Taşındım! Yeni adresim: http://nanoturkiye.net

28 Aralık 2008 Pazar

2008'in En Önemli 10 Nanoteknoloji Haberi

Not: Bu yazı bu blogdaki son yazı olabilir. Artık Wordpress tabanlı bir blogda yayınıma devam ediyorum. http://www.nanoturkiye.net

Yeni RSS adresi: http://feeds2.feedburner.com/nanoturkiye

Bu blogdaki yazılar, burada kalacak. Sadece yeni yazılar yeni sitede yayınlanacak. İçiniz rahat olsun.

--------------------------------------------------------------------------------------

2008 bitiyor. Ben de bu yazımda en önemli 10 haberi toplayayım dedim. Bloglarda bu bir gelenek sanırım.

1 - Nokia'nın Morph Konsepti - Nokia'nın Cambridge ile ortaklaşa yürüttüğü çalışma kapsamında Şubat ayında ortaya koyduğu nanoteknolojik telefon.

2 - Intel Atom'u çıkardı - Şu an Netbook'larda kullanılan Intel'in en küçük işlemcisi.

3 - İstikbal'den nanoteknolojik kumaş - Elektromanyetik dalgaları engelleyen kumaşla yapılmış Biocare yataklar.

4 - Phoenix'te Atomik Kuvvet Mikroskobu - Phoenix ile beraber bir atomik kuvvet mikroskobu uzaya gönderildi ve toprak tahlillerinde kullanıldı.

5 - Yapay Fotosentez - Yapay fotosenteze bir adım daha yaklaşıldı.

6 - Karbon Nanotüpler Ayakkabıda - Beijing 2008'de sporcuların kullandığı birçok nanoürün vardı. Bunlardan biri de Adidas'ın ayakkabısında

7 - Kansere karşı Reximmune-C - Nanoparçacıklarla tümör tedavisi.

8 - Çiplerde Memristör - HP laboratuvarlarında bulunan elektroniğin 4. elemanı çiplerde kullanılması düşünülüyor.

9 - En Hızlı Grafen Tranzistörü - IBM en hızlı grafen tranzistörü yaptı.

10 - Kendiliğinden Şarj - Ses dalgaları ile bile şarj olabilen nanoaletlere doğru giden yolda bir çalışma.



Bu da en çok okunan 10 haber:

1 - Olimpiyat Logosunun Küçük Hali

2 - NanoTR4'e 1 Ay Kaldı

3 - Piyasaya Haftada 3-4 Nanoürün Çıkıyor

4 - İstikbalden Nanoteknolojik Kumaş

5 - Hidrojen Yakıtı Pili Kullanan İlk Uçak

6 - Yalın Üretim ve Nanoteknoloji

7 - İstikbal'in Biocare Kumaşlı İlk Yatakları Çıktı

8 - Güneş Pili İle Sudan Hidojen Üretimi

9 - Nanoçocuk'un Maceraları

10 - Köpekler İçin Nanoteknolojik Yatak


Hepinize yazılarımı okuduğunuz için teşekkürler. Yeni adresimde görüşmek üzere.

27 Aralık 2008 Cumartesi

Güney Kore Üçüncü Olmak İstiyor

Şu an nanoteknolojide ABD, Japonya ve Almanya'dan sonra dördüncü sırada bulunan Güney Kore'nin 2015 hedefi 3.'lüğe yükselmek.

Kore'nin bir başka hedefi de önemli 30 teknolojide 500 şirkete sahip olmak.

Devlet son sekiz yıldır endüstriye 1.4 milyar $, Ar-Ge'ye 0.95 milyar $, 3.25 milyon $ altyapı için ve 74.56 milyon $ da eğitim için ayırmış.

Türkiye'nin de böyle hedefler koyması lazım artık, değil mi?

Kaynak: 1

26 Aralık 2008 Cuma

Rusya'nın İlk Nanoteknoloji Risk Sermayesi

Skolkovo logoRosnano yönetim kurulu risk sermayesi oluşturma projesini onayladı. Ortak olarak ise Moskova'daki SKOLKOVO işletme okulu seçildi. Sermayenin toplam miktarı 2 milyar ruble (69 milyon $), bu miktarın yarısını SKOLKOVO oluşturacak.

Rosnano'nun bu hareketi, kurumun eğitim ve yatırım problemlerini birleştirme görevinin açıkça bir örneği olarak görülüyor. Sermaye hem nanoteknolojik araştırmaların ticarileştirilmesini sağlayacak, hem de okul sayesinde eğitim verilecek. İşletme okulunun hocaları kaliteli iş planlarının, pazar analizlerinin gelmesi için uğraşacak.


Rosnano ile işbirliğimiz sonucunda elimize geçecek fırsatların farkındayız. 2009 yılında açılacak SKOLKOVO MBA programında ise öğrencilerimizden kendi iş planlarını oluşturmalarını isteyeceğiz. En iyi projeler destek görecek. Bunun Rusya için faydalı olacağını düşünüyoum - Andrey Volkov, SKOLKOVO Rektörü

Ülkemizde nanoteknoloji projelerini destekleyen risk sermayesi şirketi ise Golden Horn.

Kaynak: 1

KBT Hilmi Volkan Demire Plaket Verdi

Kuark Bilim Topluluğu Pazartesi günü (22 Aralık 2008) Bilkent Üniversitesi'nden Hilmi Volkan Demir ve grubuna bir plaket verdi. Plaketin verilme nedeni ise şu:


Doç. Dr. Hilmi Volkan DEMİR ve ekibinin özellikle çağımızın en büyük sorunu olan Küresel İklim Değişikliği afetinin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi yönünde büyük katkı sağlayacağı öngörülen WLED'lerin geliştirilmesine yönelik yaptıkları çalışmalarından dolayı KBT 2008 Bilim İnsanı Ödülü'nü kendilerine verdik.

Bu da plaketin veriliş anı:

Link: Hilmi Volkan Demir'e plaket



Hilmi Volkan Demir hocamızın daha nice ödüller, plaketler almasını diliyorum.

Not: Haberi geciktirdiğim için özür dilerim. Bu hafta biraz yoğundum.

23 Aralık 2008 Salı

Beşinci Oturum - Bitti

Panel: Türkiye’de Nanoteknolojinin Yol Haritası Ne Olmalıdır?
Panel Başkanı: Cengiz Ultav, Vestel Elektronik İcra Kurulu Üyesi
Panelistler: Reha Denemeç, AKP Ar-Ge’den Sorumlu Başkan Yardımcısı
Prof. Dr. Banu Onaral, TASSA, Başkan / Drexel Üniversitesi
Jan Nahum, Hexagon, Yönetim Kurulu Başkanı
Eray Yüksek, IBM Türk, Genel Müdür
Dr. Nicholas Deliyanakis, Avrupa Komisyonu


Nicholas Deliyanakis konuşuyor. Uçağa yetişeceği için en erken o konuşuyor.

Güvenlik ve kontrol üzerinde çalışıyorlar. Uluslararası işbirlikleri üzerinde çalışıyorlar.

550 proje için 1.4 milyar euro ayrılmış.

Daha fazla kişi bilim alanına girmeli. Araştırmayı inovasyona dönüştürelim. Avrupa'da bu bi sorun.
Biz genelde hep temel bilimlerle çalışıyoruz. O yüzden olabilir bu düşük inovasyon oranı.

Yeterli bilgiye sahip miyiz? OECD en fazla kullanılan 25 malzemeyi araştırıyor.

Rosnanoteh'den bahsetti çok az.

AB'de toplam 4750 kişi, 7510 fikir üzerinde çalışıyor.

15 dakika ara.

Semahat Demir konuşuyor

NSF ve NNI hakkında bilgi veriliyor.

NSF'den istatistikler:
32.000 profesör seviyesi
12.000 diğer personel
33000 lisans
74000 lise
27000 master

destek verilen öğrenci sayısı.

ABD'de de her hükümet girşimcileri desteklemek zorundadır. Türkiye'de de olabilir.

En önemli mesele iş gücü.

(Slaytlar İngilizce. Keşke Türkçe olsaydı. Çok mu zor?)

NNI (National Nanotechnnology Initiative)
26 devlet kuruluşu destekler bu kurumu.
2000 bütçesi 200 milyon $.
2008 1.5 milyar $ (Toplam dünyanın yatırımının %25'i).

4000 proje. 80'den fazla merkez var ABD'de.
10000 öğrenci ve hoca yetişmiş.

TBMM'yi ve halkı eğitmek lazım. Kongre üyelerini eğitiyormuş konuşmacı.

Eray Yüksek konuşuyor

Milletvekilleri gelmesi lazım. Çünkü Türkiye'nin geleceğini konuşuyoruz.

1986'da TTM bulunduğu zaman, nanoteknolojinin ilk adımları atıldı.

Şirketten Nobel çok az çıkar.

Dünya'nın en büyük 300 şirketinin CEO'su Türkiye'ye geldi. Dünya'nın geleceğinden bahsettiler. Basına kapalı idi bu toplantı. Öyle istediler. Krizden çok az bahsetmişler bu toplantıda.

