Taşındım! Yeni adresim: http://nanoturkiye.net

31 Mart 2008 Pazartesi

NANO 101 - Odaklanmış İyon Demet Litografyası - 1

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Yeni yazılarımdan anında haberdar olmak istiyorsanız, RSS beslememe üye olabilirsiniz. RSS nedir ki, ne işe yarar diyenlere, şu videoyu armağan ediyorum.


-------------------------------------------------------------------------------------------------

Odaklanmış iyon demet litografyasında, odaklı iyon ucu, yüzeyi tarayarak eksiltici ya da artırıcı litografya yapar. Eksiltici litografya yüzeyden atom kopararak, artırıcı litografya da organik buhar ayrışmasıyla oluşan iyonları ekleyerek yapılır. İkincil elektron ve iyon üretimiyle de gerçek zamanlı görüntülere ulaşılır.

UNAM'daki Odaklanmış İyon Demet Litografyası odası:

UNAM Odaklanmış İyon Demet Litografyası odası











Bu sistemin ana malzemeleri aşağıdaki resimde görülüyor. Sırasıyla açıklayalım.

İyon tabancası: 10 keV enerjiye sahip hızlandırılmış iyon üretir. Bu iyonlar hedefe elektrostatik merceklerle odaklanır. İçerisinde sıvı metal vardır, genelde Ga katyonudur, çünkü oda sıcaklığında sıvı haldedir.

Altlık: Üzerinde direnen malzeme olan bir cisim. Direnen malzeme nedir? Hemen açıklayalım: yoğun iyon demetine maruz kaldığı zaman fiziksel veya kimyasal özellikleri değişen malzeme.

Yöntemin İngilizcesi: Focused Ion Beam Lithography

Odaklanmış İyon Demet Litografyası Çalışma Prensibi Resmi


















Odaklanmış İyon Demet litografyasının avantajları:

1- Bilgisayar kontrollü olması.
2- Maskeye gerek yok.
3- 1 µm'den küçük desen üretilebilir.
4- Direnen malzemeler, elektron demetindeki direnen malzemelerinden hassas.
5- Kırılma etkileri minimum seviyededir.
6- Küçük boyutlarda yüksek çözünürlük.
7- Hızlı prototipleme için uygun olması.

Dezavantajları:

1- Güvenilir iyon kaynağı gereklidir.
2- Eksi iyon kullanılırsa, şişmeler oluşur, bu da çözünürlüğü etkiler.
3- Elektron demet sistemine göre pahalıdır.
4- Üretim hızı. Sebep ise iyon hızının elektron hızından düşük olması.

Kaynak: 1

30 Mart 2008 Pazar

NANO 101 - Elektron Demet Litografyası - 3

İzdüşümlü Elektron Demet Litografyası
Bu yöntem gerçek desenleme yapmak için kullanılır. Bu sistemde deseni aktarmak için bir maske kullanılır. Mantık diğer litografik teknikleri ile aynı olduğu için gerisini yazmayacağım. Maske ile desenleme yapılır, daha sonra altlık sıvı içerisine konup aşındırma yapılır.

Bu yöntemin sorunu ise elektronları direk gönderdiğiniz için, maskede enerji birikmesi ve bunun sonucunda da maskenin ısınması. Bu sorunu çözmek için ise 2 çeşit maske yapılıyor.

Saçıcı maskeler: ince bir Si zarı ile kaplı bir maske. Üzerine düşen demetlerin çok az bir enerjisini içine alıyor, diğerlerini etrafa saçıyor.

Sürekli maskeler ise 2 katmandan oluşuyor: üstte düşük atom numarasına sahip ince bir zar (mesela 100 nm SiN), altta ise yüksek atom numarasına sahip zar (mesela 250 Angström Volfram) Desen alttaki katmanda oluşur ve bu katman elektron demetlerini saçabilir.

Desen 4 kere küçültülerek direnen malzemeye aktarılıyor.

UNAM'da Elektron Demeti Litografyası odası:

NANO 101 - Elektron Demet Litografyası - 2

Direk Yazmalı Elektron Demet Litografyası
Bu uygulamalanın ilk hali bilgisayar kontrollü tarama tünelleme mikroskoplarını (TTM) kullanıyordu. Bugün birçok laboratuvardaki TTM'ler bu göreve uygun hale getirilmiştir. Bu sistemler, elektrona duyarlı direnen malzemeleri mikroskop tarafından üretilen 10 nm çapındaki demetlere maruz bırakıyor.

Sistemin çalışma mantığı şu: Bu yöntem maske yapımında kullanılır. Elektron demetleri ile yüzey taranıyor ve istenen desen ortaya çıkıyor. Deseni siz kendi hareketleriniz ile belirliyorsunuz. Demetleri odaklamak için manyetik lensler kullanılır.

Taradığınız yüzey 100-1000 mikron uzunluğunda olabilir. Onun için tüm yüzeyi taramak için sübstratın kendisi de hareket ettirilir.

NANO 101 - Elektron Demet Litografyası - 1

Elektron Demet Litografyası uzun süreden beri küçük parçalar üretmek için kullanılıyor. Bu teknolojiden ilk bahseden Feynman'dır. Meşhur "Aşağıda Daha Çok Şey Var" adlı konuşmasında, Feynman çivinin tepesine yazı yazmaktan bahseder. Bunun elektron mikroskopları ile mümkün olabileceğini ve bu sürecin yavaş olacağı tahminlerinde bulundu.

Elektron demet litografyasının avantajları:
1- Bilgisayar kontrollü olması
2- Maskeye ihtiyaç yok
3- 1 µm2den küçük desenler oluşturulabilir
4- Kırılma etkileri minimum

Dezavantajları:
1- Eksi yüklü elektron demetlerinde şişme oluyor
2- Işık kullanan litografik sistemlere göre pahalı ve daha yavaş
3- Direnen malzemede ileriye saçılma ve sübstratta geriye doğru saçılma çözünürlüğü düşürüyor.

2 çeşit elektron demet litografyası vardır:
Doğrudan Yazmalı Elektron Demet Litografyası
İzdüşümlü Elektron Demet Litografyası

Bu iki tekniği de sırayla inceleyeceğiz.

29 Mart 2008 Cumartesi

NANO 101 - Foton Temelli Nanolitografik Teknikler - 4

X Işınlı Yakınlaşma Litografyası
Yakınlaşma ile yapılan litografyalardaki çözünürlük limitini aşabilmek için, yüksek enerjili X ışınları kullanılır.

Çok basit yöntem olmasına rağmen, teknolojik uygulamalarda pek kullanılmamıştır. Problem ise maskedir.

Maskeler zar şeklinde yapılmaktadır. Altta hafif silikon atomları, üstte yüksek derecede X ışını emebilen altın ya da tantalum nitrat vardır. Maskelerin desenlemesi elektron demeti veya kuru aşındırma ile yapılmaktadır.

Bu yöntem daha çok laboratuvarlarda kullanılmaktır.

Yöntemin İngilizcesi: X-Ray Proximity Lithography

28 Mart 2008 Cuma

Kozmetik ve Nanoteknoloji

Sektörler ve Nanoteknoloji serimize kozmetik ile devam ediyoruz.

Aslında nanoteknoloji 2000 yıl önce de kozmetikte kullanıldı. Antik Yunanlılar saçlarını boyamak için Kurşun Sülfatlı nanokristalleri kullanıyorlardı. Tabi bu bilinçsiz bir hareket olduğu için, kullanma olarak sayılmıyor.

Kozmetikte nanoteknoloji ilk defa 13 yıl önce (1995) uygulandı. Mayıs 2006'da sunulan bir rapora göre 116 ürün, nanoparçacık içeriyor.

Kozmetikteki mantık şu: daha küçük parçalar (nanotanecikler) derinin alt kısımlarına daha rahat gidebiliyor, bu sayede bozukluklar daha kolay ve verimli bir şekilde düzeltiliyor. Aşağıda listelediğim ürünlerin hepsinde de bu anlayış var. Yani nanoteknoloji sayesinde yepyeni bir kozmetik ürün oluşturulmamış. Vücudun, varolan ürünleri daha verimli bir şekilde emmesi sağlanmış. Ürünlerde genellikle metal oksitler kullanılıyor: Titanyum oksit, Çinko oksit gibi.

Nanoteknoloji Kullanan Bazı Kozmetik Firmaları:

L'Oreal
- Vitamin A'yı deri yoluyla vücudun daha derin bölgelerine ulaştıran polimer nanokapsüller.
- 1998 yılında buruşmaya karşı çıkardığı Revitalift adlı krem.
- Titanyum dioksit içeren güneş kremleri.

Freeze 24/7
- Vücuddaki kırışıklıkları giderici krem.

La Prairie

- Anormal deri pigmentlerini, derideki çizikleri ve buruşuklukları giderici ürünler.

Procter & Gamble Olay


Mary Kay

Neutrogena

Avon

Estee Lauder

PureOlogy
- Saç kremleri, şampuanlar.

DDF

- Yaşlanmaya karşı ürünler.

Colorescience

Caudalie

Heal Gel
- Plastik cerrahi ameliyatlarından sonra oluşan iltihapları giderici, sakinleştirici jel. Ayrıca güneş yanığı, burkulma, zedelenme ve yara izleri için de iyi geliyor.


Sorunlar
- Nanoparçacıklar derinin daha alt bölgelerine kadar gidebildiği için, ölmüş ya da hastalıklı hücreler kana karışabilir, lenf sistemine zarar verebilir.
- 70 nm'lik titanyum dioksit parçacıkları nefes yoluyla akciğere ulaşıp akciğerlere zarar verebilir.
- Küçük nanoparçacıklar hücre zarından geçip, DNA'yı etkileyebilir.
- Parçacıklar kansere sebep olabilir.

