yoğun olarak kullanıldığı kozmetik ve diyet uygulamalarını kapsamamaktadır.

4) Gelecek için plan: Nanoteknoloji hakkında yapılan tüm planlar birinci nesil nanoteknoloji üzerine yapılmıştır. Teknolojinin ikinci neslinde bilim kurgudan teknolojik gerçeğe geçiş olacaktır. Fakat toplum bu ikinci nesil teknoloji ya da ileride gelecek başka teknolojiler hakkında hiç düşünmemiştir. 21. yüzyıl için kontrol mekanizmaları hakkında yeni bir komisyon kurulmalıdır. Ayrıca, toplumun geleceğe daha hazırlıklı olması için, devletin teknolojik gelişmeleri tahmin etme yeteneği de gelişmelidir.

Nanoteknolojinin hayatımızı değiştirme potansiyeli vardır. Yeni cumhurbaşkanının bu değişimi şekillendirme, faydalarını artırma, risklerini azaltma şansı vardır. Bu çok önemli bir şanstır. Geleceğin şekli, yeni hükümetin hareketlerine bağlıdır.

Kaynak: 1

-----------------------------------------------------------------------------------------------

Rapora yarın devam edeceğim. Yeni mesajlardan anında haberdar olmak için RSS beslememe abone olabilirsiniz. RSS'yi nasıl kullanacağınızı bilmiyorsanız, bu video işinize yarayabilir.

24 Temmuz 2008 Perşembe

Günün Nano Ürünü (#7)

Nano Yapıştırıcı
Nano Yapıştırıcı

Ülke: ABD

Şirket: Elmers

Özellikler: Daha az köpük, Boyanabilir, Suya karşı dayanıklı

Ürünün internet adresi: *

Kaynak: 1

23 Temmuz 2008 Çarşamba

Nanoteknoloji Alanında Geçmişten Çıkarılacak Dersler

Tarihten ders almamız gerektiğini Andrew Maynard'ın blogundaki bir yazı ile tekrar anlıyoruz. Buyurun makalenin Türkçesi.

Teknolojik gelişme hızı arttıkça, geçmişten ders alıyor muyuz? Ve öğrendiğimiz bu dersleri nanoteknolojiye uyguluyor muyuz?

2001 yılında, Avrupa Çevre Ajansı gelişmekte olan teknolojilerle ilgili ufuk açan bir rapor hazırlamıştı. Poul Harremoës yönetimindeki panelde 14 tane vaka analizi ile geçmiş teknolojilerin yaygınlaşması sonucu nelerin doğru, nelerin yanlış gittiği incelenmiş, ve yeni teknolojilerin olabildiğince güvenli ve başarılı bir şekilde yaygınlaşması için öğrenmemiz gereken dersler ortaya çıkarılmıştı. Sonuçlar "Erken uyarılardan çıkarılan geç dersler: ihtiyat prensibi 1896-2000" [PDF] başlıklı raporda "12 geç ders" şeklinde yayınlanmıştı.

Rapor nanoteknolojinin gelişmesinden önce yayınlanmasına rağmen, aşağıda listelenen bu 12 ders yenilikçi ve aynı zamanda sorumluluk isteyen nanoteknoloji ile de uyuşuyor.

"Nanoteknolojinin erken uyarılarından çıkarılan geç dersler" (Hansen, Maynard, Baun and Tickner (2008), Nature Nanotechnology) başlıklı makale nanoteknolojinin gelişimini sistematik bir şekilde EEA'nın 12 dersi ile karşılaştırıyor. Hangi durumlarda başarılı olunduğu, hangi durumlarda daha iyisini yapabileceğimiz incelendi.

Vardığımız sonuçlar ise şöyle:

“Durum olabileceğinden daha az sevimsiz. Sürdürülebilir nanoteknoloji gidişatı yavaş olsa da, gelişme katetmişiz. Erkenden kritik soru sorma, disiplinlerarsı işbirliği yapma, alakalı bilgilere hedefli araştırmalar sonucu ulaşma gibi.

Ama yaptıklarımız yeterli mi? Asıl sorun geçmişten ders çıkarıp çıkarmadığımız değil, farkına vardığımız bu dersleri, nanoteknolojiyi "Bir teknoloji nasıl yaygınlaştırılmaz?" kategorisindeki bir vaka olmaktan çıkarmak için verimli kullanıp kullanmadığımız. İyi bir başlangıca rağmen, dikkatimiz şu an dağılmış durumda. Nanoteknolojiyi denetleyen ve geliştiren devlet kurumları aynı, araştırma stratejileri kritik sorulara açık cevap bulamıyor, işbirlikler olması gerekenden daha az verimli.

Eğer nanoteknolojinin ticari ve sosyal yararlarının farkına hataya yer vermeden ve nanoteknolojinin gelecek için kötü bir ders olmasını engelleyerek ulaşmak istiyorsak, o zaman sınıfa geri dönüp erken uyarılardan çıkan dersleri tekrar öğrenmeliyiz."

Nanoteknoloji tamamen gelecekle ilgili. Ama öyle görünüyor ki başarıya ulaşmak için arada bir geçmişe göz atmak gerekiyor.

EEA’nın 12 Geç Dersi:

1. Teknolojiye değer biçmedeki belirsizlik, risk ve umursamazlıklara cevap vermek.

2. Erken uyarılanlara uzun vadeli çevre ve sağlık denetlemesi uygulamak.

3. Bilimsel "kör noktaları" ve bilgi açığını belirlemek ve azaltmak için çalışmak.

4. Disiplenlerarası eğitimi engelleyen hususları belirlemek ve azaltmak.

5. Değer biçme mevzuatında gerçek hayat şartlarını göz önüne almak.

6. İddia edilen yararları ve riskleri sistematik bir şekilde incelemek.

7. İhtiyaçları karşılamak, güçlü, farklı ve uyum sağlayan teknolojiler için ortaya sunulan alternatifleri değerlendirmek.

8. Uzman bilginin yanında, çaylakların anlayacağı bilgiler oluşturmak.

9. Farklı sosyal grupların tercihlerini ve değerlerini göz önüne almak.

10. Alanla ilgili kişilerin mavzuatını bağımsız yapmak, bilgi ve tercih toplamada herkesi dahil etmek.

11. Öğrenme ve uygulamanın önündeki enstitü engellerini kaldırmak.

12. Endişelenecek bir şeyler varken potansiyel tehlikeyi düşürmek için "analizle paralizden" kaçınmak.

Kaynak: 1

Rosnanoteh Dünya'ya Açılıyor

Leonid Melamed ve Clayton TeagueRosnanoteh Rusya'da nanoteknolojik projeleri desteklemek için kurulmuştu. Rosnanoteh şu ana kadar birçok projeyi hayata geçirdi. Rosnanoteh'in projeleri hakkında yazdığım habere şuradan ulaşabilirsiniz.