Toplantıda Ar-Ge'ye para yatıracağız demişler.

Rakiplerimiz ABD, Rusya, Çin değil.

Mısır, Endonezya gibi ülkeler.

Tarımda iyi adımlar atacağız. Bir kirletmedik toprakları o kadar.

2004'te ana hedefi nanoteknoloji olarak belirledi İsrail.

81 şirket var İsrail'de şu an.

Bu tip toplantıları haftada bir yapıyorlar, yılda bir değil biz gibi!

Biz adım atmazsak, başımıza geleceklerden kim sorumlu olacak?

Sürekli toplantılar yapalım. Eksiklerimiz neler görmemiz lazım.

Hangi alanda uzmanlaşacağız? Savunma mı, sağlık mı? Hepsi olamaz. Çünkü bilim adamı sayısı kısıtlı.

Mısır IBM'e gel dediği için nanoteknoloji merkezi kuruldu. http://nanoturkiye.blogspot.com/2008/09/bir-arap-ulkesindeki-ilk-nanoteknoloji.html

Ticarete dökmek için, nanoteknolojiyi anlatmak için hangi dili kullanmalıyız? Eğe devlette yoksa kadro, IBM sağlarım dedi. 15 saatlik bir eğitim programı.

Banu Onaral konuşuyor
Beyin Göçü yok, beyin gücü var ABD'de. Bu bilim adamları sürekli Türkiye için çalışmak için uğraşıyorlar.

Beyin gücümüzde bir eksiklik yok. Sermayeye bakalım. Belki tek tek paramız az, ama toplayınca bayağı bir sermaye var. Artık konuşmaya gerek yok, yapmaya başlayalım.

İsrail 1980'de biyoteknoloji, savunma ve sağlığa yatırım yaptı. Buradan öğreneceğimiz şey, hata yap ve öğren. Denemeliyiz artık.

Jan Nahum konuşuyor
Bir slaytlık bir sunumu var! Nano konuşuyoruz ya!

Gelişmek için, bir engel olması lazım.

Artık bir teknoloji devrimi yapmak zorundayız.

400 yıllık sanayi devrimini, 80 yıla sığdırdık biz.

Deneme-yanılma yapma lüksümüz yoktu bizim. Kopyala ve yap modeliydi bizimkisi.

Dışarı açılmayı ihracat ile yaptık 80'lerle birlikte.

70'ten günümüze 4 devrim:

70 - kişisel bilgisayar

80 - internet

90 - biyoteknoloji

2000'ler - nanoteknoloji

17. en büyük ekonomisi isek, üretim yetmez. Katma değer lazım.

Katma değer nerede isek oraya.

O zaman günümüzde nanoteknoloji. Esas tren.

Fakat sorun var: İmalat ile teknoloji üretimi arasında aşılması gereken merhaleler var.

Teknoloji üretim değil sadece. Moda şirket de (mesela Starbucks) bir teknoloji.

En büyük düşmanımız vakit.

ABD yakalamak için değil, araştırma yapmak için araştırma yapıyor.

15000 bilim adamımız ABD'de.

Reha Denemeç konuşuyor

Tüm çözüm önerileri söylendi. Bakalım doğru anladın mı?

En önemlisi eğitim. Geniş düşünebilen insan yetiştirme - eğitim sisteminin ana hedefi

Artık sınırlar kalktı. Yurtdışında olması pek de önemli değil bilim adamlarının. Onlar orada kendilerini geliştiriyor.

Dördüncü Oturum - Bitti -

Panel: Sektörel Nanoteknoloji Uygulamaları V: Enerji
Panel Başkanı: Doç. Dr. Mustafa Tırıs, TÜBİTAK MAM, Enerji Enstitüsü Müdürü
Panelistler: Doç. Dr. Hilmi Volkan Demir, Bilkent Üniversitesi
Cengiz Ultav, Vestel Elektronik İcra Kurulu Üyesi
Dr. Murat Yıldırım, Ford Otosan, Ar-Ge Müdürü
Prof. Dr. Nurcan Baç – Yeditepe Üniversitesi
Yrd. Doç. Dr. Çetin Kılıç – Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü

Nurcan Baç konuşuyor

Etkinliğe biraz geç kaldım. Kaçırdım bazı kısımları.

Nanoteknolojinin enerji kaynaklarında kullanılması konuşuluyor. Fotokatalitik ve hidrojenden bahsedildi.

Nurcan Baç bir de zeolitlerden bahsetti.

Hidrojenin depolanması zor. Gelişmeler var. ABD'de hidrojen kullanan toplu taşıma araçları var.

Yakıt pilleri:

Elektrokimyasal bir reaksiyonlarla enerji elde edimi. Yanma yok yani.
Yakıt pilli MP3, IBM'in dizüstü bilgisayarı yakıt pili kullanan ürünler.
7 milyar dolarlık bir pazar yakıt pilli ürünler.

Olumsuz yönleri: yüksek fiyat ve düşük nem oranlarında geçirgenliğin azalması.

Nanokompozit membranlarla yakıt pili performansı artırımı üzerinde çalışıyor.

Olumsuz yönleri: yüksek fiyat ve düşük nem oranlarında geçirgenliğin azalması.

Nanokompozit membranlarla yakıt pili performansı artırımı üzerinde çalışıyor.

Cengiz Ultav konuşuyor
Vestel'de alternatif enerji uygulamaları için çalışıyor.

Kriz dönemkinde en şanslı kesim, bu salondaki kişiler. Krizden sonra yenilenme var.

Akılcı bir takım adımlar atılacak enerji konusunda.

Krizden sonra alternatif enerji üzerinde bir istikrar olacak. Eskiden petrol pahalanınca alternatif enerjiye, ucuzlayınca ise petrole dönülüyordu. Artık bu olmayacak.

Yakıt pilleri ile 5 yıldan beri çalışıyor Vestel.

Gelinen nokta: 5cm çapa sahip membrandan 5 wattlık enerji üretilebiliyor.

Evlere enerji sağlayacak yakıt pillerine odaklandık. Bu yakıt pillerine odaklanmış Vestel.

Seramik membran tamamen Türkiye'de üretilebiliyor.

Shock firması (Alman) 49 yıllığına Kuzey Afrika'dan alan kiralıyor, güneş enerjisi için.

Vestel kendi aynalarını üretiyor. Nanokaplamalara sahip. Alman şirketinden verimliliği yüksek.

Türkiye'de güçlü kaynaklar var: Bor, Güneş, Rüzgar,

Erken davrandık bence. Projelerin zenginliği çok güzel.

50000 dolara jip alabilirsiniz. 50000 dolara çok güzel bir yatırımı destekleyebilirsiniz. İşte bu farkı anlamak lazım.

Murat Yıldırım konuşuyor

Kriz dönemindeyiz. Tam Ar-Ge yapmak lazım.

Eskiden katı yakıtlar vardı. Şimdi sıvı yakıt kullanıyoruz. İlerde gaz yakıt kullanacağız.

Enerji değişiminin öneminden bahsetti. İşbirliklerine açıklarmış.

Hilmi Volkan Demir konuşuyor

120 slaytmış normalde. Çok kısa bir sunum olacak ama. Ticarileşmeye yakın, enerji konulu uygulamalardan bahsedecek.

DYO, Yaşar ve Eti Madenle çalışıyor Volkan hocanın grubu.

Dünya kirleniyor. Sera gazı artıyor. Tartışma yok bu konuda bilimsel mecralarda.

Neden artıyor karbon dioksit. Çünkü enerji ihtiyacımız artıyor. Daha fazla fosil yakıt tüketiyoruz.

Neden fazla tüketiyoruz?

Aydınlatma! (Tüm enerjinin %20'si aydınlatmada kullanılıyor)

Nanoteknoloji yardımcı olacak mı? Evet, ama problemin boyutu o kadar büyük ki, tek başına bir teknoloji çözemeyecek.

Şu an kullanılan aydınlatma sistemleri verimliliği: %20

LED'de ise bu oran: %50

Karbondioksit salınımı azaltılacak.

Elektrik olmayan bölgelerde de çok büyük bir avantaj LED'ler.

LED'leri tamamen kendileri üretiyor. Nanokristalleri de üretebiliyorlar.

Üretilen LED'ler birçok yönden üstün performanslara sahip.

Türkiye'nin çok güzel bir güneş enerjisi potansiyeli var.

Nanokristalleri hibritleştirerek morötesi ışınları bile kullanacak hale gelmek için uğraşıyorlar.

Çetin Kılıç konuşuyor

Temiz enerji ile nanoteknoloji arasında çok sıkı bir ilişki var.

Buluşa dayalı malzeme buluşu yerine, uygulama hedefli malzeme tasarımı olmalı.

Bilgisayar ile malzeme tasarlamalıyız. Modelleme ve simülasyon.

Nanomelzemelerin özelliklerini üretmeden bilebilmek. Simülasyon sayesinde.

Kuantum mekaniğinin temel prensipleri ile karakterizasyon yapılabilir.

Amaç: kombinasyonel malzeme arayışını labdan bilgisayara geçişi gerekli.