Yukarıdaki sorunlar, nanoparçacık verilen hayvanlarda görülmüştür. İnsanları da etkilemesi muhtemeldir.

Örnek olarak: Mart 2006'da Almanya'da bir banyo temizleyicisini kullanan kişiler rahatsızlandı. Üreticiler dahil malzemede neyin buna sebep olduğunu bilemediler.

Bilim adamları daha fazla bilgiye sahip olununcaya kadar nanoteknolojik kozmetik ürünlerden çekinmemizi istiyorlar. Konuya tam olarak vakıf değiliz. Malzemelerin hangi ortamda nasıl davranacaklarını bilmiyoruz. Normalde zararsız gibi gözüken nanoparçacıklar, vücuddaki bir bölgede hiç beklenmedik sonuçlar doğurabilir.

27 Mart 2008 Perşembe

Kök Hücreler Nanokeselerde Yaşayabiliyor

Northwestern Üniversitesi Tıpta BioNanoteknoloji Enstitüsü araştırmacıları içerisinde insan kök hücrelerinin saklanabileceği nanokesecikler üretti. Kök hücreler bu keseciklerde haftalarca yaşayabiliyor. Nanokeseciğin zarından proteinler rahatça geçebiliyor.

Makale 28 Mart 2008 tarihinde Science dergisinde "Self-Assembly of Large and Small Molecules into Hierarchically Ordered Sacs and Membranes.” adıyla yayınlanacak.



Samuel I. Stupp, araştırmayı yöneten kişi, "İki tane molekül ilgimizi çekmişti, onları suda çözdük ve iki çözeltiyi karıştırdık." dedi. " İki çözeltinin birbirine karışacağını düşünüyorduk, ama öyle olmadı, sıvılar birbiri ile temasa geçtiği bölgede ince bir zar oluşturdu. Bu müthiş bir buluştu, ve neden böyle olduğunu arştırmaya başladık. Mekanizmayı anlayınca daha da şaşırdık."

Moleküllerden biri peptid amfifil (PA), Stupp'ın 7 yıl önce geliştirdiği sentetik bir molekül ve yaptığı kök hücre araştırmalarında kullandı. Diğer molekül ise biopolimer hyaluronik asit (HA), vücudumuzda kıkırdak ve eklemlerde bulunan bir sıvı.

Arştırmacılar oluşan zarı cımbızla tutulabiliyor, istenilen boyutta zar üretebiliyorlar, çok rahat esnetiyorlar, yırtılma olursa kendiliğinden birleşme (self assembly) yöntemi ile yırtık yer kapatılıyor.

Araştımacılar peptid amfifil çözeltisini sığ bir kalıbın dibine koyuyorlar, üstüne de hyaluronik asit ekliyorlar. İki sıvının temas ettiği yerde katı oluşuyor. Kalıp değiştirilerek farklı farklı şekiller üretmek mümkün. Araştırmacılar yıldız, üçgen, altıgen oluşturdular. Oluşan şeklin 2 yüzü farklı kimyasal özelliklere sahip. Malzeme kuruyunca, plastik gibi sert ve bükülmez oluyor.

Kese üretirken, araştırmacılar hyaluronik asit moleküllerinin peptid amfifil moleküllerinden daha ağır ve büyük olmasından faydalandı. Yani ağır moleküller kaba dökülünce battı, sonra da hafif moleküller onları sardı ve zar içinde hapsetti.

Daha sonra araştırmacılar bu kesenin içine kök hücre koydular. Protein zardan geçebildiği için hücreler 4 hafta kadar yaşayabildi. Stupp "Genlerin, siRNA'ların, antikorların da zardan geçeceğini umuyoruz, böylece bu minik hücre laboratuvarı, araştırma ve terapiler için kullanılabilecek" dedi.

Kesede yırtık olursa nasıl mı tamir ediliyor? Çok basit. Yırtık yere peptid amfifil çözeltisi damlatılıyor, o da içeride hapsolmuş hyaluronik asitle temasa geçiyor ve kopuk kısımda zar oluşuyor.

Buradan
nanokeseciğin oluşma videosunu izleyebilirsiniz.

Video siteden kaldırılmış. Videoyu Sevenload'a yükledim.

Link: Nanokesecik




Kaynak: 1 , 2

Nanogıda

Öyle bir dondurma hayal edin ki, bir havuç kadar yağ içeriyor... Ya da kolesterol seviyenizi düşüren bir hamburger. Fındıklara karşı alerjiniz mi var, korkmayın fındık vücudunuza zarar vermeden çıkıp gidecek.

Nanogıda dünyasında bu tür olaylar mümkün. Yemeği atomik ya da moleküler seviyede kontrol edebildikten sonra; tadına, vücudunuza ne gibi faydalarının dokunacağına, ne kadar taze kalacağına siz karar verebilirsiniz.

Kimileri nanogıdaları yukarıdaki özelliklerinden dolayı sevecek, kimileri de güvenlik nedenleri isesevmeyecek. Ama şu bir gerçek, genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı oluşan tepkiden dolayı, nanogıda önümüzdeki yılların yeni mutfak çeşidi.

Nanogıdadanın yaygınlaşması için tarım, işleme ve paketleme süreçlerinin; sağlıklı ve çevreye zarar vermeyecek şekilde düzenlenmesi lazım.

Alman Helmut Kaiser Danışmanlık şirketi yüzlerce şirketin nanogıdaya yatırım yapacağını düşünüyor. Son raporunda şu cümlelere yer verilmiş: " Nanogıda sektörü 2003'te 2.6 milyar $'lık bir piyasa idi, 2005'te 5.3 milyar $ oldu, 2010'da da 20.4 milyar $ olması bekleniyor. Nanogıda paketlemesi sektörü 2005'te 1.1 milyar $ idi, 2010'da 3.7 milyar $ olacak. Dünya çapında 400 şirket nanogıda alanında AR-GE yapıyor. ABD lider, onu Japonya ve Çin takip ediyor. 2010'da Dünya nüfusunun %50'sini bulınduran Asya'nın Çin liderliğinde nanogıdanın en büyük pazarı olacağı tahmin ediliyor."

Guardian gazetesi yazarı,dünyanın en büyük 5 gıda şirketine (Kraft, Cadbury Schweppes, Unilever, Nestlé ve HJ Heinz) nanogıda ile ilgili sorular sormuş. Cadbury Schweppes nanogıdayı dikkatle izlediğini ama yatırım yapmadığını;Heinz nanoteknolojiyi kullanma planlarının olduğunu söylemiş. Kraft ve Nestlé ise yorum yapmamış. Fakat Unilever, bu işte ciddi olduğu söylemiş.

Bakalım neler olacak?

Kaynak: 1

NANO 101 - Foton Temelli Nanolitografik Teknikler - 3

Aşırı Mor Ötesi Litografya
Bu litografya tipi, optik litografyanın 10-14 nm dalga boylarındaki ışınlarla yapılmasıdır. Bu litografya, vakuumda yapılmak zorundadır. Bu dalga boyunda ışın kullanılması sayesinde yüksek çözünürlükte desenler elde edilir.

Sistem şöyle işlemektedir:Fotomaskenin üzerine ışınlar gönderilir, fotomaskeden yansıyan ışınlar mercek sisteminden geçer, geçerken 4 kat küçülür ve silikon altlık üzerindeki direnen malzemede deseni oluştururlar.Fotomaske %70 yansıtıcı yüzeye sahip, birbirini takip eden Mo/Si çizgilerden (yaklaşık 80 adet) meydana gelir.

Bu yöntemin en önemli kısmı, hatasıza yakın fotomaske yapımıdır.

Yöntemin İngilizcesi: Extreme Ultraviolet Lithography

Resim biraz daha açıklayıcı bilgi verebilir.





















Intel 2011 yılından önce bu tekniğin üretimde kullanılamayacağını düşünüyor. (1) Intel o zaman 22 nm'lik işlemciler yapacak. Hatasız maske yapımı için çalışmalar devam ediyor.

26 Mart 2008 Çarşamba

NANO 101 - Nanoteller

Genel bilgi

10−9 metre civarında çapa sahip olan tellere nanotel denir. Ya da nanoteller, birkaç nanometre büyüklükte bir genişliğe olan yapılardır. Uzunluk istenen değerde olabilir. Nanoseviyede kuantum mekanik özelliklerin önemi artmaktadır ve bu yüzden bu teller "kuantum telleri" olarak da adlandırılır. Bir çok nanotel çeşidi vardır: metalik (Ni, Pt, Au), yarıiletken (Si, InP, GaN), ve yalıtkan (SiO2,TiO2). Moleküler nanoteller ise yanyana gelmiş inorganik (Mo6S9-xIx) ya da organik moleküler (DNA) ünitelerin oluşturduğu yapılardır. Uzunluk-genişlik oranı 1000 olduğu için, genellikle tek boyutlu olarak kabul edilirler.


Nasıl Üretilirler

Nanoteller doğal bir yapı değildir ve laboratuvarda üretilmek zorundadır.

En yaygın üretim tekniği Buhar-Sıvı-Katı sentezleme metodudur. Bu metod, hammaddemiz laserle kopartılmışsa ya da gaz ise kullanılır. Hammaddeye öznce katalizör eklenir. Nanoteller için en iyi katalizörler sıvı metal (mesela altın) nanotanecikleridir. Hammedemiz bu nanotanecikleri doyurmaya başlar. Metal nanoparçacık aşırı doygunluğa ulaştığı zaman hammadde katılaşır ve dışarıya doğru nanotel olarak büyür. Nanotelin boyu istediğiniz değere ulaşınca, hammaddeyi kesiyorsunuz. Nanotel büyürken hammaddeyi değiştirirseniz, birbirini izleyen bir çok malzemeden oluşmuş bir nanotel üretmiş olursunuz.