Bu hafta sonu Rosnanoteh yetkilileri nanoteknoloji alanında ortaklık görüşmeleri yapmak için ABD'ye gitmişlerdi. Buluşma sırasına Rosnanoteh müdürü Leonid Melomed "Her türlü yabancı firma, finans desteği için Rosnanoteh'e başvurabilir." açıklamasını yaptı. Projenin kabul görülmesi için dikkate alınacak şartlar Rus projelerinden istenenlerle aynı. Yalnız ekstradan bir şart var: "Üretimin bir kısmı Rusya Federasyonu'nda yapılacak." Bu "bir kısım" üretimin büyüklüğü hakkında şu an için bir bilgi yok.

Rosnanoteh şimdiden yabancı firmalarla görüşmeye başlamış bile. Yakın zamanda Rosnanoteh'in internet sayfasının İngilizce sürümü de yapılacakmış.

Rosnanoteh'in ABD ziyareti 26 Temmuz'a kadar sürecek. Yetkililer görüşmelerin iyi bir başlangıç olduğu görüşünde.

Kaynak: 1

Ağırlık Sensörü Olarak Karbon Nanotüpler

Alex ZettlKaliforniya Berkeley Üniversitesi öğretim görevlilerinden Alex Zettl bugün Nature Nanotechnology dergisinde yayınlanan makalede, ürettikleri karbon nanotüp sensörünü tanıttı. Bu küçük sensörler altın atomlarını sezebiliyorlar. Sensörlerin birgün protein gibi biomolekülleri de sezebileceği düşünülüyor.

Peki karbon nanotüpler nasıl sensör vazifesi görüyor? Karbon nanotüpün bir ucu sabitleniyor ve katoda bağlanıyor, diğer ucu ise anoda. Karbon nanotüpe bir molekül yapıştığı zaman, nanotüp titremeye başlıyor. Bu düzenek havuzlardaki atlama tahtalarına benziyor. Yüzücü atlama tahtasından atlamaya hazırlanırken, atlama tahtası bükülür ve yavaş yavaş titrer. Yüzücü atladıktan sonra ise daha yüksek frekansta titremeye başlar. Aynı şekilde nanotüpe atom bağlandığı zaman rezonans frekansı düşer. Araştırma grubu nanotüpten akım geçiriyor. Nanotüp titremeye başladığı zaman akım değişir, akım değişikliği sayesinde parçacığın kütlesi belirlenir.

Atom tesbiti için karbon nanotüplerin kullanılmasının bir avantajı, yapılan sensörün oda sıcaklığında çalışabilmesi.

Zettl şimdi de sensörünü protein gibi karmaşık moleküllerde deneyecek. Kan gibi birçok molekül içeren malzemeleri analiz etmek için, nanotüp dizinleri oluşturulacak. Her bir nanotüp bir tane antikor bağlanacak ve her sensör böylece ortamdan ilgilendiği molekülü seçecek.

Kaynak: 1

21 Temmuz 2008 Pazartesi

Seçmece Haberler

Dün Kanal B'nin yaptığı "Bunu Bir Türk Yaptı" programının Nanoteknoloji bölümünü izledim. 24 dakika süren bu videoyu aşağıya ekledim. Konuşmacı Bilkent Nanoteknoloji Araştırma Merkezi'nde çalışan Bayram Bütün.

Link: sevenload.com



Dikkatimi çeken birkaç husus var.
Sunucu nanoteknoloji günlük hayatta sıkça duyduğumuzu belirtti. Gerçekten de öyle mi? Türkiye'de sıkça nanoteknoloji kelimesini duyuyor muyuz? Düşüncelerinizi paylaşırsanız sevinirim.

Bayram Bütün başarıyı "Ölüp gittikten sonra arkanızda böyle insanların hatırladığı bir şey bırakmak" şeklinde tanımladı. Açıkçası tanımı beğendim. Her dalda başarıya ulaşılabilir, yeter ki çalışalım.

Konuşması sırasında Bayram Bütün, bilim yapmayı bulmaca çözmeye benzetiyor. Nasıl ki bir bulmacadaki soruyu yatarken bile düşünürsek, Bayram Bütün de aynı şekilde laboratuvarda aklına takılan meseleleri düşünüyormuş. Evet, birşey üzerine ne kadar fazla kafa yorarsanız, o meseleyi o kadar iyi anlıyorsunuz. Derslerimden biliyorum.

Ayrıca, Bayram Bey Türk bilim adamlarının başarılarının fazla duyurulmadığını, Türk insanların futbolda olduğu gibi, bilimdeki başarılara da çok sevindiğini söyledi. Aydınlatma kaynakları üzerine çalışan Bayram Bütün, yüzlerce teşekkür e-mektubu almış. Kendisi adına sevindim. Ben de kendisini tebrik ediyorum. İnşaallah gelecekteki başarılarını da bu blogdan sizlere duyururum.


UNAM'a Temiz Oda Yapılıyor:

Şubat 2008'de açılan UNAM'ın en büyük eksikliklerinden biri de temiz oda. Nanoseviyede üretim yaparken ortamın olabildiğince temiz olması lazım. Mehmet Bayındır 2. Nanoteknoloji Günü'nde UNAM'a temiz oda yapılacağından bahsetmişti, hatta bu temiz oda Türkiye'deki en büyük temiz oda olacağını söylemişti. Geçtiğimiz gün de UNAM'ın sitesine "UNAM Temiz Oda Yapım Projesi" yazan bir resim koyulduğunu gördüm. Sanırım proje hazır, sıra inşaatta. Dileğimiz temiz odanın en kısa zamanda açılması.

UNAM Temiz Oda Projesi

18 Temmuz 2008 Cuma

NANO FMG'den Fatih Oruç İle Röportaj

Efendim, hatırlarsanız pazartesi günü blogun ilk röportajını sizlerle paylaşmıştım. Sinan Zengin'le e-posta üzerinden yaptığımız o röportajdan sonra, şimdi de NANO FMG firmasından Fatih Oruç ile, aynı şekilde, e-posta üzerinden röportaj yaptık. Buyurun, işte ikinci röportajım.

Sayın Fatih Bey, firmanızın hakkında
kısaca bilgi verebilir misiniz?

NANO FMG (Nanofiber Membranes Group) yaklaşık 5 ay öncesinde kurulmuş üniversite kökenli bir firmadır (İTÜ). Faaliyet alanımız nanoteknolojinin bir alt disiplini olan elektrospinleme (electrospinning) yöntemi ile endüstriyel nanolif üretimi konusudur. Bu kapsamda endüstriyel nanolif üretimi yapabilen ve patent başvurusu yapılacak olan prototip bir makinayı geçtiğimiz yıl içersinde geliştirdik. Dolayısıyla NANO FMG'nin ürün anlamında sunduğu başlıklar şöyle sıralanabilir;

1. Endüstriyel Nanolif Üretim Makinası
2. Nanolif üretimi konusunda danışmanlık
3. Nanolif tabanlı ticari ürünlerin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge ve projelendirme hizmeti.