CAD, CAE gibi yazılımlar. (Bilgisayarcılar göreve! Gerçekten önemli. Maliyeti düşürüp, uygulama şansını artırıyor)

Tez: deneme-yanılma yöntemi ile araştırma yapanlar, nanoteknoloji yarışından kopacaktır.

Sorular:

1) Her türlü enerji kaynağından bahsetmedik. Mesela nükleer enerjiden. Nanoteknoloji ile bunun arasındaki ilişki?

Toplantıda sadece belli kesiti inceledik. Başka uygulamalar da var tabi ki.

2) Gelecek yakıt pili mi, fotovoltaik mi?

Bence odaklayıcı aynalar ile güneş pilleri ileride daha ilgi duyacak. - Hilmi Volkan

İnce film, güneş olukları - Çetin Bey

3) Volkan Bey, Çetin Bey'in düşüncesine ne diyor?

Her şeyi hesaplamak isteriz ama zor. Modelleme gerekli. Acaba nasıl modellediniz? dedi Hilmi Volkan

Üçüncü Oturum - Bitti -

Sektörel Nanoteknoloji Uygulamaları IV: Kimya ve Boya
Panel Başkanı: Prof. Dr. Mustafa Yılmaz, AKSA, CEO
Panelistler: Prof. Dr. Yusuf Menceloğlu, Sabancı Üniversitesi
Gülsen Çeliker, DYO, Yaşar Grubu Ar-Ge Koordinatörü
Dr. Cemil İnan, Arçelik Ar-Ge Direktörü

En çok merak ettiğim oturumlardan birisi. Faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Gülsen Çeliker konuşuyor
Hemen hemen tüm sektörlerde aktifiz.



Eskiden yüzeyin hep aynı kalmasını isterdik. Artık nanoteknoloji ile değişikliklere tepki verebilen boyalar istiyoruz.

Boyaların fiziksel, kimyasal, mekanik, optik gibi özelliklerini değiştirebiliyoruz.

Nanoparçacıklardan bahsediliyor.

Nanoparçacıklar neden önemli?
Altın örneği: 100 nm altında özelliği çok değişiyor. Kimyasal ve fiziksel özellikler.

Neler kullanılıyor nanoparçacık olarak:
Titanyum
Silika
Çinko oksit
Bor
Alüminyum oksit
Karbon
Kil

Nanoparçacık pazarı sürekli artıyor.

Nanokompozitlerden bahsediliyor.

Nanteknoloji diyebilmemiz için, istediğimiz molekülleri ya da atomları istediğimiz yere koymamız lazım.

Ambalaj sektöründe çok kullanılıyor nanokompozitler.

En fazla ise otomotiv. Yüzeyi değişen her uygulamada kullanılıyor.

Mitsubishi GDI modeller, TOYOTA Camry nanokompozit kullanan arabalara örnek.

Kazanılan Özellikler:
Kendini temizleme
Yanmaya direnç
Pas
Yağ iticilik
Dinamik yüzey (tepki veriyor)
Kendini onarma
vs.

Nanoboya pazarı 2013'te 13.7 milyar $ olacak deniyor 2008'deki bir raporda.

Kullanılan teknikler: sol-jel, nanokapsüller

Nanokapsüller en fazla tıpta kullanılacak gibi.

Kendini iyileştiren boyalar nasıl çalışır?

Çiziğe ve UV'ye maruz kalınca nanokapsül açılır ve görevini yerine getirir.

Boya satışı düştü ama katma değeri arttı. Hem üretici, hem tüketici için.

Arçelik grubu ile ince film kaplamalar üzerine çalışıyorlar.

DYO ne yaptı?
Fotokatalitik (Kendini temizleyen) boya. Avrupa ve Türkiye patentleri alındı.
Hastaneler antimikrobiyel boya ile boyanacak.
Yeni bir ahşap serisi. Hepsi sol-jel mekanizması.

Hilmi Volkan Demir grubu ile titanyum dioksitin boyutuna göre özellik araştırılması yapıldı.

Bodrumda Sapogo gemisi boyanmış. Yosun tutmuyor.
Benzer projeler üzerine DSİ ile çalışmalar başladı.

Cemil İnan konuşuyor
Arçelik, DYO ve Bilkent arasında çok iyi bir grup çalışması olmuş.
Nanoteknoloji ve Arçelik
Hassas sensörle
ses ısı yalıtum
nem geçirgenliği
su, kir tutmayan yüzey
hijyen
hafif malzemeler

Olayların gelişimi
Ocak 2005 - nanoteknoloji yol haritası belirleme çalışmaları
Şubat 2005-Aralık 2005 Üniv.
Nisan 2005 TÜBİTAK MAM ilişkileri
Şubat 2005-Aralık 2008 Arçelik'te konferanslar

İlgili konferanslara aktif katılınmış. Yurtdışında, yurtiçinde

Tam Koruma Üçgeni:
1)Buzdolobında titanyum dioksit fotokatalsit filtleri
Kolay temizlenebilir, antibakteriyel

2)Buzdolabı iç yüzeyin antibakteriyel olması

3)Havanın iyonize edilmesi ile havada askıda olan bakterilerin öldürülmesi.

Başka bir gelişim: Tutamak antibakteriyel oldu. Yaş boya üzerinde antibakteriyel boya uygulayan ilk şirket.

Parmak izi tutmayan kaplamalar da yapıldı.

Patent ve rekabet durumu:
Patent alarak işe başlıyoruz. Sensörler en fazla artan konu. Biz de bunu

Beyaz eşyada en fazla patent: Japonya, Kore

En fazla patent olan uygulamalar:
Kaplama
Hijyen, Koku önleme
İzolasyon
Filtrasyon

Samsung'un şebekeye kontrolsüz partikül saldığı için antimikrobiyel çamaşır makinesi yasaklandı. O yüzden risk yönetimi çok iyi yapılmalı.

Endüstriye Öneriler:
Bu tarz etkinlikleri kaçırmayın.
Üniversitelerle işbirliği yapın. Etkin olabiliyor.
Patent konusunu unutmamak lazım.

Mustafa Yılmaz konuşuyor
Nanoteknolojiyi bir devrim olarak görüyoruz.
İhtiyaçlara göre yeni uygulamalar (enerji, barınma, hafiflik, sağlamlık, konfor...)
Geleceğin başarılı şirketler ağ, pazar geliştiren ve hızlı uyum sağlayan şirketler olacak.

Yaratıcı bir ürün üretmeniz lazım.

Şu an ne yapıyor AKSA
Elektrospinning

Hedef ne:
nanokillerin elyafa enjeksiyonu
karbon nanoelyaf
grafen
karbon nanotüp
tekstilde uygulamalar

Katma değer ürünlerin ağırlığı artacak.

Organizasyonu düzenleyenlere teşekkürler.

Her seviyede yapılacak çok şey var. Çok yapılacak şey var.

Yusuf Menceloğlu konuşuyor
1990 yılında çalışmış nanoteknoloji ile çalışmış. İki şirketin yönetici kadrosunda: biri Türkiye'de, biri Amerika'da.

Nanomalzemeler nanoteknoloji değil. Nanoteknoloji için yapıtaşları.
Yeni teknoloji, yeni problem demek (Murphy kuralı)

Nanoteknolojinin gelişme aşamaları. İlk başta pasif yapılar. Yavaş yavaş aktif yapılar da geliyor.(kendini düzelten boyalar)

(Sunumdaki Türkçe ne yazık ki pek hoş değil. Kompleksite ya da Öceden(önceden olacak) diye bir kelime var mesela)

Türkiye kimya sektörü buradan bir gelişme kaydedebilir.

Çeşitli uygulamalardan bahsedildi. Daha önceden de yazmıştık zaten.

Sorular:

1) Grafen ile ne yapacaksınız?
Daha kesin değil (AKSA'ya soruldu bu soru) Sadece ilgi alanımızda olduğunu söyledik.

2) Nanofobia'dan bahsettik. Nanoteknolojinin etkisini bilemeyiz. Bakterileri öldüren parçacıklar, bağırsağınıza karışırsa, geleceği öngöremezsiniz. Siz DSİ ile anlaşarak, antimikrobiyel bir şebeke kuracağınızı söylediniz. Geleceği öngöremeyebilirsiniz. Samsng örneği gibi.

O tehlike salıveren sistemler için doğru. Bizim sistemde zaten nanoparçacık salımı yok. FDA'dan onay alıyoruz. DSİ ile sürtünmeyi azaltacağız, antimikrobiyel bir yüzey değil.

OTURUM BİTTİ

İkinci Oturum - Bitti -

Panel: “Teknoloji Transferi ve Ticarileştirme”
Panel Başkanı: Doç. Dr. Cemil Arıkan, Sabancı Üniversitesi, ALP Direktörü / Ulusal İnovasyon Girişimi, İcra Kurulu Üyesi
Panelistler: Prof. Dr. Fazilet Vardar Sükan, Ege Üniversitesi
Prof. Dr. Banu Onaral, Drexel Üniversitesi
Prof. Dr. Ahmet Aykaç (Mehtap Hanım gelmiş), Golden Horn / Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkan Vekili
Prof. Dr. Ahmet Oral, Sabancı Üniversitesi


Banu Onaral konuşuyor:

Fazilet Hanım'a teşekkür etti. Golden Horn'dan Mehtap hanıma da teşekkür etti.