Kullanım Yerleri

Nanoteller hala bir laboratuvar maddesidir. Fakat ileride bazı uygulamalarda karbon nanotüplerin yerini alabilir.

Nanotellerle p-tipi ve n-tipi yarıiletkenler oluşturuldu.

İki farklı yolla p-n jonksiyonu (p-n eklemi de demek daha hoş aslında) üretildi: birincisi fiziksel olarak p-tipi tel ile n-tipi tel kesiştirildi. İkinci metod bir teli farklı farklı dopinglerle uzunluğu boyunca doyurarak p-n jonksiyonu üretmek.

Bir çok p-n jonksiyonunu birleştirerek, mantıksal kapılar oluşturuldu.

İleride, nanoteller devredeki küçük bileşenleri birbirine bağlamada kullanılabilir.

Kaynak: 1

25 Mart 2008 Salı

Tükürük Testleri Kan Testlerinin Yerini Alabilir

Kanser, kalp hastalığı ya da şeker hastalığının iğne ile alınan kan yerine yerine, bir kaptaki tükürüğünüzle teşhis edilen günler yakın!

3 araştırma grubundan oluşan konsorsiyum, insan tükürüğünün proteomunu oluşturduklarını duyurdu. Makale bugün Journal of Proteome Research'te yayınlandı. Araştırmacılar ana tükürük bezlerinin (kulakaltı, çenealtı, dilaltı) ürettikleri tüm proteinleri buldular. Daha önce kan plazması ve terin de proteomları da oluşturulmuştu.

Tükürük testleri yaygınlaşırsa teşhisler daha ucuza halledilebilecek.

Proteom bir organın salgılayabildiği tüm proteinlere verilen genel bir addır.

James E. Melvin, makalenin yazarı, "Önceki çalışmalarda tükürüğün ağzı iyileştirdiğini, sesi yükselttiğini, tat alma cisimciklerini geliştirdiğini, bakterileri ve virüsleri yok ettiği bulunmuştu." dedi. "Bizim ve ortaklarımızın çalışmaları, tükürüğün vücuttaki hastalıkların takibi için yeni bir alet olabileceğini ispatladı. "

Konsorsiyum üyeleri: The Scripps Research Institute (John R. Yates III), University of Rochester, University of Southern California (Paul Denny), The University of California at San Francisco (Susan J. Fisher) and UC Los Angeles (David T. Wong, Joseph A. Loo).

Farklı cinsiyet ve ırktan oluşan 23 kişiden tükürük örnekleri alındı. Proteinlerin teşhisi için kütle spektroskopisi metodu kullanıldı. Toplam teşhis edilen protein sayısı 1166.

Kaynak: 1

24 Mart 2008 Pazartesi

NANO 101 - Foton Temelli Nanolitografik Teknikler - 2

İzdüşümlü Optik Desenleme
Fotolitografide en fazla kullanılan metod budur. Bu yöntemde maskedeki desen istenirse aynen ya da küçültülerek direnen malzeme üzerine aktarılır. Tümleşik devre endüstrisinde desen genellikle 4-5 kat küçültülür.

Maskedeki desen merceklerden oluşan sistem sayesinde küçültülür. Maske ile sübstrat arası mesafe, yakınlaşma ile desenlemeye göre oldukça fazladır - yaklaşık 0.5 m.


NANO 101 - Foton Temelli Nanolitografik Teknikler - 1

Değme ve Yakınlaşma ile Optik Desenleme

Değme ile desenlemede, fotomaske direnen malzeme ile temas halindedir. Maske ile direnen malzeme arasında boşluk yoktur.

Bu yöntemin avantajları:
1 - Basit bir süreçtir.
2 - Yüksek çözünürlükte desen elde etmek için uygundur.

Bu metodun problemi ise maskenin bir süre bozulmasıdır.

Üretim bittiği zaman, maske direnen malzemenin üzerinden alınır. İşte bu çıkarma işlemi sırasında maskenin boşlukları direnen malzeme ile dolabilir. Bu durumda ise ilerideki maskeleme işleminde farklı bir desen oluşur. Ayrıca maskenin yüzeyine çeşitli tozlar ve parçacıklar birikerek, maskenin tüm yüzeyinin direnen malzemeye değmesine engel olur bu da tabi ki yanlış desenlerin oluşmasına sebep olur. O yüzden değme yönteminde kullanılan maskeler işlem bitince temizlenmelidir.

Yakınlaşma ile desenlemede, maske ile direnen malzeme arasında küçük bir boşluk vardır. Boşluk, değme ile desenlemede ortaya çıkan hataların oluşumunu engeller. Aslında, değme ile desenleme zannedilen bir çok işlem gerçekte yakınlaşma ile desenlemedir. Çünkü bir yüzeyin diğer bir yüzey üzerine birebir oturması gerçekten çok zordur.

Bu yöntemin dezavantajı ise aradaki boşluğun ayarlanmasıdır.

Bahsi geçen iki yöntemin dezavantajı ise maske üzerindeki desen ile direnen malzeme üzerindeki görüntünün 1'e 1 olmasıdır. 1'e 1 görüntünün dezavantajlarını "NANO 101 - Maskeler" adlı yazımda anlatmıştım.

23 Mart 2008 Pazar

NANO 101 - Maske

Fotolitografide maske üzerinde bulunan desen, sübstrata aktarılır. Bazen maskedeki desen ile aktarılan yüzeydeki desenin boyu aynıdır. Bazı durumlarda ise maskedeki desen sübstrat üzerindeki gerçek desenden 4-5 kat büyüktür. Bu tip desenler indirgeme ve küçültme yöntemi ile sübstrata aktarılır.

Maskeler X-ışını, aşırı mor ötesi, elektron hüzmeli izdüşüm, iyon hüzmeli litografyasında da kullanılır. X-ışını litografyasında maske ve sübstrat desen boyu 1'e 1'dir. Diğer yöntemlerde aktarım için indirgeme yöntemi kullanılır.

Maskelerin daha büyük yapılmasının sebebi, kolay üretimdir. Nakil sırasında, maskedeki bozukluklar da aynen sübstrata aktarılır. Bu bozuklukların tamiri, küçük maskelerde çok daha zor olmaktadır. Bir de maske büyük olunca, hataların büyüklükleri de 4-5 kat azalmış oluyor.

Fotomaskeler genelde 80-100 nm kalınlıkta Cr ile kaplı cam ya da sentetik kuvarstan yapılmaktadır. Maske direnen bir malzeme ile kaplı altlığın üzerine konulunca, desen oluşturucu ile gerekli şekiller çizilmektedir. Desen oluşturucular da genelde elektron hüzmeli yazıcı sistemlerdir, ama lazer tabanlı yazıcı sistemler de kullanılır.






Elektron demeti yazıcı sistemin avantajları: yüksek çözünürlüklü desenleme
Elektron demeti yazıcı sistemin dezavantajları: yavaş olması, pahalı aletler

Lazer tabanlı sistemlerin avantajları: daha ucuz aletler ve hızlılık
Lazer tabanlı sistemlerin dezavantajları: düşük çözünürlük (son yıllarda ciddi iyileştirme yapıldı)

Maske üzerinden direnen malzeme üzerinde gerekli desen oluşturulduktan sonra , direnen malzeme üzerindeki desen, sıvı kimyasal aşındırma yöntemi ile kazınır.

Sıvı kimyasal aşındırma çok basit bir yöntemdir ve hataları düzeltme imkanı verir.

Maske yapımının son aşaması kontrol ve tamirdir. Fotomaskeler optik yollarla kontrol edilir. Maskenin resmi, veritabanındaki modellerle karşılaştırılır ve hatalı bölgeler işaretlenir. Hatalar lazer tabanlı ya da iyon hüzmeli metodlarla düzeltilir. Eğer fazlalık varsa, fazla olan kısım lazerle aşındırılır ya da Ga odaklı elektron hüzmesi ile alınır. Eğer eksiklik varsa, bunun tamiri daha zordur, kimyasal buhar biriktirme ile gerekli kısım doldurulur.

Tamir edilen zarlar ince ve saydam bir film tabakası ile kaplanır ve saklanır.


Aşağıdaki resime bakarak, süreci daha iyi canlandırabiliriz:































Resmin orijinali: 1

22 Mart 2008 Cumartesi

NANO 101 - Direnen Malzemeler (resist)

- Genellikle sübstrata uygulanan ilk maddedir.
- Genellikle polimerdirler.
- Herhangi bir bölgeleri radyasyona maruz kaldırsa,bir madde içindeki çözünürlükleri değişir. (olumlu veya olumsuz etki)
- Olumlu etki: polimerdeki bağlar kopar, molekül ağırlığı düşer, çözünürlük artar. Böylece radyasyonlu bölgeler kazınabilir hale gelir.
- Olumsuz etki: polimerdeki bağ sayısı artar, molekül ağırlık artar, çözünürlük düşer. Böylece radyasyon almayan bölge kazınılır.

Kazılma işlemi sayesinde silikon üzerindeki istediğiniz deseni oluşturmuş olursunuz.

Kimyasal Özelliklerine Göre Direnen Malzemeler
1- Geleneksel: radyasyon enerjisini direk kimyasal reaksiyona dönüştürür.
2- Kimyasal olarak geliştirilmiş: ana reaksiyon dışında, katalitik reaksiyonlar meydana geliyor.

En yaygın direnen malzeme polymetilmetakrilattır. (PMMA) 30 yıldan beri nanolitografyada kullanılmaktadır ve hala bir çok laboratuvarda da kullanılır.