Polimer nanolif malzemelerin çeşitli sektörlerdeki çok farklı ürünlere üstün nitelikler kazandırarak uyarlanması ve nanolifler kullanılarak yeni ürünler geliştirilmesi, öncelikli amaçlarımız içerisindedir. Nanolifler kullanılarak elde edilebilecek ürünler çok çeşitli fonksiyonlara sahip olabilmektedir. Aşağıda nanolif membranlar kullanılarak geliştirilebilecek bazı ürünler sıralanmıştır;

- HEPA/ULPA, HVAC hava filtreleri
- Araç filtreleri
- Sıvı filtrasyonu (mikrofiltrasyon ve ultrafiltrasyon membranları)
- Antimikrobiyel maske ve giysiler
- Tıbbi tekstiller
- Performans kumaşlar ve teknik tekstiller
- Ses yalıtımlı akustik paneller
- Biyomedikal implant malzemeleri ve yara örtücüler
- Batarya ayırıcıları, güneş pilleri
- Zirai kaplama örtüleri



Nanoteknoloji deyince ne anlıyorsunuz? Nanoteknolojiden beklentileriniz neler?

Nanteknoloji malzemelerin moleküler düzeyde manipülasyonu ve düzenlenmesini konu alan bir bilimdir. Bu düzenlemeler atomik seviyeden tutun da, malzemenin makromolekül zincirlerinin değiştirilmesine kadar çok farklı şekillerde olabilir. Fiziksel ya da kimyasal yöntemlerle farklı gruplar malzemelerin iç yapısına eklenebilir. Böylece o malzemenin klasik yapısından beklenemeyecek bazı fiziksel ya da kimyasal özellikler malzemeye kazandırılabilir. Nano boyutta sağlanabilecek kompozit yapılar çok üstün nitelikli malzeme ve ürünlerin ortaya çıkmasını sağlayabilir. Örneğin; nano boyuttaki kil partiküllerini plastik boru yapımında kullanılan polietilen polimerine, ekstrüzyonda işleminde karıştırırsanız mukavemeti çok daha yüksek bir boru elde edebilirsiniz. Böylece ister daha sağlam bir plastik boru üretmiş olursunuz, isterseniz de hammadde maliyetlerini düşürürsünüz.

Nanoteknoloji son yıllarda sadece akademik olarak değil, endüstriyel olarak da üzerine çalışılan oldukça kapsamlı bir alan. Bu konuda çalışan akademisyen ve firmaların sayısındaki artış biraz da nano boyutlarda gözlem yapabilen SEM-Taramalı Tünelleme Mikroskobu, TEM - Tünelleme Elektron Mikroskobu, Atomik Kuvvet Mikroskobu gibi cihazların piyasalaşması ve daha ulaşılabilir bir konuma gelmesi ve bu boyutlarda gözlem ve geliştirme çalışmalarının yapılabilir hale gelmesinden kaynaklanmaktadır. İmalatla ilgili herhangi bir konuda herhangi bir sektörde eğer 100 nanometre ve daha küçük skalalarda Ar-Ge çalışmalarınız varsa siz nanoteknolojiyle uğraşmış oluyorsunuz. Bunun yanında nanoteknolojinin stratejik yanları var. Günümüze kadar gelinen süreçte tüm üretim sektörlerinin temeli olan malzeme imalat teknolojileri belirli teknik sınırlara ulaşmıştır, ve bu sınırlar ABD, Avrupa ülkeleri ve Japonya'da nihayetine ermiştir. Klasik yollara başvurarak ve onların geçtiği teknolojik süreçleri yeniden taklitle katederek teknolojik ve ekonomik bu statükoyu kırmak mümkün değildir. Türkiye de dahil, gelişmekte olan ülkelerin, bilhassa nanoteknoloji konusunu yeterli seviyede olmasa da, gündemlerine almaları bu yüzdendir. Mevcut statükoyu kırarak, on yıllarla ifade edilen gelişmişlik farkını nanoteknoloji sayesinde kapatabilmek. Çünkü nanoteknolojinin imalat teknolojilerini kökünden değiştirme şansı var, bu da teknik sınırlarına ulaşmış geleneksel yöntemlerin artık avantaj sağlamayacağını göstermektedir. Belki de artık gelişmekte olan ülkeler Avrupa'dan pahalı makina alımlarıyla gerçekleştirdikleri teknoloji aktarımını kendileri nanoteknoloji sayesinde üretme şansına sahip olacaklar. Tabi ki bu oldukça zorlu bir dönemdir ve nanoteknoloji konusunda mesafe katedilebilmesi için belirli bir alt yapı gerekmektedir. Gerekli finansman ve bütçelerin düzenlenmesinin ardından süreç başarılı bir şekilde yönetilebilirse, Türkiye'de devlet öncülüğündeki (Tübitak, Sanayi Bakanlığı v.d) projelerle nanoteknolojinin ülkemize büyük avantajlar sağlayabileceğini düşünüyorum.


- Türkiye'de nanoteknoloji alanında neler yapılmalıdır? Öğrencilere neler tavsiye dersiniz?

Türkiye'de en profesyonelinden, merdiven altı firmaya kadar mevcut herhangi bir Ar-Ge kültürü yoktur. Türkiyeyi dünya piyasalarında teknolojik,sınai ya da organizasyonel anlamda temsil etmesi gereken milli burjuvazi de bu konuda sorumluluklarını yerine getirmemiştir. Dolayısıyla ülkemizde ağır sanayi döneminden tutun da, bilgisayar teknolojilerinin geliştirildiği zamanlar da dahil, ciddi anlamda bir bilgi üretme süreci yaşanmamıştır. Bununla birlikte çok farklı disiplinler altında şu anda ülkemizde çalışılmakta olan nanoteknolojinin bu saydığımız sorunları çözebileceğine inanıyorum. Buradan hareketle, bu alanda alınması gereken mesafeler şunlar olabilir;
- Üniversitelerdeki özellikle mühendislik ve fen edebiyat fakültelerindeki akademisyenlerin öncelikli çalışma alanları ve proje konularını klasik alanlardan değil, nanoteknoloji tabanlı seçmeleri.
- Tübitak, DPT, Sanayi Bakanlığı gibi devlet kuruluşlarının ve üniversitelerin araştırma birimlerinin, akademisyenlerin projelerine özellikle Avrupa Birliği fonlarından yararlanarak mali destek sağlamaları, bu desteklerin verimli aktarılabilmesi için bürokrasinin azaltılması.
- Üniversite-Sanayi işbirliğinin sağlanması için çeşitli aracı kurumların oluşturulması.
- Sanayi kuruluşlarına gerçek Ar-Ge kültürü kazandırılması.
- Akademisyen ya da doktora öğrencilerinin sanayiye kazandırılması.
- Proje geliştirme kültürünün sanayi-üniversite ve hatta ortaöğretimde geliştirilmesi.