Fikir çok. Üretim az. 1000 fikir - 1 ürün.

ABD sağlığa 30 milyar $ yatırıyor.

Ürün geliştirirken önemli hususlar: gerekli mi, pazar nasıl, kanun ve mevzuatlara uygunluk, iş planı çok önemli.

Dün bu konuda çok güzel öneriler gelmiş.

Üniversitede dünyanın her yerinde müthiş tez, bilgi üretilir. Türkiye'de de aynı şekilde. Yen, nesle bilgi veriyoruz.

Arkadaşlar internetin şifresi değişmiş, bağlantım gitti. Kusura bakmayın.

banu hanım çalıştığı enstitünün başarılarından bahsetti. 80 tane proje çıkmış. 10. yılını kutluyor.

Banu Hanım 50 yıldır katıksız akademik düşünmüş.

Ticareti küçümsüyormuş.
;
Önemini kavamış. Girişimcilik derslerine girmiş. Ve işte bu enstitü bu hallere gelmiş.

Fazilet Vardar Sükan konuşuyor
Ticarileştirmeye nasıl bakılıyor Türkiye'de. EBİLTEM'in başarı öyküsü.

Diğer ülkelere göre zengin bir yer kaynakları var. Bazı yerlerimizde ahlakımız bozulmamış. Değişime açığız. Genç bir araştırmacı kitle. Stratejil bir coğrafya.

Zayıf noktalarımız: sanayi politikalarımız eksik. Kurumlar arası iletişim düşük. Organizasyon ve takım çalışması eksik.

Aynı işlevi yerine getiren bir sürü kurum var. İsraf.

Hukuk yapımız tam değil. AB projelerinde olumsuz etkileri görüyoruz.

Yetersiz Ar-Ge kaynakları. Üniversite-sanayi işbirlği. Ar-Ge kanununda kamu üniversiteleri gözardı edilmiş.

Tarafsız uzman eksikliği. Toplum olarak problemleri buluyoruz ama fikir üretmiyoruz.

Veritabanı eksikliği.
Güçlerimizi birleştirmeliyiz.

Bunu nasıl sağlayacağız. Güçlü yönlerimizi daha da güçlendirerek. Eğitim ile. Patentleme ile. Politikalar (standardizasyon, sertifikasyon)

EBİLTEM başarı öyküsü:
1998'den beri sanayi üniversite işbirliği. 1994 yılında kurulmuş.

Sanayi üniversite işbirliği olmaz diyenleri çürütecek.

ebiltem.ege.edu.tr'den hizmetlerine bakabilirsiniz.

EBİLTEM'in kısaca başarıları: 42 proje yatırım, 537 patent başvurusu, 600 projelik bir havuz

2008 yılında Avrupa'nın en başarılı Teknoloji Transfer Ofisi seçilmiş.

260 kişiye istihdam. 42 milyon euro'luk bir katkı olmuş bölgeye.

Ege Üniversitesi bir devlet üniversitesi. Bunları başarması süper bir gelişme. Demek ki bi şeyler yapılabilir.

Serhat Görgün konuşuyor (Inovent)
Google gibi şirketler. Üniversiteden çıkan milyarlık şirketler.
ABD'de 2.4 şirket/yıl çıkıyor üniversitelerden, AB'de ise 2.2 şirket/yıl

MIT'den bugüne kadar çıkan şirketler dünya'nın en büyük 32. ekonomisi.

3., 4. sınıftaki öğrenciler gidip girişimci olsun - naçizane öneri. Salim Çıracı biz bunu yapmamalıyız demiş dün. Biz bilimle uğaşmalıyız. (18 Ocak 2009 düzeltme: Salim Çıracı UNAM'ın şirket sahibi olmak gibi bir amacının olmadığını söylemiş. Mezunların gidip şirket açmasını istiyorlar. UNAM'ın amacı araştırma yapmak, şirket kurmak değil.)

Yeni pazarlar oluşturmalıyız. Yabancı yatırımcı gelmeli.

Türkiye'deki akademisyenler ticarete sıcak bakmıyor. Bilimadamlarının makale hedefi var, patent hedefi yok.

Destek sağlayan kurum sayısı az.

Inovent olarak amacımız teknokentlerin eksiğini bulmak. Lisanslama ve şirketleşmeye götüren bir sürece sürükleme.

2006'dan bu yana 1200 girişimci ile görüşülmüş.

24 şirket yatırımcı arıyor.

2 start-up.

4 milyon $ cirosu var Sabancı'dan çıkan 9 şirketin.

Şirketleşme oranı ABD'den büyük Sabancı Üniversitesinin: Yılda 3 şirket.

Golden Horn'dan Mehtap Özkan konuşuyor:

Hedef sadece teknolojiye yatırım yapmak. Yatırım ve çevre desteği veriyoruz. Fikirin yanında girişimciye önem veriyoruz. Girişimci hiçbir zaman hayır dememeli.

Nanoteknolojiye yatırım yapmak için yatırımcı arıyoruz.

Ahmet Oral konuşuyor:
Ünivesiteden şirket kuran bir hoca. Daha fazla bilgi şurada.

nanoteknolojiye bize fayda vereek mi? Çok sık duyuyorum bu soruyu.

Bir on kiraz: 1900$ katma değer.
DOBLO üretimi: 13000$
Havelsan simülator: 2 milyon $
Microsoft: 4.900.000 $
Nanomagnetics mikroskop: 6 milyon $ (bu değerler ton başı, tabi bir ton mikroskop satamamışız daha)


Nanomagneticsin kurulduğu ev. İngiltere'de ama.

SORULARA GEÇİLDİ:

1) Mehtap Hanıma. İlgi gördüğünüz firmalara, ticarileştirilebilir ürün tavsiyesinde bulunurken ne tip katkınız var? Sizin faydanız?

İşe nasıl dönüştürülür. Olağan pazarı değiştiren bir ürün halini alması lazım. İş modelinde işe yarıyoruz. Siz mesela 10 kişiye hitap etmeyi beceriyorsunuz, biz bunu 1000 kişiye çıkartmaya yarıyoruz. Batı'daki risk sermayesi şirketlerinden farklıyız. Çok sıkıyız.

Hisse ortalama ne kadar? diye soruldu. Sektörden sektöre değişiyor. Örnekler veriyor.

2) Alet tasarımı yapabilmek için neler yapmalıyız?

Temel araştırmalara daha fazla önem verilmeliyiz. Laboratuvarlarda kırmaktan korkuyoruz. Ben izin veriyorum. Zaten tamir edebiliyoruz.

3) Nasıl artırırız girişmciliği gibi soru?
Konferans yapmak, toplantı yapmak, eğitimin bir parçası olması.
Banu Onaral dedi ki ABD'de aynı şeyler konuşuyoruz. Çok hoşuna gitti. Hatta daha iyiyiz. Meraklıyız, dinamiğiz. Daha da aktif olmalıyız diye ekledi.

Yatırımcı sorunu her yerde var diye ekledi Ahmet Oral. Türkiye'de olan ortamları kullanarak ilerlemeliyiz.


OTURUM BİTTİ

Sonraki etkinlik 15 dakika sonra. Yorumlarınızı nanoturkiye@gmail.com'a bekliyorum.

Birinci Oturum - Bitti -

Konuşmacılar:
Panel Başkanı: Dr. Ömer Aras – Finansbank, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı - konuştu
Panelistler: Reha Denemeç – AKP Ar-Ge’den Sorumlu Başkan Yardımcısı - konuştu
Faruk Eczacıbaşı – Eczacıbaşı Holding, Yönetim Kurulu Başkan Vekili - konuştu

Oturum başladı. Konuşmacılar yerlerini aldı.



Kriz güncel bir konu. Kriz ile inovasyon arasındaki ilişki. İkisi de olağan olmayan bir şey. İçiçe, birbirini besleyen kavramlar. Krizden kastımız ekonomik kriz. Kriz inovasyonu kısıyor.

İnovasyon kaynak gerektiriyor. Kriz esnasında inovasyona yatırım azalıyor gibi duruyor. Ama tarihe baktığınızda krizden kurtulmak için inovasyona yatırım yapmalı.

Mesela 2. Dünya Savaşı'ndaki inovasyonlar mesela.

Eczacıbaşı konuşuyor. Wired dergisinden bir makaleden bahsediyor. 1997 yılından. Dergi popularitesini kaybetti şu an.

Makale "Long boom" 20 yıl boyunca durgunluk beklenmemesi gerekli diyordu makale. Çünkü teknoloji dalgalar halinde geliyordu: biyoteknoloji, nanoteknoloji...

12 yılda bir ekonomi ikiye katlanacak diyordu makale. Teknoloji gelişecek, çevreye zarar vermeyecek.

3 yılda sonra kriz patladı (2000 NASDAQ krizi)

Beyin cerrahı tümörü açıp "A ne kadar mükemmel bir tümör" demesine benziyor, günümüzün ekonomistlerinin kriz hakkındaki düşünceleri.

