Taşındım! Yeni adresim: http://nanoturkiye.net

8 Nisan 2008 Salı

Nanoteknolojik HIV Virüsü İlacının Hayvan Deneyleri

NanoViricides, Inc., şirketi HIV terapisi ilaç adaylarının 3. seviyeden biyogüvenlik şartları altında hayvanlar üzerinde denenmeye başlandığını bildirdi. Sonuçların gelecek ayın sonunda açıklanması bekleniyor.

Araştırmaları Dr. Krishna Menon yapıyor. Menon yenilikçi terapide dünyaca tanınmış bir isim.

Eugene Seymour, NanoViricides CEO'su, “Bu çalışmaların iki amacı var: birincisi terapi tedavilerine paha biçmek, diğeri sonraki hayvan deneylerinde kullanılcak dozu ayarlamak."

NanoViricides, Inc. şu anda HIV, insan gribi, kuş gribi, Ebola, kuduz, Dang hastalığı gibi hastalıklar için enjekte edilebilir ilaç geliştiriyor.

Kaynak: 1

7 Nisan 2008 Pazartesi

Köpekler İçin Nanoteknolojik Yatak ve Giysi

Nanoteknolojinin biraz da hayvanlara olan etkisini inceleyeleyelim dedim bugün. Buyrun...

Nano Pet Products, LLC, şirketi, Dünya çağında evde hayvan besleyen kişilere daha temiz ve sağlıklı ürünler ulaştırmak için kurulmuş.

2 kategoride ürünleri var: The Dog Gone Smart™ Bed, Dog Gone Smart™ Wear.

The Dog Gone Smart™ Bed

Basitçe köpek yatağı diyebiliriz. Ama nanoteknoloji sayesinde bildiğimiz köpek yataklarından farklı özelliklere sahip. Bu yataklar zararlı madde içermiyor, çevre dostu ve Bluesign® 'dan onaylı. Bluesign ise uluslararası bir veritabanı. Bu veritabanında insan sağlığını tehdit etmeyen, çevre dostu kimyasallar kayıtlı. Tekstil üreticileri bu veritabanından faydalanarak ürün geliştiriyorlar.

Yatağın özellikleri ise şöyle:
- ActiveSilver içerdiği için, köpekten gelen virüs bakteri ve kokuyu yok ediyor.
- Kendiliğinden temizleniyor.
- Köpeğin hırçın hareketlerinden oluşan aşınmaya karşı dayanıklı. (Parçalanamıyor herhalde :)
- NanoSphere şirketinin ürettiği kumaş kullanılmış. NanoSphere'in kumaşlarını kullanan diğer firmalar: Polo Ralph Lauren, Adidas, North Face, Quicksilver, Canada Goose, Cloudveil, and Hugo Boss.
- Kullandığı kumaştan dolayı leke oluşmuyor. (Yağ damlalarını itiyor.)
- 60 kere yıkanmaya kadar bu özelliklerini muhafaza ediyor.
- Normalden 6 kat hızlı kuruyor.

Şu an için şirketin 22 The Dog Gone Smart™ Bed çeşidi bulunuyor. Yuvarlak, dikdörtgen, simit, küfe şekilleri mevcut. Hepsinin 5 ayrı renk seçeneği var.

Fiyatlar $24.95 ilâ $129.95 arasında değişiyor.



















Bu ise köpek giyeceği. Özellikleri yatak ile hemen hemen aynı. Gene de zikretmekte fayda var.

- Sıvıları ittiği için, leke tutmuyor.
- Kirlenmiyor. (NanoSphere kumaşı)
- Aşınmaya karşı dayanıklı, uzun süre giyilebiliyor.
- ActiveSilver içerdiği için 1000 çeşit bakteriyi öldürebiliyor, köpek kokusunu yok ediyor. Bu maddeden köpeğin derisi etkilenmiyor.
- 100% pamuk, yumuşak bir giysi.
- 60 kere yıkanmaya kadar bu özelliklerini muhafaza ediyor.
- Normalden 6 kat hızlı kuruyor.

Dog Gone Smart™ Wear 'in fiyatı ise $35 ilâ $65 arasında. 2 farklı boyut ve 4 renk seçeneği var.

Nasıl Satın Alabilirim?

1- ABD, Kanada, Avustralya ve Japonya temsilcilikler var. Temsilciliklerin adresine şuradan ulaşabilirsiniz.

2- Online Ticaret Sitelerinden:

www.pamperyourdog.com
www.beyondbeds.com
www.allpetfurniture.com
www.showeryourpets.com
www.smartpak.com

Kaynak: 1 , 2

6 Nisan 2008 Pazar

Hidrojen Yakıt Pili Kullanan İlk Uçak


Boeing şirketi hidrojen yakıt pilleri ile çalışan insanlı uçağın testlerini başarı ile bitirdiklerini açıkladı. (03.04.2008 - Basın toplantısı)

Bu insanlık havacılık tarihinde bir ilk.