Resmin orijinali: 1

NANO 101- Nanolitografya

Litografya (ing. Lithography) taş baskı anlamına geliyor. Basit bir tanım verecek olursak, taş baskı: kireç taşı üzerine yağlı mürekkeple çizilmiş şekil ve yazıların basılmasıdır. Çeşitli yerlerde litografi ve litografya kelimelerinin ikisi de kullanılsa da, TDK Güncel Türkçe Sözlükte litografya kelimesini kullanmış, biz de o yüzden yazılarımızda litografya ve nanolitografya kelimelerini kullanacağız. (bkz)

Nanolitografya ise taş baskı işleminin nanoseviyede yapılmasıdır. Silikon altlık üzerine çeşitli tekniklerle şekil ve desenler çizmektir. Bu teknik günümüzde tümleşik devre yapımında kullanılır.

Nanolitografik teknikleri sırasıyla inceleyeceğiz.

Nanopil

MIT malzeme bilimi araştırmacılarının deniz salyangozları üzerinde yaptıkları araştırma, pil teknolojisini değiştirebilir. Artık cep telefonunuz düşünce veya suyun içine dalınca bozulmayacak.
Salyongozlardan ilhan alan Angela Belcher, organik ve inorganik bileşenlerden oluşan bileşik akıllı nanomalzemeler geliştiriyor: şeker kağıdına benzer biyolojik, şarj edilebilen piller.

10 yıl önce deniz kulağının kabuğunun %98 kalsiyum karbonattan oluştuğunu ve çok sert olduğunu fark etmiş. Bu inanılmaz malzemeyi deniz kulağı yaygın bir minerali kullanarak yapıyor.

Santa Barbara'da doktora öğrencisi iken Dr. Angela'nın deniz kenarına bakan bir ofisi varmış, odasında da büyük bir periyodik tablosu. Birden aklına şu soru gelmiş: "Bizde deniz kulağı gibi proteinlere mineral bağlasak, ama tek çeşit olmasa ne olur? Sonra büyük bir heyecanla hemen önündeki 110 elemente bakmış.

Paula Hammond, kimya mühendisliği profesörü, Yet-Ming Chiang, malzeme bilimi ve mühendisliği profesörü, ve Belcher ilk biyolojik nano seviyedeki şarj edilebilir pili ürettiler.

Belcher virüsü cobalt oksite tutuncak şekilde değiştirip, pilini virüslere yaptırmış (parasız işçilik (: ) Pil ince film şeklinde, saydam ve verimli. Dr. Belcher masasında kendisi için uğurlu deniz kabuğundan bulunduruyor.

Belcher şimdi de şu soruyu soruyor: "Deniz kulakları kabuklarının molekülleri dış bir etken olmadan birleşiyorlar, peki kendiliğinden onarılan madde yapamaz mıyız?"

Düşünsenize, tabak kırılıyor ama bir kaç saniye içinde tekrar birleşiyor?

Kaynak: 1

21 Mart 2008 Cuma

Nanoteknoloji Termoelektrik Etkiyi İyileştiriyor

Yıllardır kullanılan bir kaba malzemenin tekrar yapılandırılması sonucu ,termoelektrik soğutucular ve güç üreticilerinin performasında %40'a varan artış gözlendi. Bu yöntem, Boston College ve MIT'deki araştımacılara göre, seri imalat için de uygun. Böylece yöntem endüstriyel soğutma uygulamalarında kullanılabilecek.

MIT profesörü Gang Chen, "Termoelektrik malzemeler ( sıcaklık farkı olduğu zaman elektrik üreten malzemeler) zaten şu an bir çok alanda kullanılıyor, ama bizim bulduğumuz yöntem daha verimli olduğu için performansta ciddi bir artış gözlendi" dedi.

Araştırmacıların iyileştirdiği malzeme bizmut antimon tellürid. 1950'lerden beri çeşitli alanlarda kullanılıyor, uzay araçları için enerji üretiminden, yazın arabaların koltuklarını soğutmaya kadar. Otomobil sektörü yazın ortaya çıkan bu ısıyı elektriğe çevirip, hibrit arabaların pillerini doldurmayı araştırıyor bile.

Şimdi, tüm bu uygulamalar ve daha fazlası, bizmut antimonun 5nm'ye kadar ufalandıktan sonra makro bir yapı oluşuncaya dek birleştirilmesinden dolayı ortaya çıkan %40'lık verimlilik artışı ile mümkün olacak.

Boston College profesörü Zhifeng Ren, "Yöntemimiz çok düşük maliyetli olduğu için, seri imalat için çok münasip" dedi.

Yapılan şey sadece bir malzemeyi nanoparçalara ayırıp, sonra tekrar birleştirmek, bu da nanoteknolojik yöntemler sayesinde yapılıyor.

Soğutmak için, bizmut antimon tellürid çubuğunun bir ucu sıcak kısımda, diğer ucu dışarda duruyor. Malzemenin içinden elektrik akımı geçtiği zaman, ısı içeriden dışarıya taşınıyor ve fanlara ihtiyaç duyulmadan soğutulma yapılıyor.

Aynı şekilde, elektrik akımı uçtan uygulandığı zaman da, ısı enerjisi elektrik enerjisine çevrilmiş oluyor.

Normal bir bizmut antimon tellüridle yukarıdaki işlemi denediğiniz zaman, malzemenin ısıl iletkenliği yüksek olduğu için, çok yüksek miktarda kayıp oluyor. Malzemeyi nanoseviyeden itibaren oluştururken araştırmacılar maddenin ısıl iletkenliğini azaltmışlar, böylece bu yüksek ısı kaybı da önlenmiş.

Kaynak: 1

20 Mart 2008 Perşembe

Cenk Serdar Nanoident'te

Avusturyalı elektronik baskı üretiminde dünya lideri olan Nanoident, dün Cenk Serdar' "Supervisor Board"(Türkçesini bilmiyorum, bilen varsa paylaşsın)' a kabul etti. Yakın bir zamanda ise MV Holding NANOIDENT ile ortak olmuştu.

Klaus G. Schroeter, Nanoident CEO'su "Mr. Serdarın şirketimize katıldığı için çok mutluyuz, satışlarımızı gitgide artırıyoruz, ve onun işletme tecrübesi de önemli bunu daha da artırmada büyük bir faktör olacak. Onun bilgili rehberliğini ve şirketimizi yarıiletken endüstrisinde lider olmasına devam ettirmek için getireceği yenilikleri dört gözle bekliyoruz. " dedi.

Cenk Serdar şu an Turkcell'de Katma Değerli Servisler Yönetimi'nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyor. Bilkent Endüstri Mühendisliği'nden 1991'de mezun olduktan sonra Wharton School of the University of Pennsylvania'da MBA yaptı. Teknoloji ve finansla ilgili birçok şirkette çalıştı.

Kendisine başarılar diliyoruz.

Jet Motorları İçin Kaplama

Ohio State Üniversitesi mühendisleri, jet motorlarını zirkonyum oksitle kaplayıp yüksek derecelerdeki paslanmaları engellemeye çalışıyorlar. Zirkonyum, kum ve diğer paslayıcı malzemeleri kimyasal olarak değiştirip, kanat üzerinde yeni dış bir kaplama meydana getirtiyor. Yani, aslında makina kenidini sürekli yeniliyor.

Bu gelişmeler, motorlar için ısıya dayanıklı yeni malzemelerin üretilmesini sağlayabilir ve bu sayede motorlar daha sıcak iken, daha verimli çalışabilir.

Nitin Padture, Ohio State'da malzeme bilimi ve mühendislik profesörü, projeye başlarken kafasında askeri uçağın lduğunu söylemiş. O zamanlar Connecticut üniversitesinde profesörmüş.

Çölde, kum fırtınaları olduğu zaman, kalkış ve inişlerde kum parçacıkları motora sıkışıyor ve motora zarar veriyor. Aslında sadece askeri uçakta değil, yolcu uçaklarında da aynı durum oluyor.

"Erimiş cam en kötü malzemelerden biri, her şeyi eritebilir." dedi Padture.

Sıvı cam, seramik kaplamanın içine giriyor. Asıl zarar motor soğuyunca gerçekleşiyor, cam esneyemeyen seramik üstünde katılaşıyor. Motor tekrar ısındığında, seramiğin altındaki metal genleşmek istiyor, seramik ise üstündeki camdan dolayı genişleyemiyor, seramik çatlıyor ve motorun ömrü azalıyor.

Acta Materialia dergisinin son sayısında, Padture ve çalışma arkadaşlarının yaptığı yeni bir kaplama, cama kimyasalları emmeye zorluyor ve kimyasalları zararsız, hatta faydalı seramiğe çeviriyor.

Kaplama zirkonyum atomları içinde gizlenmiş alüminyum ve titanyum atomları içeriyor. Cam zirkonyum alınca, alüminyum ve titanyum da almış oluyor. Cam, bu malzemelerden yeteri kadar aldıktan sonra dökme bir maddeden, sabit bir maddeye dönüşüyor ve seramiğe zarar vermeyi kesiyor.

Cam bir manada eski kaplamanın üzerinde yeni bir kaplama oluşturuyor. Cam oluştukça kaplama yenilenmiş olacak.

Yöntem için patent başvurusu yapıldı.

Dipnot: Çalışma grubunda Ayşegül Aygün adlı Türk de var.

Kaynak: 1

Elektrik Üreten Yapay Kas

California'daki araştırmacılar kendini iyileştiren ve elektrik üreten yapay bir kas ürettiler.

Araştırmanın mantığı Japonya'da okyanus dalgalarından elektrik üretmek için kullanılıyor. Geliştirilirse yürüyen robotlar, daha iyi protezler ve hatta cebinizdeki MP3 çaları şarj etme mümkün olabilir.

"Kas, elektrik uyguladığınıda %200'den fazla şişiyor"dedi Qibing Pei, Los Angeles, California Üniversitesinde bilim adamı, bir de hareket şekli insan kaslarına çok benziyor.

Yapay kaslar uzun zamandan beri var, ama şu ana kadar yapılanlar kendilerini bir zamandan sonra sakatlıyordu.