1929 yılında Amerika'da işsizlik çok fazla. Bir sürü otomotiv şirketi batmış o zamanlar. GM, Chrysler ve Ford krizden etkilenmeden kurtuluyor.

ABD kurtuluyor krizden. Almanya savaş teknoloji ile krizden kurtuluyor.

Savaştan sonra, ABD dünya liderliği sağlıyor. Sivilleşme sayesinde.

Aynı şekilde sivilleşmeyi başaran savaş şirketleri kârlı çıkıyor.

DuPont naylonu buluyor. Önemli bir inovasyon. Savaşta paraşütte, daha sonra halı ve çoraplarda kullanılıyor.

TV de savaş esnasında geliştiriliyor.

ABD'de de mühendis sayısı:

1927 - 2775

1929 - 6320

1933 - 10927

1940 - 28000'e yakın

1948 - 46000 mühendis var.

1946 - 2220 AR-GE şirketi var ABD'de.

Krizden kârlı çıkmak istiyoruz. Naçizane öneriler Eczacıbaşı'ndan.

1- AR-GE'ye yer yok.

2 - IMF'ye bakarsak. Tasarrufa yönelik. Gene AR-GE'ye yer yok.

3 - Elimizde başka fırsatlar var: Verimlilik artışı.

Devletin tüm sorunlarını kendisi çözmesi yerine, başkalarına da çözüm imkanı vermesi lazım.

Mesela: Faturanın internet üzerinden verilebilmesi. Gerçekleşirse büyük devrim olur.

Sorunu var mı, var: irsaliye sorunu. İşte alın size inovasyon.

İnovasyon yalnız AR-GE değil.

Kalıp dışı düşünmemiz gerekli. Eczacıbaşı konuşmasını bitirdi.

-------------------------------------------

Reha Denemeç - AKP Ar-Ge’den Sorumlu Başkan Yardımcısı

Nanoteknoloji konusunda ilk toplantı bu. Teşekkür etti düzenleyicilere.

Neler yapılması gerekli ondan bahsedecek.

Kriz ABD'de de çıktı. Asya'yı etkildi. Bu ülkeler inovasyonla gelişmiş ülkelerdi. Türkiye finans yönünden etkilenmiyor ama bir şekilde etkileniyor.

ABD'de de zamanında kurtulmuş 3 otomotiv şirketi de şimdi sıkıntı da.

Sürdürülebilir büyüme gerekli. Radikal teknoloji. İnternet ve e-ticaret öne çıkıyor.

Pazarda lider olup, lider kalmak isteyenler yeni teknolojilere yönelir. Ama bu o kadar kolay değil.
Değişime sürekli tepki vardır.

Farklı ürünler, müşteri memnuniyet, bilime katkı yapan insanlar yetişmesi lazım.

Türkiye nerede?
AB tarım nüfusu - %5.3
Türkiye'de ise - %27 (yakında %10 olacak - 10-15 yıl) Aslında bunlar işsizliğin artmasını engelliyor. Şehire gelen köylüler işsiz kalıyor.

Sanayide iş bulamıyouruz. Bilişim sektörü olabilir. Artan nüfusu buraya aktarabiliriz.

Ar-Ge'ye aktarılan miktar:
Diğer ülkeler belli. Hedef %2, şu an %0.64 İsrail 1 numara: %4.7

1000 fikire, 1 ürün çıkıyor. Ne yazık ki. Kolay değil ürün geliştirmek.

Bilinen teknolojiler kullanmak kârlı değil. Belirli bir süre kâr edersiniz, daha sonra bir işe yaramaz. Arçelik, Vestel AR-GE laboratuvarı kurmak zorunda kaldılar.

Kritik Teknolojiler:
Nanoteknoloji, Biyoteknoloji, Bilişim, Bilgisayar. 4 önemli teknoloji.

2 yol var:
Teknoloji ithalatı - uzun vadede hiçbir işe yaramaz
Teknoloji üretimi - bu lazım

Ne yapılmalı:
Gücümüzün birleştirilmesi
Bilim Politikası
Yeni Köprü Kurumlar

Biz senelerce imalata önem verdik. - İstihdan sağlıyordu da ondan.
Daha öncesindeki tasarım ve geliştirmeye önem vermedik. Artık önem vermeliyiz.
Kaynakların %80'nini 5-6 önemli alana aktarmalı. Geri kalan %20'sini geri teknolojilere.

Savunmaya çok para aktarılıyor. Gerekli de. Ama yenilikçi bir şeyler çıkmasını sağlamamız lazım.

Ezberci bir müfredata sahibiz yıllardır. Müfredattan ayrılanlara haylaz deniyor. Müfredatı değiştirmeye çalışıyoruz. Okul, bina, bilgisayar gerekmiyor.

Ama kaynak yok! Devlet kendi eliyle yapmaya çalıştı, beceremedi! Kesin ve net. Artık TTNet Vitamin var çok güzel. (Bloglara değinseler keşke!)

Erken hareket ederseniz, teknoloji geldiği an pastanın çoğunu kapıyorsun.

Teknoloji hızlı gelişiyor. Zaman aralığı çok az.

Geç kalırsanız kaybetmeye mahkumsunuz.

OTURUM BİTTİ

Sorular alınıyor.

1. Soru: Kriz döneminde Ar-Ge yatırımları nasıl olacak?
Teknoparklar yetersiz idi. Ar-Ge kanunu çıktı. Mükemmel değil ama böyle bir kanun ilk defa çıktığı için önemli.
29 Ar-Ge merkezi kurulacak. En az 50 personel olacak.
Ar-Ge'ye yatırım artacak. Ama hedefimizi (%2) tutturamayacağız. Kriz olduğu için Ar-Ge'ye kesinti olmayacak bu net.

2.Soru: Ar-Ge merkezleri özel sektöre mi, devlete mi ait olacak?
Özel sektör. Soru soran hoca, diğer devletlerin devlet destekli merkezleri olduğunu, bunların Türkiye'de de olması gerektiğini söyledi.

3.Soru: Geliştirme yapıyoruz ama ihtiyacımızı belirleme yapmıyoruz. Gereksiz projeler geliştiriliyor.
Sistemden kaynaklanıyor. Çok zor değişirmek.

Soru 4: AB'ye üyelik süreci esnasında Ar-Ge'ye kısıtlama yapılıyor mu? Köprü kurumlar ne olacak?
Hayır. Sadece mükerrer yatırımları engelliyor, o da kısıtlama gibi görülüyor.
Köprü kurum eksikliği var. Ama yapamadık. Bilişim bakanlığı kurulacaktı. Biz yapacağımızı yaptık. Demek ki kamuoyu desteği lazım.


İkinci oturum için tıklayın:

Nanoteknoloji Pazarı Canlı Yayın

Sevgili NanoTürkiye okurları,

Şu an Sabancı Center konferans salonunda Nanoteknoloji Pazarı'nın 2. gününün açılışını bekliyorum. Etkinlik boyunca canlı blog tutmayı planlıyorum. Konferans salonunda canlı blog için gerekli her şey var: elektrik, kablosuz ağ. Sabancı Center'a teşekkürler.

İstanbul'da hava parçalı bulutlu 7 °C.





Salon girişi

Oturduğum yerden sahne.

İlk oturum saat 9:00-9:45 arası.
Panel adı: “Teknoloji Transferi ve Ticarileştirme”
Panel Başkanı: Dr. Ömer Aras – Finansbank, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Panelistler: Reha Denemeç – AKP Ar-Ge’den Sorumlu Başkan Yardımcısı
Faruk Eczacıbaşı – Eczacıbaşı Holding, Yönetim Kurulu Başkan Vekili

Beklemedeyim...

Birinci oturum: http://nanoturkiye.blogspot.com/2008/12/birinci-oturum.html
İkinci oturum: http://nanoturkiye.blogspot.com/2008/12/ikinci-oturum.html
Üçüncü oturum: http://nanoturkiye.blogspot.com/2008/12/ucuncu-oturum.html

21 Aralık 2008 Pazar

En Hızlı Grafen Tranzistörü

IBM silikon en yüksek frekansta (26 GHz) çalışan grafen tranzistörünü yaptığını açıkladı.

Grafen son yıllarda birçok araştırmacının dikkatini çekti, herkes bu malzeme ile ilgilenmeye başladı. Bu malzemeyi Moore Yasası'nı bir şekilde devam ettirmek için elektronik uygulamalarda kullanacaklar. Nedir bu grafen? Tek katmanlı karbon atomlarından oluşan bir karbon allotropu. Kurşun kalemlerde üst üste dizilmiş binlerce grafen tabakası bulunmaktadır.

Grafen tranzistörü

Şimdilik geçit uzunluğu 150 nm'lik tranzistör için bir sonraki hedef geçit uzunluğunu 50 nm'ye düşürmek.


Tranzistörün ideal şartlarda 26 GHz'lik frekansa ulaştığını gösteren grafik

Nano Letters'daki makale için tıklayın.