Bu konuyla ilgilenen lisanstaki öğrenci arkadaşlara tavsiyem ilk yıllardan itibaren mevcut müfredata bağlı kalmadan çevrelerindeki (hocalar, öğrenci grupları vb.) projelere dahil olmaları ve sahip oldukları bilgiyi bu projelerde gerçekleştirmeleridir. Buradan elde edecekleri projeler ve iş fikirleri gelecek hayatlarında onlara büyük katkı sağlayacaktır.


- Firmanızın projeleri arasında neler var?

Anlayışla karşılayacağını umarak bu kısımları web sitemizden kopyalamak zorundayım:

HEPA hava filtrelerinin spesifik standart ebat ve nitelikler sağlanarak piyasaya tanıtılması.

Nonwoven yüzey halindeki nanolif membranların ve bu yüzeyler kullanilarak geliştirilmiş filtre ürünlerinin piyasaya tanıtılması.

Hassasiyet ve kapasite şartlarını sağladığı uluslararası test laboratuarlari tarafından tescillenmiş su ve sıvı arıtım/seperasyon kartuşlarının geliştirilmesi.

Yüksek standardizasyon ve homojenizasyon nitelikleri aranan plaka membranlar için ürünlerin güvenilirliğinin tescillenerek piyasada tanıtılması.

Otomotiv ve beyaz eşya sektörüne yönelik ses yalıtım keçelerini nanolifler ile kaplayarak ses yalıtımını arttırmak ve ürünlere antibakteriyellik özelliği kazandırmak.
Nanolif Membranların kumaşların su geçirmezliklik, yüksek nefes alabilirlik, antibakteriyellik, güç tutuşurluk ve su iticilik özellikleri sayesinde performans kumaş olarak giysilerde kullanılması.

Umarım bu cevaplar sorular için yeterlidir. Başka soruları da herzaman yanıtlamaktan memnuniyet duyarım.

İyi çalışmalar dilerim.

Sorularıma cevap verdiğiniz için çok teşekkürler.


Röportajlar hakkındaki görüşlerinizi, eleştirilerinizi, tavsiyelerinizi yazıya yorum yaparak ya da e-posta göndererek bana ulaştırabilirsiniz.

17 Temmuz 2008 Perşembe

Günün Nano Ürünü (#6)

NanoBreeze® Araç TemizleyisiNanoBreeze™ Araç Temizleyicisi

Şirket: NanoTwin Technologies, Inc.

Ülke: ABD

Özellik: NanoBreeze® Araç Temizleyisi arabanın içindeki havayı, titanyum dioksit molekülleri yardımıyla fotovoltaik oksidasyonla temizliyor. Ürün 12-Voltluk adaptörle birlikte geliyor, bu adaptör arabanın sigara çakmağı girişine takılabiliyor. NanoBreeze® Araç Temizleyicisi ev klimalarının önüne de takılabiliyor. NanoBreeze alerjik maddeleri parçalıyor, bakteri ve virüsleri öldürüyor, egzos duman ve buharını azaltıyor.

Ürünün İnternet Adresi: *

Kaynak: 1 , 2

16 Temmuz 2008 Çarşamba

Yapay Fotosenteze Bir Adım Daha Yaklaşıldı

Fotosentez kelimesini herhalde hepimiz en az bir kere duymuşuzdur. Biyoloji dersinde fotosentezi sadece bitkiler, algler ve bazı bakteriler yapabilir diye öğretmişlerdi.

Günümüzde birçok bilim adamı yapay fotosentez konusu üzerine çalışıyor. Nedir bu yapay fotosentez? Fotosentezi yapay bir sistemle gerçekleştirmek. Yani oluşturacağınız bu sistem karbondioksit, su ve güneş ışığını alacak, ürün olarak da enerji kaynağı ve oksijen oluşturacak. İnsanoğlu böyle bir sistem yapabilirse, hava kirliliğinin ve enerji sorununun ortadan kalkacağı düşünülüyor.

Bilim adamları süreci tamamen kopyalamak istiyorlar, ama bir tane operasyonu bugüne kadar kimse kopyalamamıştı. Nedir bu operasyon? Karbonhidrat üretimi reaksiyonu için gerekli yüksek miktardaki enerjinin elde edilmesi için, ortamda birçok elektronun bulunması gerekiyor. Şu ana kadar oluşturulan sistemlerde ortamda sadece bir elektron bulunabiliyordu, ve haliyle reaksiyon gerçekleşmiyordu.

"Ortamda birden fazla elektron bulunması" 'nı biraz açalım isterseniz. Bu çoklu elektron sistemlerinde bir tane verici molekül oluyor, bir de alıcı molekül. Verici molekülün görevi ışığı emip, ortama birçok elektron salmak; alıcı molekülün görevi ise verici molekül tarafından yayılan elektronları yakalamak. Şimdiki sistemlerde, verici molekül bir seferde bir tane elekton salıyor, alıcı molekül de tabii ki sadece bir tane elektron yakalayabiliyor.

Çin'in Qinhuangdao şehrinde bulunan Hebei Normal Bilim ve Teknoloji Üniversitesi araştırmacılarından Xian-Fu Zhang tek katmanlı karbon nanotüplerin çoklu elektron sistemlerinin kalbi olabileceğini söyledi. Bir karbon nanotüp, içinde bulunan her 32 karbon atomu başına 1 elektron alabilmekteymiş. Yani kısa bir nanotüp bile yapay fotosentezde alıcı molekül görevi görebilir.

Fakat şu an ışık emdikten sonra, çok sayıda elektron salan küçük bir molekül yok. Phthalocyanin (PCler) olarak bilinan molekül sınıfı, ışığı emdikten sonra tek molekül salıyor. Zhang'ın grubu nanotüplere bir sürü PC molekülünü kovalent bağla bağlayarak, çoklu elektron sistemi oluşturabileceklerini fark etmişler.

Araştırmalarının devamında, 1 mikrometre uzunluğundaki karbon nanotüpe 120 PC molekülü bağlamışlar. Bu moleküllerin saldığı elektronların %25'i karbon nanotüpte depolanabilmiş. Karbon nanotüpteki diğer elektronların NADP'yi NADPH'ye döüştürmek için kullanılabileceği düşünülüyor.

"Biz bu sistemi, güneş ışığını verimli bir şekilde elektriğe çevirmek için yapmıştık" diyor Zhang. Neye niyet, neye kısmet.