İki kişilik Dimona, 16.3 meterlik kanat genişliğine sahip pervaneli bir uçak. Diamond Aircraft Industries of Austria tarafından üretildi, BR&TE tarafından yakıt pili ve lityum pilinden oluşan hibrit sistemi yerleştirildi.

Şubat ve Mart 2008'de
Ocaña (İspanya) semalarında 3 tane test uçuşu yapıldı. Testler sırasında uçak deniz seviyesinden 1000 metre yükseğe çıktı. Uçuş sırasında, pil gücü ve hidrojen yakıt pilinden üretilen elektrik kullanıldı.

Yeterli yüksekliğe ulaşılınca pillerle bağlantı kesildi, pilot saatte 100 km hızla 20 dakika boyunca sırf yakıt pilinden gelen elektrikle çalıştı.

Aşağıdaki linklerden uçuşun videosunu izleyebilirsiniz.

Düşük kalite Yüksek kalite

Kaynak: 1

5 Nisan 2008 Cumartesi

Takma Dişlere Yeni Kaplama

Bir çok takma diş için titanyum kullanılıyor. Bunun nedeni ise titanyumun biyolojik olarak inert (durağan) olması. Bu durağanlık, titanyumdan dolayı bağışıklık sisteminde istenmeyen reaksiyonların oluşmamasını sağlıyor. Fakat bu durağanlık aynı zamanda takma dişin yanında yeni kemik ve damar gelişimini de durduruyor.

Portekizli araştırmacılar bu sorunu çözmek için yeni bir kaplama geliştirdiler.

Kaplama, dişte bulunan kemikimsi bir madde olan hidroksiapatit cam parçacıkları ile güçlendirildikten sonra elde edilmiş. Titanyum bu madde ile kaplanırsa, vücuda daha iyi uyum sağlayan takma dişler yapılabilecek.

Bu yolla yapılmış takma dişer 27 hasta üzerinde denendi.

Önce hastaların çenelerinin röntgeni çekildi. Takma dişler takıldıktan sonra 3. ayda ve 6.ayda tekrar röntgen çekildi. Sonuç olarak takma dişin etrafında yeni kemik oluşumu gözlendi.

Çalışmayı yürüten kişi J.D. Santos, makale ise International Journal of Nanomanufacturing dergisinde yayınlandı.

Kaynak: 1

3 Nisan 2008 Perşembe

Nanoteknoloji ile Omurilik Zedelenmesine Çözüm

Omurilik zedelenmesinden sonra, zedelenen sinirlerin kendini iyileştirememesinden dolayı, kısmi felç ve his kaybı gözleniyor. Sinir lifleri ve aksonlarının tekrar büyüme yetenekleri var ama hasarın etrafında oluşan yara dokusu bunu engelliyor.

Northwestern Üniversitesi araştırmacılarının nanomühendislik yöntemleriyle ürettikleri jel, yara dokusunun oluşmasını engelliyor ve bu sayede de incinen omurilik lifleri iyileşip tekrar büyüyebiliyor. Sıvı jel omuriliğe enjekte edildikten sonra omurilik etrafında yeni liflerin aşağı ve yukarıya doğru büyümesi için iskele bir yapı oluşturuyor. Böylece yeni lifler büyüyor ve hasarlı bölgenin içine işliyor.

Jel, omurilik zedelenmesi olan farelere enjekte edildi ve altı hafta sonra fareler arka ayaklarını kullanarak yürümeye başladılar.

Araştırma Journal of Neuroscience dergisinin 2 Nisan sayısında yayınlandı.

John Kessler, makalenin başyazarı, "Bu sonuç karşısında çok heyecanlıyız. Bu jeli dokuya zarar vermeden enjekte edebiliyoruz. İnsanları tedavi etme potansiyeli yüksek bir metod." dedi.

Kessler şu uyarı da bulundu: "Farede güzel sonuç veren bir şeyin, insan da aynı sonucu vermesi garanti değil. Şu an, bu metodun insanlarda uygulanıp uygulanamayacağı hakkında bir bilgimiz yok."

Yöntemin diğer tekniklerle birleştirilerek kullanılması düşünülüyor.

Jel ayrıca, normalde yara dokusunu oluşturan kök hücrelerin, miyelin üretmesini sağlıyor. Miyelinden oluşan kılıflar neronlar arası iletimi hızlandırıyor.

Kaynak: 1

2 Nisan 2008 Çarşamba

NANO 101 - Taramalı Tünelleme Mikroskopu

G.Binnig ve H.Rohrer tarafından 1981'de bulundu. Bu buluşlarından dolayı 1986 Nobel Fizik Ödülünü kazandılar.

Bu mikroskop genellikle bir yüzeyin karakteristiği öğrenmek istenildiğinde kullanılır. Yanal çözünürlüğü 0.1 nm, derinlik çözünürlüğü 0.01 nm olan TTM'ler iyi çözünürlüklü sayılırlar.

İngilizcesi: Scanning Tunneling Microscope'dur.




