Not: Grafenin grafin olmadığını öğrenmeme yardımcı olan Yahoyt'a tekrar teşekkürler.

Kaynak: 1

Karbon Nanotüpleri Ayırma Yöntemi

Blogda 2 çeşit karbon nanotüpten bahsetmiştik zamanında: tek katmanlı ve çok katmanlı. Güneş pillerinin önemli bir bileşeni olan saydam iletkenlerde kullanıldığı zaman avantaj sağlayan çift katmanlı karbon nanotüplerin de önemi artıyor. Çift katmanlı nanotüpler, adından da anlaşıldığı gibi, iki atom kalınlığındaki karbon nanotüpler.

Karbon nanotüp üretim yöntemlerindeki en önemli eksik, reaksiyon sonucu oluşan farklı tip nanotüpleri birbirinden ayıracak bir sistemin olmaması. Nanotüp üretiliyor ama hepsi istediğimiz tipten olmuyor.

Northwestern Üniversitesi'nden iki araştırmacı, çift katmanlı karbon nanotüp üretimi için bir çözüm bulmuşlar. Yöntemin ismi ise yoğunluk gradient ultrasantrifigasyonu! Yöntem tek katmanlı ve çok katmanlı nanotüplerden, çift katmanlıları yoğunluk farkını kullanarak ayırıyor.


Çift katmanlı karbon nanotüplerÇift katmanlı nanotülerin çeşitli mikroskoplarda görüntüleri

Makale Nature Nanotechnology dergisinde yayınlandı. Makale burada. [Üyelik gerektirebilir]

“Nanomalzemelerin özellikleri boyutlarına aşırı derecede bağlıdır. Bu malzemeleri bir uygulamada kullanıp, güzel performans sağlayabilmek için; kullandığınız malzemelerin boyutları benzer olmalı. Bizim buluşumuz da tam bu sorunu çözüyor.” Mark Hersam
Kaynak: 1

20 Aralık 2008 Cumartesi

Bangalor Hindistan'ın Nanoşehri

Hindistan'ın Silikon Vadisi Bangalor, 2. Bangalor Nano etkinliğinde Karnataka hükümeti tarafından Hindistan'ın Nanoşehri ilan edildi.

Karnataka hükümeti nanobilim ve nanoteknoloji alanlarında AR-GE yapmayı, küçük, orta ve büyük şirketler kurup ticari ürün çıkarmayı teşvik etmek için, ellerinden geleni yapacaklarını açıkladı. Parasal desteğe ek olarak, Karnataka hükümeti 56.656 m2 (14 akr) hükümet arazisini Nanoteknoloji Enstitüsü'nü kurmaya tahsis etti. Karnataka hükümeti ayrıca Nano Park ve Kuluçka Merkezi de kurmayı planlıyor.

"Artık herkes nanoteknolojinin endüstri ve ekonomiyi çarpıcı şekilde değiştirdiğini kabul ediyor. 2. Bangalor Nano etkinliğinin temasının "Hindistan'ın geleceği için nanoteknoloji" olması çok manidar. Bangalor Nano, girişimcileri profesyonellerle, risk sermayecilerle biraraya getirdi. Farklı sektör ve araştırmalar için de bu tip platformlara ihtiyacımız var. " Shri. M. Hamid Ansari

Kaynak: 1

Doğal Yöntemlerle Karbon Nanotüp Bozunması

Pittsburgh Üniversitesi'ndeki araştırmacılar karbon nanotüplerin doğal yolla bozulmasını sağlayacak bir yöntemi keşfettiler. Bu buluş, birçok alanda kullanılan ve kullanılması beklenen nanomalzemelerin sağlık ve çevre problemi endişelerini azaltacağa benziyor.

a) Aşama aşama bozunma yüzdesi b) Enzimin çizimi c) Oluşan reaksiyon


Doğal bozunma yabanturpu peroksidaz enzimi (HRP) ile 12 haftada tamamlanıyor.

"Karbon nanotüplerin birçok farklı güzel özelliklerinin olması, uygulama alanlarını artırdı. Bu da çok fazla karbon nanotüp üretimine sebep oldu. Günümüzde karbon nanotüplerin zehirlilikleri hâlâ tartışılıyor. Nanotüp üretimi sırasında, çalışanların üstüne bir şekilde nanotüpler birikiyor; çok fazla nanomalzeme kullanımı çevre kirliliğine de yol açabilir. Biz bu malzemelerden çevreye zarar vermeden nasıl kurtulabileceğimizi gösterdik." Alexander Star
Nano Letters dergisinde yayınlanan makaleye ulaşmak için tıklayın.

Kaynak: 1

17 Aralık 2008 Çarşamba

Ocak'ta İki Nanoteknoloji Etkinliği

AB 7. Çerçeve Projesi kapsamında Ocak ayında Bilkent'te 2 tane etkinlik yapılıyor.

Birincisi 20-25 Ocak 2009 tarihleri arasındaki "Nanoelektronik ve Nanofotonik Kış Okulu"

Kış Okulunun amacı nanoelektronik ve nanofotonikteki en son gelişmelerin tartışılması için bir tartışma platformu oluşturmak ve ayrıca bu alanda çalışmayı düşünen yeni mezun veya doktora öğrencileri için bilgi vermek. Katılım herkese açık. Şu adresten kayıt yaptırmanız gerekiyor.

Konular ise şöyle:
* Nanomalzemeler ve yapılar
* Nanoteller ve nanotüpler
* Nanoboyutta karakterizasyon
* Nanoboyutta modelleme/simülasyon
* Nanofotonik
* Nano-Bio Sistemler
* Nanoboyut Elektroniği
* Plazmonik
* Kalıcı (Nonvolatile) Hafızalar


İkinci etkinlik ise gene aynı konular üzerinde bir çalıştay. 26-28 Ocak tarihleri arasında yapılacak. Alandaki önemli kişilerin çalıştaya iştirak etmesi bekleniyor. Etkinliğe kayıt yaptırmak için son gün 5 Ocak 2009. Kayıt için tıklayınız.

Etkinliğin internet adresi: http://www.fen.bilkent.edu.tr/~regpot

16 Aralık 2008 Salı

Feynman Ödülü 2008 Sonuçları Açıklandı

NanoarabaForesight Ensititüsü tarafından her yıl verilen Feynman ödülünün bu yılki sahipleri James M. Tour ve George C. Schatz oldu.

James M. Tour deney kategorisindeki ödülünü nanoarabaları ürettiği için aldı. Prof. Tour moleküler elektronik, karbon nanotüp modifikasyonu, kompozit oluşması, moleküler motor üretimi ve nanoarabalar konuları üzerine 330'dan fazla makale yayınlamış. Nanoarabaların üretilmesi ve araştırılması, aşağıdan yukarıya moleküler üretim için çok değerli çalışmalar.

Nanoaraba nedir? H şeklinde bir şekle sahip. Tekerlekleri 4 adet buckyball'dan oluşuyor. Fullerenlerin yüzeyler üzerindeki hareketlerini anlamak için üretilmişler. Bu adreste nanoaraba ile ilgili bir oyun oynayabilirsiniz.

21 Aralık 2008 eklemesi: Arabayı yapmak 8 yıl sürmüş. Tour, buluşunun patentini almamış, çünkü patentini alacağı teknoloji kullanılmaya başlayasıya kadar, patentinin süresinin dolması çok muhtemel.

Teori kategorisindeki ödülün sahibi George C. Schatz nanoüretim ve algılama alanında teorik katkılarda bulunmuş. Schatz'ın 3 tane kitabı, sayısal kimya ile ilgili 500'den fazla makalesi bulunuyor. Derin kalem nanolitografyası modellemesi, optimizasyonu ve metalik nanonoktacıkların plazmon etkileri konularında ilk atıflara sahip kişi. Teorik çalışmalarının moleküler makine sistemlerine katkıda bulunacağı düşünülüyor.

Bu adreste Schatz'ın bir konuşmasını izleyebilirsiniz.

Kaynak: 1, 2

Tübitak Özel Bilim Ödülü Nanoteknolojiye Veriliyor

Selim Ünlü
Tübitak tarafından Bilim Ödülü eşdeğeri olarak, çalışmalarıyla bilime uluslararası düzeyde katkıda bulunmuş, yurtdışında yerleşik, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu, hayattaki bilim insanlarına verilen Tübitak Özel Ödülü bu yıl Boston Üniversitesi'nden Selim Ünlü'ye veriliyor. Ödül töreni 23 Aralık saat 15:00'te Çankaya Köşkü'nde.

Selim Ünlü, ödülü "Optoelektronik ve nanoteknoloji alanında yüksek performanslı fotodetektörler, yakın alan taramalı mikroskopi ve yüksek çözünürlüklü yüzey altı mikroskopi konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları" dolayısıyla kazanmış. Kendisini ödüle aday olarak ise Bilkent Üniversitesi'nden Ekmel Özbay göstermiş.

Seli Ünlü'nün Boston Üniversitesi'nde Optik Karakterizasyon ve Nanofotonik adlı bir laboratuvarı bulunmakta.