Kaynak: 1

15 Temmuz 2008 Salı

IBM New York'a 1.5 Milyon Dolar Yatırım Yapıyor

New York valisi David A. Paterson, bugün IBM'in şehre yapacağı yatırımları açıkladı. Yatırımların New York'u nanoteknolojik AR-GE alanında liderliğe yaklaştıracağı ve şehirde 1000'e yakın yüksek teknolojik iş oluşturacağı düşünülüyor. Eyalet IBM'in yapacağı yatırımın (1.5 milyar $) onda biri kadar (140 milyon $) bağış yapacak.

Yatırımlar birbirini tamamlayan 3 alanda olacak ve IBM'in nanoteknolojik çip üretimini destekleyecek: IBM'in Albany NanoTech'deki etkinliğinin artması, Kuzey New York'ta yeni, gelişmiş yarıiletken paketleme AR-GE merkezi oluşturmak ve IBM'in Dutchess İlçesindeki East Fishkill şirketini geliştirmek.

Yatırımın etkisinin birkaç nesil boyu süreceği, yeni yüksek teknoloji işlerine temel oluşturacağı, şehre olumlu yönden ekonomik etkide bulunacağı yapılan yorumlar arasında.

Kaynak: 1 , 2

14 Temmuz 2008 Pazartesi

Günün Nano Ürünü (#5)

FresherLonger™ Mucizevi Gıda Saklama Kabı
FresherLonger
Şirket: Sharper Image®

Ülke: ABD

Özellik: FresherLonger™ Mucizevi Gıda Saklama paketlerinde bulunan antimikrobiyal gümüş nanoparçacıkları sayesinde, meyveleri, sebzeleri, otları, ekmekleri, peynirleri, sosları ve etleri normalden 3 ya da 4 kat daha uzun süre taze saklayabiliyorsunuz.

Ürünün internet sitesi: Şirketin internet sitesi şu an tam olarak çalışmıyor. Sitede "Şu an sizi karanlıkta bıraktığımız için özür dileriz. Gelişmeleri takip edin." yazıyor.

Kaynak: 1

Sinan Zengin İle Röportaj

Bugün biraz heyecanlıyım, çünkü bugün sizlerle blogumun ilk röportajını paylaşacağım. Günün Nano Ürünü bölümümüzden sonra şimdi de röportaj bölümüz oldu. Umarım beğenirsiniz.

İlk röportajımızı Lovalite firmasında çalışan Sinan Zengin ile yaptık. Sinan Zengin'in amacı, Lovalite'yi Türkiye pazarına sokmak. Umarım röportaj amacına ulaşır.



Öncelikle kendinizden kısaca bahseder misiniz?


Lovalite logoAdım Sinan Zengin, Lovalite isimli Fransız firmasının ticari bolümünde çalışıyorum.
Brahim Dahmani polimer mikro sivri uç buluşunu yaptıktan sonra, ürünlerinin patentini aldı ve 2005 yılında Fransa'da, Lovalite isimli firmayı kurdu. Firma olarak yakın alan mikroskopları, atomik kuvvet mikroskopları satıyoruz; ayrıca "FDTD modeling solution" yazılımının Avrupa'da dağıtımını yapıyoruz. Bu yazılım, nanoteknolojik sentez deneyi yapmak için kullanılıyor.
Müşterilerimizin % 70'i Fransa dışından. Lovalite bugün 5 kişiden olusuyor :
- Müdür: Brahim Dahmani
- 2 kişi Ticaret bölümünde
- 2 kişi üretim bölümünde

Zaman ile firmayı geliştirmeyi düşünüyoruz. İtalya, Amerika ve Kuzey Kore'de dağıtıcımız var.


Nanoteknolojiyi nasıl tanımlıyorsunuz?

Bugün nanoteknolojide birçok icatlar bulundu ama hâlâ pek tanınmayan bir ilgi alanı ve teklif edilen yöntemler pek uygun değil. Biz bu alanı geliştirmek için yeni inceleme yöntemleri sunuyoruz. Ürunlerimiz nanoteknolojinin yeni alanlarını keşfetmeyi sağlayacaktır.


Ürünlerinizin özellikleri nedir?

Ürunlerimiz nanoçapında mikroskoplar üzerinde kullanılıyor. Başarılı sonuçlar veren ürünlerimiz hem verimli, hem güvenilir ve alınan ölçülerin kalitesi diğer ürünlere göre daha kaliteli ve maliyeti daha ucuz.


Türkiye'ye nasıl açılmayı düşünüyorsunuz, ilgilenmek isteyenlere mesajınız ne? İlgilenenler hangi adımları atmalılar?

Lovalite firmasına gireli 8 ay oldu ve profesyonel hayatımda hep Türkiye ile çalışmayı planlıyordum.Ürünlerimiz Dünya'nın birkaç ülkesinde satıldığı için, ben Türkiye'nin de faydalanmasını istedim ve projemi patronuma teklif ettim, o da onayladı. İnternette araştırmalar yaparak Türkiye'de bu dal ile ilgilenenler ile temas kurmaya çalışıyorum, amacım Lovalite firmasını temsil edebilecek ve ürünlerini dağıtabilecek bir firma bulmak. O firma müşteri bulana kadar, müşteri araması ile ben ilgileneceğim.
Mesajım ise, bu ürünler yeni icat edildiğinden şimdilik pek tanınmış değiller, ama inanıyorum ki firmamızın ürünleri kaliteli olduğundan ve patentimiz sayesinde bu ürünü piyasaya teklif eden firmalar da nanoteknolojide büyük buluşlar yapacaklardır. Piyasada bulabileceğiniz firma biziz.
İlgilenenler öncelikle internet sitemizi ziyaret edebilirler : http://www.lovalite.com

Sivri uçlu optik lifleri ihtiyacınıza göre üretiyoruz, bizim ile iletişim kurmak isteyenlere numaramı ve e-posta adresimi veriyorum:
- e-posta : zengins@lovalite.com
- Numaram : 00333.81.53.26.25

Evet, röportajımız burada bitiyor. Sayın Sinan Zengin'e röportaj isteğimi kabul ettiği için tekrar teşekkür ediyorum. Gelecek röportajlarda görüşmek üzere.

Nanosurf İlk Resimlerini Gönderdi

Nanosurf'un çektiği ilk resimŞu yazımızda Mars'a gönderilen atomik kuvvet mikroskobundan bahsetmiştim. Nanosurf firmasının ürettiği bu mikroskop, başka bir gezegendeki ilk nanoyapıları ölçen makine oldu. Nanosurf 9 Temmuz'da, çektiği nanometre çözünürlüğündeki görüntüleri başarılı bir şekilde Dünya'ya gönderdi. [soldaki resim] Resimler, bir test yüzeyinin şu ana kadar hiç görülmemiş detaylara sahip. Başarılı görüntü elde edilmesi nanomikroskopların kalibresini yapmaya yarıyor, bu ise Mars'taki gelecek mikroskop ölçümlerinin yapılmasının önkoşulu.