Araştırmacılar, elektrot olarak, tekrar tekrar kullanıldıktan sonra bozulan, genelde metal içeren filmler yerine; çok esnek karbon nanotüpleri kullandılar. Eğer alandaki karbon nanotüp bozulursa, yalıtkan hale gelerek, bozukluğun yanındaki alanlara yayılmasını engelliyor. (elektrik uygulanınca şişiyor çünkü kas)

Yapay kasa, bir çok darbe uygulandığı halde, çalışmaya devam etti.

Ayrıca üretilen kas, verdiğiniz enerjinin %30'nu kullanıyor.

Peki kas nasıl elektrik üretiyor? Şiştikten sonra kas gevşeyince, karbon nanotüpler yer değiştirdiği için küçük bir elektrik akımı oluşuyor ve bu elektrik de bir bataryada depolanıyor.

Çalışma Advanced Materials dergisinin Ocak 2008 sayısında çıktı.

Kaynak: 1

19 Mart 2008 Çarşamba

Yeşil Nanoteknoloji

Yeşil Kimya biliyorsunuz zararlı malzemelerin kullanımını azaltmayı veya yok etmeyi amaçlayan bir kimya felsefesi.

Aynı şekilde yeşil nanoteknoloji de nanoteknolojinin negatif dışsallık üreten süreçleri çevrenin gelişimini etkilemeyecek şekilde değiştirmektir.

Amacı nanomalzemelerden dolayı insan sağlığına ve çevreye zarar gelme potansiyelini asgari seviyeye düşürmek ve günümüzde varolan sorunları çözebilecek nanoürünler varsa, onların kullanılmasını teşvik etmektir.

18 Mart 2008 Salı

Tekstil ve Nanoteknoloji

Türkiye'deki tekstil sektörünün tarihçesi ve sektör hakkındaki genel bilgiler için tıklayınız.

Yukarıda verdiğimiz bilgilere göre Türkiye'nin sektördeki avantajlarını şöyle özetleyebiliriz:
1-Temel hammaddeler açısından zenginlik
2-Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere ana pazarlara coğrafi yakınlık
3-Kalifiye ve eğitimli işgücü
4-Gelişmiş bir tekstil terbiye sanayi olması

Sektörü analiz eden güzel bir yazı. Yazıya göre Türkiye'de 6 milyon kişi dolaylı olarak tekstil ile ilgili. Sektörün Türkiye'ye etkisi büyük, bunu kabul edelim.

Dünya'ya baktığımızda, firmalar arasında ciddi manada bir rekabet var. Bu rekabet yarışına devam edebilmek için firmalar bioteknoloji, nanoteknoloji, ve bilgi sistemlerine yatırım yapıyorlar. Yazının amacı nanoteknolojiyi incelemek olduğu için diğer yatırımları burada incelemeyeceğiz.

1-Nanoteknoloji, emekleme çağında olmasına rağmen, tekstil sektörünün performansını artırabileceğini ispatladı. Performans artınca ürünlerin katma değeri de artıyor. Nanoseviyedeki ilk ticari ürünler tekstilden çıkmıştır. Tekstilin diğer alanlarla işbirliği içerisinde daha "gerçekçi" nanoteknolojik ürünler üretmesi gereklidir.
2-Nanoteknoloji kullanılarak üretilen giysiler genellikle şu özelliklere sahip: daha dayanıklı, su, boya ve yağ emmeyen, daha az yıkanan kumaşlar. Nanoteknolojinin tanımına baktığınız zaman yapılan bu işleri, nanoteknoloji değil de iyileştirilmiş ve geliştirilmiş kimya olarak adlandırmamız daha doğru olacaktır. Çünkü nanoteknoloji , sadece nanoseviyede malzemelerde ortaya çıkan özellikleri kullanmayı gerektiriyor. Yukarıdaki örneklerde malzemenin nanoseviyede çıkan bir özelliğini kullanme yok, hepsinin mantığı bir malzemeyi diğer bir malzeme ile kaplayıp, özellik sayısını artırmak. Ama nanoteknolojiden tamamen uzak işlemler değil, giyilen kumaştan insanlar rahatsız olmasın diye, kaplamaların çok ince yapılması lazım; bu da nanoseviyede kaplama yaparak oluyor.

Aşağıda nanoteknoloji kullanılarak yapılan çeşitli kumaş çeşitlerini vereceğim:
1- İtici kumaşlar (su, yağ, boya vs. - kullanıldığı yerlerde, istenmeyen malzemeleri iten kumaşlar) Örnek firma: Nanotex (Amerika)

2-Koruyucu kumaşlar (elektrostatik boşalmaya, kötü havaya, mermiye, UV ışınlarına, mikroba karşı koruyucu) Örnek firma: Gore-Tex Workwear

3- Emici kumaşlar (nem, kötü koku; benzer şekilde güzel koku salgılayan kumaşlar) Örnek firma: Ciba (İsviçre)

4- Daha dayanıklı kumaşlar

5- Daha hafif kumaşlar

6- Kumaşın içindeki bir aygıt sayesinde üzerindeki elektronik eşyalar için elektrik üretme

7- Bedeni dinlendirme, besleme

8- Kamuflaj (Renk değiştiren kumaşlar)

9- Sensörlü kumaşlar (Vucüddaki arızayı anında algılayıp, en yakın sağlık merkezine sinyal gönderen kumaşlar - şimdilik askeri alanda)


Türkiye'de Nanoteknoloji ve Tekstil

1- Türk askerinin yeni kıyafetleri yukarıda saydığımız özelliklere sahip: 1

2- UNAM nanotekstil üzerine çalışıyor: Ömer Dağ, Mehmet Bayındır, Yüksel İkiz

3- Kelebek mobilya yağ ve kir tutmayan, uzun ömürlü, kuru temizlemeye ve sık yıkamaya da dayanıklı kumaşlar üretiyor.

4- İstikbal nanoiplikler kullanarak, elektromanyetik dalgaları engelleyen kumaş üretiyor. Detaylı bilgi burada.


Kaynak: 1

Sanayi Dalları ve Nanoteknoloji

Google Analytics ile baktığım sonuçlara göre "tekstil ve nanoteknoloji" anahtar kelimesi ile blogu ziyaret eden bir kaç kişi var. Ben de sektörlerde nanoteknolojinin şimdiki durumunu araştırmaya karar verdim. İlk konumuz tabi ki "Tekstil ve Nanoteknoloji".

Şu ana kadar 2 sanayi sektörünü inceledim:

Tekstil ve Nanoteknoloji

Kozmetik ve Nanteknoloji

16 Mart 2008 Pazar

Karbon Nanotüpten Termometre

Bir çok nanoteknolojik araştırma için ortamın kesin derecesini ölçmek gerekiyor. Bu problemi çözmek için nanoteknolojiden faydalanmak mantıklı olabilir. Nanotermometrenin nanotüpten yapılma fikri çok ilginç duruyor. Karbon nanotüpler güzel ama, 600°С 'de buharlaşması uygulama alanını kısıtlıyor.

Tayvanlı araştırmacılar nanotermometre olarak Au/Si alaşımı ile doldurulmuş beta-Ga2O3 nanotüpünü kullanmayı teklif ettiler. Böyle bir yapı tek safhada 4nm altın kaplaması olan silikon alttıkta Kimyasal Buhar Biriktirme yöntemi ile elde ediliyor.

Nanotüplerin çapı 70-100 nm, uzunlukları ise birkaç mikron. Nanotüplerin çoğu tek ya da çift yönden kapalı.

Üretilen nanotermometreler 300-800 °С arasında düzgün çalıştı. Isıtılınca alaşım doğrusal bir şekilde yukarı çıktı, soğutulunca da aşağı indi.

Çalışma Applied Physics Letters'da yayımlandı.

Kaynak: 1 , 2

Nanoteller Rock Müziği Seviyor

Avustralyalı araştırmacı nanotellerin Deep Purple müziği dinletildiği zaman daha yoğun büyüdüğünü gözlemlemiş.

David Parlevliet, Murdoch Üniversitesi doktora öğrencisi, nanotellerden güneş pili yapmayı umduğu için, nanotellerin güneş enerjisini emme kabiliyetlerini test ediyor.

Müziğin büyümeye etkisini araştıran David, karşılaştırma için şu müzikleri kullanmış:

Deep Purple - Smoke on the Water
Chopin - Nocturne Opus 9 No 1',
Josh Abraham - Addicted to Bass
Rammstein - Das Modell
ABBA - Dancing Queen
ABC'deki Dr Karl'ın radyo programını bile kullanmış.

En yoğun dizilimi Deep Purple'da (aşağıdaki resim), en az yoğunluğu ise Rammstein'de gözlemledi.

Müzik daha kaliteli nanotel ürettiremedi.

Smoke on the Water'dekiler en saçma şekillere sahipmiş.


Bakalım daha neler duyacağız?

Kaynak: 1




















Karbon Nanotüpler Kemik İyileşmesine Yardım Ediyor

Kemik iyileşmesi uzun ve zahmetli bir iş. Şu an için en etkin yöntem alçı veya cebire ile kemiğin doğru pozisyonda durmasını sağlamak. Bu yöntemle bir kemiğin iyileşme süresi 6 hafta sürüyor, bu bayağı uzun bir süre ve hasta için çok rahatsızlık verici bir durum. Grup karbon nanotüplerin bu süreci hızlandırabileceğini düşünüyor.

Zarar görmüş fare kemiklerine karbon nanotüp konulduktan sonra araştırmacılar, iyileşmenin hızlandığını ve iltihapların da azaldığını gördü. Yeni oluşan kemik analiz edildikten sonra karbon nanotüplerin kemik matrisi ile bütünleştiğini görüldü. Karbon nanotüpler yeni kemik dokusu için bir
nevi başlangıç noktası gibi görev yapıyor.