Laboratuvarın amacı katıhal fiziği ve nanoseviyedeki biyolojik ortamlar için ileri düzey optik karakterizasyon teknikleri geliştirmek ve uygulamak.

Takımda birçok bölümden araştırmacılar var. Bazen lise seviyesinde bile öğrenciler araştırma takımına katılıyorlarmış.

Şu an üzerine çalıştıkları projeler ise şöyle:
GK12: Bilim, Teknoloji ve Matematik İşbirlikleri
Anaokulundan lise son sınıfa kadar öğrencileri kapsayan bir eğitim programı. Öğrenciler robot yapıyorlar, DNA analizi ile adli tıp sonuçları üretiyorlar,ışığı inceliyorlar.
Grafen Spektroskopisi
Nanotüp Spektroskopisi
Kuantum noktacık Spektroskopisi
Opto-Elektrik Kablosuz Sinir Uyarıcıları
Nörolojik hastalıklarda analiz için hastanın kafatasına yerleştirilen uyarıcılar yerineoptik kablosuz uyarıcılar geliştirmek.

Selim Ünlü 22-23 Aralık tarihlerindeki Nanoteknoloji Pazarı'na da panelist olarak katılıyor. Kendisini dinlemeyi çok isterdim ama ne yazık ki 22 Aralık'ta sınavım olduğu için etkinliğe katılamıyorum.

Selim Ünlü'yü aldığı ödül dolayısıyla tebrik ediyor, Dünya çapında daha birçok başarıya atmasını diliyorum.

Kaynak: 1 , 2 , 3

13 Aralık 2008 Cumartesi

Nanoçocuk'un Maceraları TRT Çocuk Ekranlarında

1 Kasım'da açılan TRT Çocuk kanalında "Nanoçocuk'un Yeni Maceraları" adlı bir çizgi film yayınlıyormuş. İlk duyduğumda çizgi filmin nanoteknolojiyi çocuklara anlattığını düşündüm, ama gerçek tam düşündüğüm gibi değilmiş.

Nanoçocuk
Çizgi filmin ana kahramanı Oscar. Bir nanoteknoloji uzmanı olan babası tarafından nanoçocuk olma yeteneği kazanmış. İlk başta, 9 yaşındaki uslu, masum bir çocuk olan Oscar; daha sonraları mikrodünya seviyesine inerek takım arkadaşları ile mikroplara ve bakterilere karşCzar Zarı savaşıyor.

Oscar, mikrodünyadaki takım arkadaşları Isaac Nevron (Einstein'ın beyninden canlı kurtulan son nöron), Corona Jane, Commander Flag ile nanorobot üreterek "Mikroevreni" yok etmeye çalışan Czar Zar'a karşı savaşıyorlar.

Çizgi film 2005 yılında Singapur'da kurulan Scrawl Stüdyoları tarafından yapılmış. İlk başta Asya ülkelerinde ilgi gören çizgi film, daha sonra Avrupa ve ABD'de kanallarında da gösterilmeye başlanmış. Scrawl'un bu başarısı küçük animasyon şirketlerinin de Dünya çapında işler yapabileceğini gösteriyor. Czar Zar

Çizgi film direk nanoteknoloji ile ilgili olmasa da, "nano" kelimesinin duyulmasını sağlayacak gibi. En azından çocuklar nano'nun küçük (Yunanca: cüce) birşeylerle ilgili olacağını bilecekler.

Türkiye'de de yeni kurulan Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi (ATOM) Kuluçka Merkezi'nden çıkacak bir animasyon şirketi de böyle Dünya çapında başarılara imza atar umarım. Nanoteknolojiyi çocuklara anlatan Türkçe çizgi film hoş olur mesela. :-)

Bu arada ilgilenenler için "Nanoçocuk'un Yeni Maceraları" hafta içi her gün 11:25'te, hafta sonu ise 10:30'da TRT Çocuk kanalında.

Kaynak: 1 , 2 , 3

12 Aralık 2008 Cuma

Din Nanoteknolojiden Sakındırıyor Mu?

BBC'de 8 Aralık'ta Nature Nanotechnology dergisinde yayınlanacak bir çalışmadan bahsedildi.

Nature Nanotechnology'deki araştırmaya göre nanoteknolojiye bakış açınızın kültürünüz ve dininiz tarafından belirlenme ihtimali var.

"Eğer inançlı iseniz, nanoteknolojiye olumsuz bakmanız kuvvetle muhtemel." diyor BBC.
Birkaç paragraf aşağıda ise
"Araştırmanın amacının, insanların değil ülkelerin dindarlığı ile ülkelerin nanoteknolojiye bakışı arasındaki ilişkiyi bulmak." - Pr. Dietram Scheufele

Araştırma sonuçları bilim adamlarının ve siyasetçilerin nanoteknolojinin kullanımını düzenleyecek kararlarında etkisi olabilirmiş.

12 Avrupa ülkesinin ve ABD'nin "dindarlık" seviyesi ve nanoteknolojiye bakışları belirlenmiş. Sonuç olarak, İrlanda ve İtalya gibi "dindarlık" seviyesi yüksek ülkelerin, nanoteknolojiyi kabullenmediği; Hollanda ve Belçika gibi daha az "dindar" olan ülkelerin ise kabullendiği ortaya çıkmış.

"Din sezgisel bir filtre görevi görüyor. Daha dindar insanlar bilgiye farklı bakıyor, din insanlara hayatlarında yol gösterici oluyor." - Pr. Dietram Scheufele

Araştırmada nanoteknolojiye en çok karşı çıkan ülke Amerika çıkmış. Nanoteknolojiyi en fazla kullanan ülke, hem de en fazla karşı çıkanlar arasındalar.

Araştırma ile ilgili birçok sorun var.

1) Nanoteknoloji nedir? Resmî bir tanımı olmayan bir teknoloji hakkında insanların ne düşündüğü nasıl bilebiliriz? Kimisi nanoteknoloji deyince daha faydalı malzemeler yapmak anlayabilir, kimisi de - BBC'nin haberine göre - nanoseviyede yaratık üretme. (nasıl olacaksa?) Bu iki tanıma bakınca, müslüman ya da hristiyan biri ilk tanıma itiraz etmez iken, ikinci tanıma karşı çıkacaktır.

2) Nanoteknolojiyi bilme oranı: Daha geçenlerde ABD'de çok az kişinin nanoteknoloji kelimesini duyduğu ortaya çıkmıştı. Nanoteknolojinin tanımı belli olsa bile, nanoteknoloji toplumda bilinmediği için, toplumun doğru bir görüş belirtmesini bekleyemeyiz. [Bunu araştırmayı yapan Dietram Scheufele de kendisi ile yapılan röportajda söylemiş. "ABD piyasada en fazla nanoürün bulunduran ülke, ama insanlar farkında değil. Medyada da nanoteknolojiye fazla ilgi yok."]

3) Bağıntı neden olmayı gerektirmez: Nanoteknolojiye bakış açısı ile dindarlık arasındaki ilişki; dindarlığın nanoteknolojiye bakış açısını belirlediği anlamına gelmez. Bu iddia şuna benziyor:

1950'ye göre atmosferdeki CO2 seviyesi ve suç işleme oranları artmış durumda. O zaman CO2 artışı, suçları da artırır.

Sonuç olarak, araştırmanın bir fayda getirmeyeceğini düşnüyorum. Belirsizliklerle ve zıtlıklarla dolu bir çalışma.

Kaynak: 1 , 2 , 3 , 4

11 Aralık 2008 Perşembe

Bütün Umutlar Obama Hükümetinde

Amerika'daki Ulusal Araştırma Kurulu dün (10 Aralık 2008) çok kritik bir rapor yayınladı. Rapor Bush yönetiminin nanoteknolojinin çevre, sağlık ve güvnlik konularının anlama ve bu konulardan doğacak problemleri çözmedeki eksiklerini ortaya koyuyor.

Rapor, nanoteknolojinin potansiyel risklerinden korunmak için yapılması gerekenleri anlatan önemli ölçüde yenilenmiş bir stratejik plan.

Project on Emerging Nanotechnologies (PEN) Başkanı David Rejeski rapordaki "öğrenilen dersler" başlığındaki maddelerin Barack Obama yönetimine yardımcı olacağını düşünüyor.

“Bush hükümetinin PEN uzmanlarının, nanoteknoloji endüstrisinden kişilerin, meclisteki her iki partiden de üyelerin düzeltilmiş sağlık ve güvenlik risk araştırma planı çağrılarını dinlememesi çok üzücü. Onların bu ertelemesi, yatırımcı ve müşteri güvenini zedeledi. Yönetim toplum sağlığını ve güvenliğini riske attı. Gecikme ile 14 milyarlık devlet ve özel sektör yatırımı ve bu teknolojinin sağlık, enerji ve üretim gibi sektörlerde ortaya çıkaracağı iyileşmeler tehlike altına girdi. Fakat ben bu raporun sonraki hükümet için bu kaybedilmiş zamanın telafisi için bir yol haritası olacağını düşünüyorum. İşin doğru yapılmasının zamanı geldi.” - David Rejeski

National Nanotechnology Initiative (NNI) tarafından hazırlanan rapora [pdf] birçok kesimden tepki gelmiş. PEN de bu tepki verenler arasında.