Nanosurf Mars proje müdürü Dominik Braendlin "Atomik Kuvvet Mikroskobumuzun Mars'taki şartlarda çalışması, nanogörüntüleme aygıtlarının kullanımının mümkün olduğunu gösteriyor. Mars'tan ileride gelecek parçaçık görüntülerini sabırsızlıkla bekliyoruz." dedi.

Parçacıkların yüzeyi yüksek çözünürlükte incelendiği zaman, çok sayıda bilimsel veri ortaya çıkıyor. Parçacıklardaki çizik ve erozyon izleri, bu parçacıkların hiç su ile taşınıp taşınmadığı hakkında bilgi veriyor. Bu araştırma için gerekli çözünürlük ise sadece atomik kuvvet mikroskobu ile elde ediliyor.

Kaynak: 1 , 2

10 Temmuz 2008 Perşembe

Günün Nano Ürünü (#4)

Bugün PEN'in sitesindeki nanoteknolojik ürün listesinden rastgele bir ürün seçeğim derken, gözüme Microsoft'un oyun konsolu XBOX çarptı. Siteye göre XBOX nanoteknolojik bir üründü. Bakalım nedeni ne?



XBOX360XBOX 360®

Şirket: Microsoft

Ülke: ABD

Özellik: XBOX'ın içinde bulunan çipi, IBM sadece Microsoft için yapmış, hatta başka müşteriye satmayacağına söz vermiş. Çip üç çekirdekli, biri sistemin beyin vazifesini görüyor. Çip 90 nm teknolojisi ile üretilmiş ve 165 milyon tranzistör içeriyor.

Ürünün internet adresi: *




Peki XBOX neden bir nanoürün? Bence çip 100 nm'nin altında, yani 90 nm teknolojisi ile üretildiğinden, XBOX nanoteknolojik ürün olarak sayılmış. Intel Pentium D, Core Duo, Core 2 gibi işlemciler de PEN'in internet sayfasında nanoteknolojik ürün olarak listeleniyor. Peki kritik sayı neden 100? Çünkü, resmi olmasa da genel olarak kabul edilen nanoteknoloji tanımı şöyle: "1-100 nm arası boyutlarda maddenin kontrolü, üretimi, değiştirilmesi ve sadece bu boyutlarda ortaya çıkan özellikleri kullanma." Sonuç ne? Hepimizin evine nanoteknoloji girmiş de benim haberim yokmuş! Çünkü piyasadaki birçok bilgisayarda 65 nm teknolojisi ile üretilen çipler bulunuyor. Siz bu konu hakkında ne düşünüyursunuz?

Kaynak: 1 , 2 , 3 [Resim - Flickr - talios]

Nanoparçacıkların Boyutunu Kontrol Etme

Michael White ürettikleri yeni aletin başında iken.Günümüzde kullanılan nanoyapı üretim reaksiyonları sonucunda, elinize nasıl bir yapının geçeceğini tahmin etmeniz zor. Nanoyapılarda fazladan bir tane atomun bile, malzemenin özelliğini tamamen değiştirme potansiyeli olduğu için, çıkan nanoparçacık beklediğimiz nanoparçacıkla alakası olmayabilir. Bilim adamları laboratuvarlarında ürettikleri nanomalzemelerin ne kadar atoma, moleküle sahip olacağını reaksiyon bitmeden kestiremedikleri için, nanoyapıları uygulamaya çevirmeleri güçleşiyor. Haberimiz nanoyapıların boyutunun önceden belirlenmesi hakkında.

Amerikan Enerji Bakanlığına bağlı Brookhaven Ulusal Laboratuvarı ve Stony Brook Üniversitesi araştırmacılarının geliştirdiği alet, boyutları 10-100 nm arasında değişen molibden sülfit nanoyapılarını atomik kesinlikte tahmin edebiliyor.

Molibden sülfit, hidrodesülfirizasyonda kullanılacak yeni nesil malzemelerin ilk hali olarak görülüyor. Hidrodesülfirizasyon reaksiyonu doğal gaz ve petrol ürünlerinden sülfürü ayırabildiği için, çevre kirliliğini düşürmekte kullanılması düşünülüyor.

Bilim adamları istedikleri boyuta sahip molibden sülfid nanoparçacıklarını gaz iyonu şekline getirdikten sonra, narin bir şekilde altın yüzeyine diziyor. Nanoparçacıklar altın yüzeyi ile çok az etkileşime girdiği için, bozulmadan kalıyor.

Brookhaven Üniversitesi Kimyacısı Michael White "Bu alet sayesinde bir nanoyapıdaki atom çeşidi ve sayısını kontrol edebiliyoruz. Bu sayede de istediğimiz şekle, boyuta ve kimyasal yapıya sahip nanoyapılar üretebiliyoruz. Bu gelişme yeni nesil katalizör üretimi için çok önemli husular." dedi.

Günümüzde, molibden sülfit nanoparçacıkları hidrodesülfirizasyon reaksiyonlarda kullanılıyor. Fakat optimum aktifliğe sahip parçacık boyutu ve reaksiyonun bu küçük parçacıklarda nasıl gerçekleştiği bilinmiyor. Parçacık boyutunu önceden tayin ettikten sonra, White grubu bu sorulara cevap arayacak.

9 Temmuz 2008'de Journal of Physical Chemistry C dergisinin internette yayınlanan sayısında yayınlanan makalede, White grubu çok kararlı olan "sihirli" bir yapıyı incelediler. Bu "sihirli" yapı, altın yüzeye dizilmiş 4 molibden ve 6 sülfür atomundan oluşuyor. Molekül başka moleküllerle irtibata geçtiği zaman içindeki 4 molibden atomu da aktif oluyor. Bu yüzden bu "sihirli" yapı yeni nesil aktif katalizörlerin prototipi olarak görülüyor. Araştırma grubu bir sonraki aşamada daha büyük ve aktif yapıları inceleyecek.

Kaynak: 1 , 2

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Günün Nano Ürünü (#3)

nanotozlu ayakkabı altlığıNanotozlu Ayakkabı Altlığı

Şirket: Beijing ZJ-Goflong Nanometer Tech. Co. LTD

Ülke: Çin

Özellik: Ayaktaki zararlı malzemelerin %90 oranında emiyor. Yıkanmadan 2-3 yıl giyilebiliyor. SQ-1 nanotoz sayesinde koku yapan bakterileri öldürüyor.