Bu araştırma karbon nanotüplerin daha önce hiç bilinmeyen bir özelliğini de ortaya koymuş oldu: biyolojik yapıtaşı malzeme üretiminde yardım.

Kaynak: 1

1 Milyon Dolarlık Boya Siparişi

Industrial Nanotech, Inc. , nanoteknolojide bir dünya lideri, Nansulate adlı enerji tasarrufu sağlayan boyalardan 10 konteynerinden ilkini Türkiye'ye gönderdi. Türkiye'de Kolorgen adlı şirket Industrial Nanotech'in distribitörlüğünü yapıyor. Ürün DEBA'da (Denizli Basma ve Boya Sanayi A.Ş) uygulanacak. Boya tekstil fabrikasında enerji tüketimini azaltacak ve paslanmaya karşı makinaları koruyacak. Siparişler gelmeye devam edecek ve her ay bir konteynerin parası ödenecek. siparişin toplam maliyeti $1,071,000.

Dr. Bilgin, Kolorgen Ltd müdürü, “DEBA'da bu boya sayesinde yıllık enerji tasarrufu minimum $1,000,000 olacak" dedi.

Bu ürün daha önce birkaç tekstil fabrikasında uygulandı, sonuçlar şöyle:

Henateks, büyük tekstil fabrikası boyayı paslanmaya karşı kullandı: Nisan 2007 itibari ile kaplama işlemi bitti ve 2007 yılı için 15.5% doğalgaz tasarrufu yapıldı, parasal olarak $600,000'a tekbül ediyor. Boyaların tamamen etkisini göstermesi ile bu karın %20'ye çıkması hedefleniyor. Boya maliyetini 7 ayda telafi ediyor.

Keyteks Tekstil kaplamayı ısı eşanjörü ve boya makinelerinde kullandı. Zamandan %25 tasarruf edildi. Böylece verimililik arttı. Enerji açısından %20, maliyet açısından %10 kar sağlandı.

Kaynak: 1

Şirketin ürünleri Türk medyasında önceden yer alan haberleri:

1

2

Şimdi şu soruyu soralım: Neden bir Türk firması da buna benzer, hatta uygulama alanı daha geniş bir kaplama üretmesin? Yukarıda da gördüğümüz gibi firmalar tasarruf ediyor ama bu kaplama bir Türk firmasında üretilse çok daha farklı olur. En azından para ülkemizde kalır. Buyurun, 10 ay içinde 1.000.000 $ bir boya için yurtdışına gidecek. Ürettiğiniz giysilerin ne kadarı ile bu parayı kazanabilirsiniz? Temennimiz, bir Türk Boya şirketinin de bu işi yapabilmesi.

İlerisi hakkında fikir verecek olursak, bu boyayı kullanmayan şirketler ayakta kalamayabilir. Her şirket bu boyadan almak zorunda kalabilir, tekstilde dışa bağımlı olabiliriz. Bunları, artık Türkiye'nin işi bitti, her alanda dışa bağımlı olacağız, artık bizden bir şey olmaz demek için yazmıyorum. Ayağımızı denk almamız için yazıyorum. 10 bilim adamı,üniversite öğrencisi, sanayici bu amaç birleşse bir şeyler ortaya koysa; Türkiye için çok faydalı işler yapabiliriz. En kötü ihtimalle hiç bir şey yapamayız, zaten birleşmesek hiçbirşey olmayacaktı; en azından birleşince bir ihtimal doğuyor.

Var mısınız böyle bir projeye? İletişime geçelim o zaman!

12 Eylül 2008 güncellenmesi: DEBA yeni çıkan EPX-4 boyalardan sipariş vermiş. 9 konteynırın maliyeti $1,493,100.

Her Camı Kendini Temizler Hale Getirin

SCF Teknoloji şirketine göre her cam kendini temizler hale getirilebilir. Şirket güneş enerjisini kullanarak toz ve kiri parçalayan cam kaplayıcıyı piyasaya süren ilk şirket oldu. Shine On cama uygulandıktan sonra 2 yıl boyunca temizleme gerektirmiyor.

ShineOnu bezle ile cama uyguladıktan sonra, cam kendisine ancak üretim aşamasında verilebilecek olan kendini temizleme özelliğe sahip oluyor.

ShineOn, cama kimyasal bağlarla bağlanıyor ve aşınmaya dayanıklı bir kaplama oluşturuyor.
Yağmur yağdığı zaman toz direk silinmiş oluyor.

Karsten Felsvang, SCF müdürü, şirketlerin bütçelerinin önemli bir kısmını cam temizlemek için ayırdığını, bu ürünün onlar için çok faydalı olduğunu söyledi.

Modern bir binanın camları 2 yıl içinde ortalama 100 kez yıkanıyor, ShineOn ile bu sayı 1'e iniyor.

Cam silmek için artık deterjan da kullanmaya gerek yok, son derece çevreci bir ürün.

Ürün şimdilik metre başı hesaba göre deterjanlardan pahalı.

Ürün iki aşamada uygulanıyor:
1- Cam önce özel bir sıvı ile tüm kirlerden arındırılıyor.
2- ShineOn'u bir kumaşla cama sürüp, kaplamayı oluşturuyorsunuz.

Kaplama titanyum dioksit içeriyor ve bu madde tozu yakmak için güneş enerijisini kullanıyor.
yağmur yağdığı zaman normal bir damla oluşacağına, damla yuvarlak bir hal alıp yol boyunca yanmış kiri topluyor.

Eğer yağmur yağmazsa, kir su dökülerek de alınıyor.

Kaynak: 1

15 Mart 2008 Cumartesi

Nefesle Alınan Verem Aşışı

Yaygın olarak kullanılan verem aşışının ağızdan akciğerlere direk buhar olarak verilen yeni aerosol versiyonu, denek hayvanlarda geleneksel aşıdan daha fazla etki gösterdi. Bu gelişme bu hafta Proceedings of the National Academy of Sciences'ta yayınlandı.

Yılda 9 milyon kişi vereme yakalanmakta, bunlardan 2 milyonu ölmektedir.

Harvard Üniversitesi ve bir başka kar amacı gütmeyen MEND adlı şirketle beraber geliştirilen bu yeni aerosol aşışı düşük ücretli, iğnesiz, kararlı verem tedavisini oda sıcaklığında gerçekleştirebilir.

İlaç nanoparçacık teknolojisini kullanıyor ve etkisini aerosol teslimi ile gösteriyor. İlaç hayvanlara karşı testi başarı ile geçerse yöntem diğer hastalıklar için de denenecek.

Testlerde kullanılan vereme karşı çok hassas olan hintdomuzu. Aerosol aşısı ile tedavi gören hintdomuzlarında akciğer ve dalakta yüzde 1'den az bir yerde hastalığın etkisi gözlendi. Normal aşı yönteminde ise hastalık kendini akciğerlerde %5, dalakta %10 oranında gösterdi.

Aşının üretilme yöntemi süttozu üretimine benziyor. Sıvı haldeki aşı, bir gaz içerisinden geçiriliyor, mesela nitrojen, ve toz haline geliyor. Bu şekildeki aşıların, şimdikiler gibi soğuk bir ortamda saklanmasına gerek yoktur. Çok rahat bir şekilde aşılar her yere ulaştırılabilir. Bir de, şimdiki aşılar kullanılmadan önce suya ihtiyaç duymaktadır, bu işlem de yukarıdaki yöntemle kaldırılabilir.

Kaynak: 1 , 2

14 Mart 2008 Cuma

2007 Marie Curie Ödülleri Sonuçları

Avrupa Birliği Bilim Ödülleri 3 daldan oluşuyor: Bilim İletişimi (Science Communication), Marie Curie, Descartes Ödülü.

2005'te Descartes ödülünü Ekmel Özbay almıştı.

Bu yıl Türkiye'den Marie Curie ödülünü Batu Erman aldı. Kendisini tebrik ediyoruz.

Amerika'da 17 yıl kaldıktan sonra Eylül 2004'te Türkiye'ye dönen Batu Erman, Sabancı Üniversitesi'ne girmiş. Türkiye'de daha önce olmayan bağışıklık sistemi bilimi (immunoloji) laboratuvarını kurmuş.

Marie Curie ödülü 2003'ten beri, belirli bir dalda seçkin tecrübeye ulaşmış bilim adamlarına veriliyor.

Kaynak: 1

13 Mart 2008 Perşembe

NANO 101 - Fullerenler

Fullerenler 1985'te Robert Curl, Harold Kroto ve Richard Smalley tarafından Sussex Üniversitesi ve Rice Üniversitesinde bulundu. Fullerenler bir karbon allotropu ailesidir. Richard Buckminster Fuller'a ithaf edildi. Küre yapılılara buckyball denir. Fullerenler tamamen karbon atomundan oluşur ve küre, ellipsoit (Dünya'yın şekline benzer) veya tüp şeklinde olabilir. Silindirik olanlarının ismi karbon nanotüptür. Yapısal olarak grafine benzerler; grafinler altıgen halkalara sahiptir, fullerenlerde beşgen halkalar da mevcuttur.



İlk bulunan fulleren C60'tır. (60 karbondan oluşan top) Fulleren saflaştırması kimyacılar için hala büyük bir sorun ve büyük ölçüde fulleren fiyatlarını bu süreç belirliyor. 10 gr %99.9 saflıktaki C60'ın bir gramı şu an için 55$, 10 gramı 450$. (Fulleren fiyatları için tıklayın.)Diğer fulleren örnekleri: yıldırımdan sonra oluşan iste saklanan C70, C76 ve C84 molekülleri.




Mart 2008'de fullerenlerin içinde ağırlıklarının %8'i kadar hidrojen depolayabilecekleri bulunmuştur. (1)

Fullerenler çok reaktif yapılardır.