PNE'in itiraz ettiği noktalardan birkaçı:

1 - NNI raporunda söz konusu risklerin şu anki durumu, 10 yıl sonraki durumu hakkında çok net bir bigi verilmiyor.

2 - Nanoteknolojinin olabildiğince güvenli olması için gerekli araştırma hedefleri yok.

3 - Bu riskleri araştırma esnasında toplumun farklı kesimlerinden temsilciler de olmalı. Sadece devlet araştırması yeterli değil.

4 - Rapor şu an yapılan araştırmaları abartıyor. Mesela, sağlık ile ilgili birçok çalışmanın amacı nanomalzemeler kullanarak tedavi bulma; nanomalzemelerin sağlığa etkisini bulma değil.

PEN daha önce ABD cumhurbaşkanı için bir başka yol planı hazırlamıştı.

Bakalım Obama hükümeti gerekli adımları atacak mı? İlk defa bir teknolojinin çevreye verebileceği zararlar daha önceden engellenecek mi?

Kaynak: 1 , 2

9 Aralık 2008 Salı

Nanohırsızlar Yakalanacak

Rosnano başkanı Anatoliy Çubays 3-5 Aralık'ta yapılan Uluslararası Nanoteknoloji Forumu'nda nanoteknoloji kullanmadığı halde ürünlerinde "nano" öneki kullanan şirketlerle savaşacaklarını açıkladı.


"Sırf dikkat çekmek için şirket isimlerinde ve ürünlerinde "nano" öneki kullanan üçkağıtçıları ortaya çıkaracak standartlar sistemi uygulayacağız." - Anatoliy Çubays

Uygulama sadece Rusya'da üretilen mallar için geçerli olacak. Moscow Times ve Nanowerk iPod nano'ya bir şey olmayacak demiş. Ama iPod nano zaten gerçekten nanoteknolojik bir ürün. Çünkü iPod nano 2007 yılında Nobel ödülü alan dev magnetorezistans etkisini kullanıyor. Daha fazla bilgi için şu blog yazılarına bakın: 1 , 2

Bazı üreticiler konuşmayı çok doğru bulmamışlar. 2 yıl önce inşaat malzemelerinde nanoteknoloji kullanmak için harekete geçen firma, inşaat sektöründe kimsenin daha iyi malzemeler kullanmaya ilgi göstermediğini anlayınca, yatırımdan vazgeçmiş. Şirketin isminde de "nano" öneki kalmış tabi ki.

Bakalım Rusya bu uygulamada başarılı olabilecek mi? Nanoteknolojinin ciddiyetinin korunması lazım.

Kaynak: 1

Not: Bu arada haberde antibakteriyel çorapların 180-340 ruble arası fiyata satıldığı yazıyor. Dolar olarak bu fiyat 6.50-12 $ ediyor, fakat bir Rus için çok büyük bir fiyat. Garibime gitti.

NanoVector Biyolojik Nanoparçacık Taşıma Sistemini Ticarileştirdi

NanoVector logosuNanoVector, Stefan Franzen ve Steven Lommel tarafından geliştirilen bitki virüsü ile nanoparçacık ilaç taşıma sistemini lisansladığını açıkladı.

"Bu teknoloji daha yüksek verimlilikte ve daha az yan etki ile seçici tümör hedefleme ve hücre arası kanser tedavi eden malzeme gönderiminde diğerlerinden ayrılan bir teknoloji." Albert Bender, NanoVector CEO'su.



Bitki virüsü milyonlarca yıldır çalışan çok başarılı bir nanoparçacık taşıma sistemine sahip. Şu ana kadar ürettiğimiz en iyi kimyasal nanoparçacıktan daha üstün. - Albert Barden


Stefan Franzen ve Steve LommelStefan Franzen (solda) ve Steve Lommel değiştirilmiş bitki virüsü modeli ile

Virüsün en önemli özelliği içindeki sensör-bırakma sistemi. İyileştirici bir ajan taşıyan virüs hücreye girdiği zaman, kimyasal ortamdaki değişimi seziyor ve otomatik olarak kargosunu boşaltıyor. O yüzden zehirli ajan sadece hücrede salınıyor, hiçbir zaman kanda salınmıyor.

Böylece kanın içindeki sağlıklı hücrelerin kanser ilaçları tarafından zarar görme riski en aza indirilmiş oluyor.

Virüsün bir diğer özelliği de hücreye içine girdikten sonra kargosunu bir anda salıvermemesi. Virüse ilk başka importinler yapışıyor, ve bu importinler virüsü hüre çekirdeğine yönlendiriyor. Böylece ilacın verimliliği artıyor. İlacın direk çekirdeğe gönderilmesi, şimdiki terapi mekanizmalarında karşılaşılan çoklu-ilaç direncini kırmaya yarıyor. Virüs içindeki ilacı en kötü ortamlarda bile çok güçlü bir şekilde saklıyor.

Virüs insanlar için zararsız ve herhangi bir hücreye tipine yönlendirilmediği sürece de organlarda veya sağlıklı dokularda birikmiyor.

NanoVector North Carolina Bioteknoloji Merkezi'nden 1.000.000 $ yatırım almış bir şirket. CEO'su Albert Bender daha önce 4 tane risk sermayesi şirketi kurup, 3 tanesini büyük şirketlere satabilmiş birisi. Kariyeri boyunca risk sermayesi şirketlerinin kendisine yaptığı toplam yatırım miktarı 150 milyon $.

Kaynak: 1 , 2

5 Aralık 2008 Cuma

Kendiliğinden Şarj Olan Nanoaletlere Doğru

Tahir ÇağınTexas A&M Üniversitesi'nden Tahir Çağın ses dalgalarını %100 elektriğe çeviren piezoelektronik bir malzeme geliştirdi. Malzemedeki kristallerin boyutu 21 nm.

Buluşla ile ilgili makale Ekim ayında Physical Review B dergisinde yayınlandı. Makaleye ulaşmak için tıklayın.

Buluş küçük olsa da, etkisinin yüksek olması bekleniyor. Kullandığımız birçok elektronik eşyaların, dizüstü, fotoğraf makinesi, cep telefonu, en büyük sorunlarından biri, biliyorsunuz, şarj süresi. Kullanıcının hiçbir müdahalesi olmadan, kendiliğinden şarj olan aletler yeni bir nesli başlatacak.

Tahir Çağın'ın araştırmasında kullandığı piezelektronik malzemeler yeni değil. Yıllardır kullanılıyor. En basitinden araçlardaki çakmaklarda da piezelektronik kristaller var. Bu malzemeler mekanik bir kuvveti elektrik enerjisine çeviriyor.

"Ses dalgaları bile nano ve mikro aletleri çalıştırmaya yetebilir, yeter ki bu malzemeler bu amaç için üretilsin ve işlensin." - Tahir Çağın (1999 Feynman ödülü sahibi)

Malzemelerin bu amaca uygun üretilmesi ne kadar sürer, büyük bir merak konusu.

------------------------------------------------------------------------------------

Türkçe haberi yapanlar ise Chip TR Online ve ekşisözlük. Teşekkürler.

Tahir Çağın'ın araştırmasının başka dillerde haberlerinden birer örnek: İngilizce, Rusça, Almanca, Lehçe, Norveççe, İsveççe, İspanyolca

Güncelleme: Çekçe, Çince

18 Ocak 2009 güncellemesi: 9 Ocak'ta haberi Anadolu Ajansı yayınladı, böylece bu araştırmacımızın buluşu birçok gazetede haber olarak yer aldı. Star, Hürriyet, Yeni Şafak

Kaynak: 1 , 2

4 Aralık 2008 Perşembe

Rusya 10 Milyar $'lık Nanoteknoloji Programını Açıkladı

"Rusya orta vadede nanoteknolojiye 10 milyar $ ayırmayı düşünüyor."

Bu sözleri çarşamba günü Moskova'da başlayan Uluslararası Nanoteknoloji Forumu'nda Rusya başbakan vekili söyledi.

"Nanoteknoloji girişimlerine ayıracağımız 10 milyar dolar onaylandı ve bu paranın yarısı ROSNANO'dan geldi" (Sergey İvanov)

ROSNANO başkanı Anatoliy Çubays, önümüzdeki 3 ay içinde 20'den fazla projeye 714 milyon $ yatırım yapacaklarını söyledi.

Ivanov'un dediklerine göre Dünya'da nanoteknoloji alanında devlet, kurum ve risk sermayesi yatırımları geçen yıl 13.5 milyar $ olarak gerçekleşti.

Rusya nanoteknoloji alanında kaydedeceği gelişmelerle, hammadde bağımlılığından kurtulmayı hedefliyor.

Daha geçen yıl Temmuz'da Rusya'nın 7 milyar ayırdığını okumuştuk: 1 (Türkçe), 2 (İngilizce) - Yazılar UNAM'dan alınmıştır. Rusya bu nanoteknolojiyi ciddiye alıyor.

Kaynak: 1

 

Yukarı