Şirketin web sitesi: *

Kaynak: 1 , 2 [Google Translate]

8 Temmuz 2008 Salı

Gunün Nano Ürünü (#2)

DeWalt 36 W Nanotech Cordless Power SetDeWalt Kordonsuz Elektrik Alet Seti

Şirket: DeWalt

Ülke: ABD

Özellik: Nanofosfat kristalleri ile çalışan, 2000 kere şarj edilebilen bir pil. Nature'da nanofosfatlarla ilgili makale yazan S.-Y. Chung, J. T. Bloking & Y.-M. Chiang üçlüsü batarya şirketi kurar. O sıralarda da DeWalt ürünlerini rakiplerinin üstüne çıkaracak bir gelişme arıyordur. Böylece A123Systems ile DeWalt anlaşır, bu nanoteknolojik ürün ortaya çıkar.

Ürünün Web Sayfası: *

Kaynak: 1 , 2

Nanoteknoloji İle İlgili Google Trends Grafikleri

Bugün sizlerle Google Trends'te yaptığım birkaç araştırmanın sonuçlarını paylaşacağım.

İlk istatistiğimiz nanoteknoloji kelimesinin aranma sıklığı hakkında. "Nanotechnology" kelimesi "nanoteknoloji" kelimesinden 102 kat daha fazla aranıyor. [Google Trends'te bu sayı şu an 95'e düşmüş.] Bunun temel sebeplerini İngilizce'nin Dünya bilim olması, nanoteknoloji ile ilgilenenlerin İngilizce arama yapmayı tercih etmesi olarak sıralayabiliriz. "Nanotechnology" kelimesi nanoteknolojinin risklerinin araştırılacağı açıklandığında, Nobel sonuçları açıklandığında [2007'de Fizik Nobel ödülü nanoteknoloji alanında verilmişti.], NASA'nın yaptığı sensör haberlerinden sonra artış göstermiş.

"Nanoteknoloji" kelimesini en fazla arayan şehir ise Eskişehir. Bir diğer ilginç husus ise bazı zamanlarda "nanoteknoloji" kelimesinin hiç araştırılmamış olması.





[Resimlerin üzerine tıklayıp, daha kaliteli hallerini görüntüleyebilirsiniz.]




İkinci istatistik "nanoteknoloji" kelimesi ile "nano teknoloji" kelimesinin aranması hakkında. Türkçe sitelerde nanoteknoloji kelimesinin ortak bir yazımı yok: Nano Teknoloji yazan var, nano teknoloji yazan var, nanoteknoloji var. Google'dan öğrendiğimize göre nano teknoloji kelimesi daha çok aranıyor. Doğru olanı nanoteknoloji, onu da belirtelim.

















Son istatistik Dünya'yı gelecekte en fazla etkilemesi düşünülen 3 konu başlığı hakkında - yapay zeka, genetik ve nanoteknoloji - yapılan arama miktarları hakkında. İngilizce "yapay zeka", Türkçe ise "genetik" en fazla aranan kelimeler.
































Son söylemek istediğim, dileğim interneti bilimsel amaçla kullanan Türk kullanıcıların artması ve Türkçe bilim kaynaklarının artması.

7 Temmuz 2008 Pazartesi

Günün Nano Ürünü (#1)

Bundan sonra hergün Project On Emerging Nanotechnologies adlı websitesinde listelenen 500'ü aşkın "nano" üründen birini tanıtacağım. Neden bu site. Çünkü bu site şu ana kadar gördüğüm en kapsamlı nanoürün dizinine sahip. Sizin bildiğiniz başka siteler varsa, çekinmeden paylaşabilirsiniz. Neden böyle bir kategori başlattım? Okuyucularımın teorik bilgiden ziyade yapılmış uygulamaları daha çok merak ettiğini düşünüyorum. Hayırlı olsun!

Nanoürün demişken gene şu önemli hususu belirtelim. Günümüzdeki nanoürünler çoğunlukla içerilerinde nanoparçacık bulundurdukları için "nano" önekini almışlardır. Çok yaygın olarak kullanılan nanoteknoloji tanımında "...malzemelerin sadece nanoseviyede ortaya çıkan özelliklerini kullanma..." kısmı, şimdilik ürünlere pek yansımamaktadır. Neyse geçelim ürün tanıtımına.

CleanXchange™ Foil Shaver


Şirket: Remington

Ülke: ABD

Özellik:Hijyenik nanogümüşlü değiştirilebilir jiletler. Nanogümüşün kızarıklık ve tahrişi önlediği onaylanmıştır.

Ürünün Web Sayfası: *

Ürün Türkiye'de de satılıyor: Hepsi Burada linki.










Kaynak: 1

4 Temmuz 2008 Cuma

Rosnanoteh Çin İle İşbirliği Yapacak

Rosnanoteh ekibi 3 Temmuz'da nanoteknoloji alanında ortak olma amacıyla Çin'e gitmişti. Ekip Suzhou kentindeki Çin'in en büyük teknoparkını ziyaret ettikten sonra, görüşmelere Rosnanoteh yetkilileri Çin Bilim Akademisi Enstitüsün'de devam etti.

Görüşmeler sonuç verdi ve 3 Temmuz'da Rosnanoteh, Çin Bilim ve Teknik Bakanlığı ile nanoteknoloji alanında birlikte çalışacaklarını resmi olarak açıkladı.








Rosnanoteh başkanı Leonid Melamed, Çin ile ilişkiler görevine Rusya'dan Rosnanoteh Müdür Yardımcısı Aleksandr Losyukov'un getirildiğini bildirdi. [resmi solda]

Melamed ayrıca ilk amaçlarının Çin ile ortak projelerin ve özel yatırımcıların bulmak olduğunu vurguladı.

Rusya ve Çin nanoteknoloji alanında tecrübe ve bilgilerini de paylaşacaklar. Göze çarpan konular: nanoteknolojinin standartlaştırılması, nanoteknoloji ile ilgili kanun yapılması, nanoteknoloji ürünlerine sertifika dağıtımı, nanoteknoloji güvenliği.






Rus delegeler Çin yetkililerini 3-5 Aralık 2008'de gerçekleşecek Uluslararası nanoteknoloji Forumuna davet etti. İlerleyen zamanlarda da bu tür ortak seminer ve konferansların düzenlenmesi düşünülüyor.

Rus yetkililer ziyaretin verimli geçtiğini ve ilişkilerin böyle devam etmesini istediklerini belirttiler. Rosnanoteh ekibi Şangay Üniversitesini ziyaret ettikten sonra Rusya'ya dönecek.