Nanoteknoloji dalında fullerenlerin ısı direnci ve süperiletkenlik özellikleri üzerinde çok durulmaktadır. Ayrıca fullerenlerin molekül tanıma uygulamalarında da kullanılması düşünülmektedir; mesela HIV virüsü tesbiti için.

C60'ın fiziksel özellikleri:
Ağırlık bakımından yoğunluk: 1.72 g/cm3
Moleküler yoğunluk: 1.44 x 1021/cm3
İki karbon arası ortalama uzaklık: 1.44 Å
Dış Çap: 10.18 Å
Atom başı bağlanma enerjisi: 7.4 eV
Kaynama noktası: 800 K'da süblimleşiyor

Fullerenler bir çok çözücüde çözünürler. En yaygın olanları toluen ve karbon disülfittir. Bu sıvılarda çözüldüğü zaman saf Buckminsterfullerene mor rengi, C70 kırmızı kahverengi rengi alır. Fullerenler oda sıcaklığında bir çok çözücüde çözünebilen tek karbon allotropudur.

-Bir çok araştırma fullerenlerin zehirli olmadığını ispatlamıştır.

-Fulleren Kimyası adlı Kimya biliminin alt dalı vardır.


Top Fulleren Çeşitleri:
-Buckminsterfullerene
-Bor buckyball'u

Tüp Fulleren çeşitleri:
-Nanotomurcuk
-Nanotüp

İlerleyen yazılarda bu yapılardan detaylı bir şekilde bahsedeceğim.

Kaynak: 1 , 2

11 Mart 2008 Salı

Hercules Beetle'ın Renk Değiştirmesi

Dünya'daki en kuvvetli yaratık olan Hercules Beetle, renk değiştirme yeteneğine sahip. Bilim adamları bu değişimin nasıl gerçekleştiğini hala anlamış değil. New Journal of Physics dergisinde yayınlanan bir makale "akıllı malzemeler" tasarımı için bu böceğe mahsus koruyucu kabuğun yapısını incelemiş.

Hercules Beetle, kuvvetliliğin yanısıra (ağırlının 850 katı kadar yükü taşıyabiliyor), dış iskeletinin havanın nemine göre renk değiştirmesi de ilgi çekici. Havada nem oranı arttıkça kabuk yeşilden siyaha dönüyor.

Belçika'daki Namur Üniversitesi araştırmacıları tarama tünelleme mikroskopisi kullanarak bu değişime sebep olan yapıyı bulmaya çalışmışlar.

Işık ile yapının şöyle bir ilişkisi var: Su kabuğun porlarından içeri girince, siyah boyanmayı önleyici yapıları bozuyor.

Araştırmacılar deneyde kurutulmuş bir beetle kabuğu kulandılar. Beetle genelde Kolombiya, Venezüela, Peru, Ekvador, Bolivya ve Brezilya yağmur ormanlarında yaşıyor.

Beetle'ın neden renk değiştirdiği ise hala bilinmiyor; kimileri koruma amaçlı diyor - geceleyin daha nemli bir hava olduğu için, siyah renkte olmak daha avantajlı - , kimileri de geceleyin ısı almak için diyor.

Bu yapı taklit edilerek "akıllı malzeme" olarak nem sensörleri geliştirilebilir.

Kaynak: 1

10 Mart 2008 Pazartesi

Acıtmayan İğne Geliyor!

Berlin'deki Capsulution Nanoscience AG şirketi, Tuebingen biyoteknoloji şirketi EMC microcollections GmbH and Charité - Universitätsmedizin Berlin ile 3 yıllık proje için ortaklık imzaladı. Amaç deriye sürülerek etkisini gösterecek aşı geliştirmek.

Böyle bir yöntem sayesinde iğneden sonra görülen enflamasyonlar, alerjiler, tek iğne kullanılmamasından bulaşan hastalıklar ve en önemlisi acıdığı için iğne olmak istemeyen çocuklar tarihe karışacak.

Kaynak: 1

Sıfırdan Enzim Üretme

Protein sentezine doğru giderken, bilim adamları sıfırdan, belli bir kimyasal reaksiyonda katalizörlük yapabilen enzim ürettiler. Bu reaksiyonların (insan yapımı kimyasalları yıkma) doğal bir katalizörleri yok.

"Bu gelişme varolmayan enzimleri oluşturabilmemizin mümkün olduğunu ispatlıyor" diyor Caltech Üniversitesi kimyasal mühendislik ve biyokimya profesörü Frances Arnold. Arnold araştırmayı yapan grubun içinde değil. Arnold yeni enzimleri protein tasarımının "kutsal kasesi" olarak adlandırıyor. Protein tasarımı zor bir iş, hele istediğiniz fonksiyonda protein tasarımı çok daha zor bir iş.

David Baker ve çalışma arkadaşları (Washington Üniversitesi) karbon atomları arasındaki bağları bozan bir reaksiyon üzerine yoğunlaştılar. Eğer karbon bağlarını koparan ve birleştiren enzim yapılabilirse, zararlı maddeler, ilaçlar rahatlıkla parçalanabilir, yeni tip yakıtlar geliştirilebilir.

Grup öncelikle aktif cebi tasarladı. Aktif cep denen bölge reaksiyonun gerçekleştiği yer. Aktif cebin geometrisi ve kimyasal özellikleri o yüzden çok önemli.

Aktif cep tasarımından sonra, bu cep yapısına sahip protein üreten algoritmalar geliştirildi. Geliştirilen her protein kimyasal reaksiyona etkisi ve maddelerle ilişkisine göre sıralandı.

Bir sonraki adım seçilen proteinleri sentezlemekti. 72 tane seçilen protein için gen dizilimi oluşturuldu, daha sonra bakteriler kullanılarak proteinler üretildi. Her proteinin daha sonra karbon-karbon bağını yıkma reaksiyonundaki performansı gözlemlendi.

72 proteinden 32'si reaksiyonu hızlandırabildi. En verimlileri ise reaksiyonu 10.000 kat hızlandırdı. Grubun bir sonraki amacı kullandıkları algoritmayı iyileştirerek, varolan enzim seviyesinde üretim yapabilmek.

Araştırma Science dergisinde yayınlandı. Buradan ulaşabilirsiniz.

Bu araştırma protein tasarımında aslında bir ilk değil. İlk defa Steve Mayo, 2001'de enzim olmayan proteinleri enzime çevirdi. Şimdiki yöntemden fark, Mayo'nun varolan proteinleri başlangıç noktası olarak kullanmaması.

Kaynak: 1

Nanoresimler


Nanoyüzük: atomik kuvvet mikroskop ucu kullanılarak 2 boyutlu elektron gazının (2DEG) yerel anot oksitlenmesi sonucu oluşan 4 terminalli bir nanoyüzük. Yükselmiş beyaz çizgiler 2DEG'i ihtiva eden heterojen bir yapı olan GaAlAs yüzeyindeki oksitleri temsil ediyor. Bu oksit çizgilerinin yükseklikleri ortalama 15 nm ve yüzeyin içine doğru giriyor ve elektron gazının orada hendekler oluşturuyor. Yüzüğün çapı yaklaşık 1 mikron. (Dr Andreas Fuhrer, Prof. Ensslin Nanofizik GrubuETH Zürih/İsviçre)






Antibiyotik peptitle tedaviden sonra insan alyuvarları:Phyllomelittin bir kurbağanın derisinden elde edilen tuhaf özelliklere sahip antibiyotik bir peptid. Antibiyotik, etkisini hücre zarını bozarak gösteriyor. Bu tür peptitlerin hücre zarına olan etkisini araştırma uzun bir süre AFM araştırmalarının kaynağı oldu. Yan taraftaki hücreler böyle bir deneyde kullanılmış. Peptid uygulandıktan sonra hücreler methanollu lamel üzerine konulup 5 dakika beklenmiş. Sarı yerler hücre zarının zarar gördüğü yerlere tekabül eddiyor. (Dr Luciano Paulino Silva, EMBRAPA Recursos Genéticos e biotecnología Brasilia/Brezilya)







Kök: Polyelektrolit molekülleri (PE) polimerle ve metallerle birleşebiliyor. Nanoseviye elektroniği için güzel dizilmiş PE moleküllerini çoğaltabilmek çok önemli. Bir çalışma grubu da bu amaç için yeni bir metod geliştirirken garip yapılarla karşılaşmışlar. Bu resim PE'nin hidrofobik bir yüzeyde emilmesini gösteriyor.(Mr. Konstantin Demidenok, Leibniz-Institut fur Polymer Forshung Dresden/Almanya)









Kuantum Ormanı: Si üzerinde GeSi kuantum noktaları, ortalama çap 70 nm, yükseklik 15 nm. (Mr Thorsten Dziomba. Physikalisch-Technische Bundesanstalt, Almanya)









Kaynak: 1

9 Mart 2008 Pazar

NANO 101 - Nanomalzemeler

Nanomalzemeler nanoteknolojide kullanılan malzemelere verilen genel bir ad. Nanomalzeme bilimi ise malzemelerin nanoseviyede nasıl davrandıklarını inceleyen bilim dalı.

Nanomalzemelerin alan-hacim oranlarının yüksek olması yeni uygulamalara kapı açıyor. Örneğin mikroseviyede gözlenmeyen katalik özellik, nanoseviyede açığa çıkıyor. Kuantum etkisi olarak da biliniyor. Bu durum da biomalzemeler uygulamalarını etkiliyor.

Nanoseviyeye indirilince malzemelerin fiziksel özellikleri değişiyor.
Bakır: nanoseviyede saydam
Platinyum: nanoseviyede katalitik, normalde inert
Silikon: makroseviyede yalıtkan iken nanoseviyede iletken
Altın: normalde hiç reaksiyona girmez iken, nanoseviyede çok aktif bir element

Nanoteknoloji malzemelerin bu alışılmadık özelliklerini kullanarak yeni aygıt ve malzeme geliştirilmesidir.

Temel nanomalzemeler:
1) Karbon Nanotüpler
2) Fulleren

8 Mart 2008 Cumartesi

Bir Sert, Bir Yumuşak Olabilen Madde



Case Western Üniversitesi araştırmacıları deniz hıyarlarından esinlenerek yapılmış ve hızlı bir biçimde sert ve yumuşak hal alabilen bir biopolimer ürettiler. Yeni malzeme su içeren bir çözücü varlığında yumuşuyor, sıvı uçup gidince tekrar 1000 kat sertleşiyor. Christoph Weder, makromoleküler bilim ve mühendisliği araştırmacısı ve profesörü, bu malzemenin, uzun süre beyin aktivitesini kaydedecek elektrod tasarımı için faydalı olacağını düşünüyor. Şimdi kullanılan elektrotlar metal olduğu için uzun bir süre vücutta kalınca beyine zarar veriyor.

Deniz hıyarlarının vücudu tehlike olmadığı zaman yumuşak, tehlike geldiği zaman ise sert. Üretilen malzeme yumuşak haldeyken lastik, sert halde iken CD gibi oluyor.

Bu malzeme kullanılarak üretilen elektrodlar beyinde ilerlerken bir sinir sıvısına rastgeldiği zaman yumuşayıp, zarar vermeyebilir.

Kaynak: 1, 2

7 Mart 2008 Cuma

Nanoteknolojik Yeni Bir Krem

Telomolecular Corp., Amerika'da yaşlanmaya karşı biofarmetik ilaçlar üreten yerli bir nanoteknolojik şirketi- bĭm·ə·nē™” adlı, güzellik maddelerini gerekli yere - deri dokusuna- ulaştıran ilk ürünü tanıttı.

Kolajen, güzel ve genç görünen deride bulunan doğal bir protein. Bir çok kozmetik ürünü yaşlanmayı kolajenle önlüyor. Verimli bir ulaştırma sistemi olmadan, kolajeni deriye gönderemiyorsunuz, çünkü büyük bir molekül.

bĭm·ə·nē™ kolajeni, yaşlanmayı oluşturan hücrelere “nanotaneciklerle" gönderiyor. Kolajen, aynı zamanda bir bebeğin vücudunu yumuşak yapan madde. Ürünün içinde deriyi besleyen başka malzemeler de var.

Şirket ürünün bir çok kişi tarafından ilgi çekeceğini düşünüyor.

Kremin yaklaşık 40 gr.'ı (1.5 ons) 149.9 $.

Yalnız kreme isim koyan kişi dikkatli değilmiş herhalde: bimene uygursa saçma anlamına geliyormuş.

Kaynak:1,2,3

5 Mart 2008 Çarşamba

Nanoseviyede Dayanıklılık ve Süneklik Testi

University of Pennsylvania School of Engineering mühendisleri nanoseviyedeki metal tellerin dayanıklılığını ve sünekliğini ölçüyorlar. Çalışmalar sonucunda nanoseviyede metallerin bu özellikleri için bir model oluşturuldu. Metaller nanohacimlerde daha kuvvvetli oluyorlar, ama bu özellik 10-50 nm arasında doygunluğa ulaşıyor ayrıca sıcaklık değişimine karşıda hassaslaşıyorlar. Bu buluşlar nanoteknolojik tasarım ve uygulamalar için önemli. Makale Physical Review Letters'a kapak oldu.

Makroseviyede olan dislokasyonların çoğalması (atomsal iç hatalar) nanoseviyede pek gözlemlenmiyor.

Bu bilim adamları "Küçük daha kuvvetlidir" anlayışını da ispat etmiş oldular.

Kaynak: 1

4 Mart 2008 Salı

Altın Nanoseviyede Manyetik Oluyor

Georgia Institute of Technology üniversitesindeki fizikçiler altının nanoseviyede manyetik özellik gösterdiğini buldular. Altın nanoparçacıklarına elektrik alan uygulandığında parçacıkların yapısı 3 boyuttan 2 boyutlu (düzlemsel) bir yapıya dönüşüyor. Grup bir başka makalede altın nanotellerin oksidasyon sonucu manyetik özellik kazandıklarını yazdılar. Ayrıca oksitlenmiş altın nanotellerin belli bir uzunluğa kadar iletken metal olduklarını, uzunluk artınca yalıtkan olduklarını buldular. Bu buluş nanoseviyede böyle metal-yalıtkan geçisinin gözlemlendiği ilk örnek. İki buluş da, nanoteknoloji sayesinde maddelerin kimyasal ve fiziksel özelliklerini değiştirebilmemiz için önemli.

Altın nanoseviyede aslında bizim bildiğimiz altından çok daha değişik özelliklere sahip. Mikroseviyede neredeyse hiç bir element ile reaksiyona girmeyen altın, nanoseviyede çok aktif bir metal haline geliyor.

Farklı yerlerden elektrik alanı uygulamakla malzemelerin kimyasal ve fiziksel özelliklerini değiştirebilme (altın da olduğu gibi) başka malzemelerde de denenerek, geliştirilebilir.

Altın nanotel, 6 atomdan fazla uzatılırsa yalıtkan oluyor. Bu da altın nanotelden metal-yalıtkan bir anahtar yapılabilmesi demek.

Kaynak: 1

3 Mart 2008 Pazartesi

Fujitsudan Bir Karbon Kompoziti


Fujitsu Laboratuvarları Ltd. bugün yeni nano düzeyde kendiliğinden oluşan bir karbon kompoziti ürettiğini açıkladı. Yapı karbon nanotüplerle grafinin birleşmesinden oluşuyor. Kompozit malzeme 510 C'de üretilmiş, bu da grafinin ileride elektronikte kullanılmasının önünü açıyor. Çünkü eskiden grafin daha yüksek derecelerde oluşturuluyordu ve o yüzden elektronikte kullanılamıyordu. Projenin detayları 3-5 Mart arasında Nagoya, Japonya'da yapılacak olan 34. Fulleren Nanotüpleri Genel Sempozyumunda sunulacak.

Malzeme Dünya'daki ilk kendiliğinden oluşan karbon nanotüp kompoziti.

Resimde üstteki beyaz yüzey grafin, alttaki yeşil borular ise çok katmanlı karbon nanotüpler. Bu yapının şöyle bir ayrıcalığı var. Karbon nanotüplerin elektrik ve ısıl geçirgenlikleri boyuna iyi, ama genişliği boyunca (dikine) az; yani bir çok karbon nanotüpü yan yan dizdiğinizde boruların (tüplerin) uçlarından oluşan üst yüzey boyunca elektrik ve ısıl geçirgenlik az oluyor.Grafinde ise durum tam tersi, kalınlığı (çünkü grafin ince olunca boydan bahsedemiyoruz, kalınlıktan bahsedebiliyorız) boyunca elektrik ve ısıl geçirgenlikleri az, ama yüzeyi boyunca bu parametreler iyi. Bu iki malzemeyi birleştirince iki malzemenin de açıklarını kapatıp, her yönden elektrik ve ısıl geçirgenlikleri yüksek malzeme elde etmiş oluyorsunuz.

Kaynak: 1,2

Intel'den Yeni İşlemci: Atom


Intel® Atom™ işlemcisi, yeni düşük enerjili ve mobil İnternet araçları için tasarlanmış çip ailesinin ilk ferdi olacak. İşlemci bu sene sonunda çıkacak. Şirket ayrıca, birden fazla çip içeren ve taşınabilir aletler için en iyi İnternet keyfini yaşatan MID platformları için de yeni bir işlemci teknolojisi olan Intel® Centrino® Atom™ 'u duyurdu.








İşlemci (Atom), küçük ama güçlü aygıtlar için tasarlanmış yepyeni bir mikromimariye sahip. Çipin boyutu 25 mm2 , bu da Intel'in şu ana kadar yaptığı en küçük ve en güçlü işlemcisi demek. 10 tane çip 1 yeni kuruşun üzerine sığabilir. (Kaynakta 11 tanesi 1 Amerikan Pennysine sığar diyor, 1 Amerikan Pennysinin çapı 19 mm, 1 Yeni Kuruşun çapı 17 mm, hesap yapınca yaklaşık 10 çıkıyor)

Kaynak: 1,2

1 Mart 2008 Cumartesi

Nano Film!


2009'da çıkması planlanan "Nanoköpekler filmi" nanorobotlarla ilgili. Richard Spano herkesin peşinden koştuğu nanorobotlara sahip bir nanobilimci. 12 yaşındaki oğlu Matt nano-çözeltilerle oynarken köpeği bu çözeltiyi içiyor ve... Konuşmaya başlıyor. Ayrıca telepati de yapabiliyor. Matt bu durumu gizlemeye çalşıyor ta ki yan komşuları Peg ve Brandon'un köpekleri teknolojik ajanlar tarafından kaçırılıncaya kadar. Film nanoteknolojik bilim kurgu dalında ilk film. IMDB'de "nano" etiketli ilk film. Bekleyelim bakalım.

Kaynak: 1,2

En Küçük Nanotüp Üretildi


Bulunduktan sonra en küçük nanotüp hangisi diye sorulup duruluyordu. Teorik hesaplamalara göre (5,0), (3,3) ya da (4,2) nanotüpleri en küçük olmalıydı. IIjima tarafından yayınlanan makaleye göre bu soru cevapladı. En küçük nanotüpün çapı 0.4 nm. Bu nanotüpler çapı 1.1 nm oln başka bir nanotüp içinde oluşturuldu. Bu yeni yaklaşım (nanotüpü reaksiyon yeri olarak kullanma), malzeme oluşturmaya farklı bir bakış açısı getirebilir. En küçük nanotüp böylece (3,3) nanotüpü olarak belirlendi. Nanotüpün ucu yarım C20'den oluşuyor.(resimdeki sarı bölge)

Kaynak: 1,2

 

Yukarı