Kaynak: 1

Boşta Gezen AKM Uçları ile Nanolitografya


Tümleşik devre teknolojisinin en önemli problemlerinden biri de çizgi kalınlığının [kağıt üzerinde harfleri oluşturan çizgilerin kalınlığı olarak düşünülebilir] düşürülmesidir. Bilgisayar çiplerinin performansı ve hızı, çizgi kalınlığının büyüklüğü ile yakından alakalıdır. 1960'ların başında çizgi kalınlığı büyüklüğü 5 µm iken, optik litografyadaki gelişmeler ile bu büyüklük kullanılan ışının sınırlarına kadar dayandı. Fotolitografyada günümüzde dalga boyu 248 ilâ 193 nm arası değişen derin morötesi ışınlar (DUV) kullanılıyor. Teorik olarak bu ışınlarla 50 nm'lik desenler yapma imkanınız olsa da, en küçük olan 157 nm dalga boylu ışıkla bile sürekli gelişen nanoüretim yöntemlerine yetişmeniz mümkün değil.

İsrail'deki araştırmacılar lazer aşındırması ile değişik yüzeyler üzerinde çok küçük yapılar oluşturma üzerinde çalışıyorlar. Yakın zamanda araştırmacılar Boşta Gezen Uç Nanolitografya (BGUN)(FTN - Floating Tip Nanolithography) yöntemini tanıttılar. Şimdi kısaca yöntemi tanıtalım.

AKM'lerin sivri uçları femtosaniye lazerle birkaç yüz dereceye kadar ısıtıldıktan sonra, yumuşak bir polimerin üzerine [polimer, sivri uç ile fizikse temas halinde değil] ∼ 20 nm kalınlığında 2-4 nm derinlikte çizgiler yapılabiliyor.

"Yeni metodumuz ile sürekli olan uç-yüzey etkileşimleri ile, temassız metal işlemesi yapılabilir" diyor Dr. Alexander Milner. "Metodumuz tüm ticari AKM'lerde yeni bir manivelaya ihtiyaç duyulmadan Apertureless Near-Field Scanning Optical Microscope (ANSOM) modunda uygulanabilir. Metodu uygulayabilmemiz için tarayacı ucu daha önceden belirlenmiş yükseklikte [1-2 nm] tutan yeni bir AKM modu oluşturmamız gerekti."



Araştırmacılar BGUN ve fiziksel kazıma yöntemi ile yapılan iki deseni karşılaştırmışlar. BGUN ile malzeme gerçekten kazınmış iken, diğer yöntemde sadece dışarı doğru çıkartılmış. [resim]














Makaleye şu adresten ulaşılabilir.

Kaynak: 1

2 Temmuz 2008 Çarşamba

Rosnanoteh İkinci Bildirisini Yayınladı

Üç gün önce bahsettiğimiz Rosnanoteh kurumu Haziran ayı bildirisini yayınladı. Bu yazımda raporun kısa bir özetini oluşturmaya çalışacağım.

Bildirinin ilk sayfasında "Ayın Alıntıları" diye bir bölüm var. Bu bir sayfalık bölümde, Haziran ayı içerisinde Rusya'daki önemli kişilerin nanoteknoloji hakkındaki sözlerine yer verilmiş. Putin Fransa ile bio ve nanoteknoloji alanında işbirliği yapacaklarını, Sergey İvanov sadece ticari değeri olan projeleri destekleyeceklerini, Andrey Fursenko araştırmacı eksiklğinden, Leonid Melomed Rusların nanoteknolojiden çok şey beklediklerini ve kendilerinin Rusları aldatmaya haklarının olmadığından, Vitaliy Belyayev ise Rusya'nın Japonya'nın yolundan gitmesi gerektiğinden bahsetmiş.

İkinci bölüm Rusya'da nanoteknoloji alanında yapılanlar hakkında. Ben bu bölümden sizlerle sadece önemli bulduğum haberleri paylaşacağım.

İlk haberimiz Rosnanoteh'in tarihindeki ilk projeyi onaylaması hakkında. 455 proje arasından seçilen "nanoyerleştiricilerle küresel olmayan optik eleman üretimi" projesi için Rusya 8.66 milyon € ayıracak. Proje için kurulacak şirketin 2011 yılında 15 ilâ 40 milyon € kâr getireceği tahmin ediliyor. Kurum ayrıca yakın zamanda 2 projenin daha hayata geçirileceğini bildiriyor: biri yeni kanser tedavi yöntemleri geliştirme üzerine diğeri ise ekonomik aydınlatma sistemleri üzerine.

İkinci haber Rus Bilim Akademisi'nin toplantısı ile ilgili. Putin bu toplantıda Rusya'nın nano ve biyoteknoloji, nükleer enerji, uzay ve birkaç diğer alana 2008-2010 yılları arasında 600 milyar Ruble [26 milyar Amerikan Doları] yatırım yapacaklarını açıkladı.

Üçüncü haberimiz 12. Uluslararası Petersburg Ekonomi Forumu ile ilgili. Forumda bu sene diğer yıllara göre bir farklılık yapıldı. Forum süresince Rusya'nın stratejik projeleri ve nanoteknolojideki başarıları ile ilgili bir sergi düzenlendi. Ayrıca Rosnanoteh başkanı yapılan başvuruları değerlendirdi. Rosnanoteh'e toplam 62 şehirden başvuru yapılmış, projelerin sadece %27'si üretim ile ilgili. En fazla rağbet gösterilen alanlar ise elektronik, tıp ve enerji. 7 Haziran'da Rosnanoteh, Amerikan şirketi Intel ile nanoteknoloji alanında işbirliği yapma hakkında bir anlaşma imzaladı.

Dördüncü haberimiz MGU'da (Moskova Devlet Üniversitesi) nanoteknoloji eğitimi verilmesi hakkında.

Üçüncü bölüm Dünya'dan nanoteknoloji haberleri üzerine. Ben kısaca haber başlıklarını verip geçeceğim.

- AB nanoteknolojinin gelecekteki kullanımı üzerine bir komisyon kurmuş.
- ABD nanoteknolojinin sağlığa ve insana olan etkisinin iyice araştırılması gerektiğini düşünüyor.
- Nanoteknoloji alanında Doğu ülkelerinin ABD ve Avrupa'yı geçebilecek. Bu konuda şu blog yazıma bakabilirsiniz.

Dördüncü ve beşinci bölümler sırasıyla yurtdışında ve Rusya'da basında çıkmış nanoteknoloji haberleri üzerine. Bu bölümden bir bilgi vermiyorum, çünkü haberleri elimden geldiğince blogda yayınlıyorum.

Altıncı bölümde ise önümüzdeki aylardaki nanoteknoloji etkinlikleri, konferansları, seminerleri üzerine.

Son bölümde ise ilginç bilgiler veriliyor. Ben sadece bir tane bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Haziran ayında Rusya'da basında nanoteknoloji ile ilgili 941 makale yayınlanmış. Bu sayının yüksek olmasındaki etkenler ise şöyle sıralanmış:
- Rosnanoteh'in ilk projeyi kabul etmesi
- 12. Uluslararası Petersburg Ekonomik Forumu
- Rus Bilimler Akademesi toplantısı

Bildirinin orjinaline şuradan ulaşabilirsiniz.

 

Yukarı