TTM'nin şeması


Önemli Kavramları Tanıyalım:
1- Piezoelektronik Tarayıcı (Elektrotlu piezoelektronik tüp):
Önce piezoelektrik etkinin tanımını yapsak daha hoş olur diye düşünüyorum: cismin uçlarına stres uygulandığı zaman, elektrik yükleri oluşuyorsa; ya da cisim elektrik alanına sokulduğu zaman, cisim üzerinde bir stres oluşturulabiliyorsa bu cisim piezoelektroniktir. Uygulanan voltaja göre uzayıp, kısalabilir. Bu tüp ile yüzey taranır.

2-Mesafe koruma ve tarama birimi:
Bu geribildirim mekanizması ile sivri ucun sübstratla arasındaki mesafenin değişmemesi sağlanır. Uç mesafeyi korumak için yukarı çıkarsa, bu bilgi sayesinde bölgede bir tümseklik olduğunu anlarız. Benzer şekilde, uç aşağı inerse - çukur, sabit kalırsa - düz bir yer olduğunu anlarız. Topografik görüntü sivri ucun hareketi sonucu bilgisayarda görülür.

3- Tünelleme akımı:
Kuantum mekaniğinde tünelleme diye bir kavram var. Bunu basitçe şöyle anlatabiliriz: Normalde bir parçacık potansiyeli yüksek bir engeli aşamaz (mesela top duvarın içinden geçemez), ama kuantum fiziğinde bu mümkün. İşte bu geçebilme özelliği tünelleme olarak adlandırılıyor.

İki iletken biribirinin çok yakınına konulursa, aralarında bir akım geçişi olur. Yani sivri uç ve yüzey arasında bir akım geçişini bu özellik sayesinde görüyoruz.

4- Sivri Uç
Genellikle volfram ya da platinyum-iridyum kullanılır. Karbon nanotüpler kullanılmaya başlanmıştır.


















Volframdan yapılmış bir sivri uç.




5- Bilgisayar
Elde edilen görüntüye buradan ulaşılır.


Çalışma Prensibi
Sivri bir tünelleme etkisinin gözlemlendiği mesafeye kadar indirilir. Tünelleme sağlanınca, sivri uçla yüzey taranır. Ucun yüzeye olan uzaklığının, konuma göre fonksiyonu çizilirse topografik bir görüntü elde edilir. Uç ile yüzey arası mesafe, aralarına voltaj uygulandığı zaman oluşan elektrik tünelleme akımı sayesinde ölçülür.




2 çeşit anlayış vardır: sabit akım, sabit yükseklik.

Sabit akımda uç ile yüzey arası mesafe sabittir. Bu ise geribildirim sistemi sayesinde sağlanır.
Sabit yükseklikte ise geribildirim mekanizması yoktur. Sivri uç ilk başta belirlenen yükseklikte bütün yüzeyi tarar ve tünelleme akımını ölçer. Akımdaki değişime göre yüzeyin topografik görüntüsü çıkarılır. Akım azalırsa, demek ki uç ile yüzey arası mesafe artmıştır, o zaman yüzeyin bu kısmı çukurdur. Benzer şekilde, akımın arttığı yerde yükseklik vardır.

Sabit yükseklikte, sivri uç yüksek bir bölgeye geldiği zaman, yüzeyi zedeleyebilir. Fakat, sabit yükseklikte elde edilen görüntülerin çözünürlüğü yüksektir ve daha hızlıdır. O yüzden, yüzey başta sabit akım modunda tarandıktan sonra bir de sabit mesafe modunda taranırsa daha güzel görüntüler elde edilebilir. Başta sabit akımla taramamızın nedeni, sivri ucun yüzeye zarar vermesini engellemek. Sabit akımla taradıktan sonra, uç ile yüzey arasındaki mesafeyi, yüzeye zarar vermeyecek şekilde ayarlayabiliriz.

İki mod arası farkı resimden de görebilirsiniz.


Uygulama Alanları
Yüzeydeki atomların yerlerini değiştirmek.
Bir bölgenin elektronik durumu hakkında bilgi toplanır.
Metal yüzeylerin 3 boyutlu görüntülerini oluşturmak.
Yüzey pürüzsüzlüğünü ölçmek.
Yüzeydeki bozuklukları bulmak.


Kısıtlamaları
Sadece iletken yüzeylerde kullanılabilir, çünkü ölçüm akım varlığında oluyor.
Taranan yüzey çok temiz olmalıdır.
Sivri uç, olabildiğince sivri olmalıdır.
Tarama yapıldığı için yavaş bir süreçtir.
Elde edilebilecek maksimum görüntü büyüklüğü küçüktür.


Değişik tarama tünelleme resimlerine buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak: 1 , 2


Yazımı beğendiyseniz, RSS beslememe üye olabilirsiniz.

1 Nisan 2008 Salı

Vücud İçini 1000 Kat Daha İyi Görüntüleme

Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi araştırmacıları, canlı organizmalardaki tümörleri metrenin trilyonda biri netlikte görüntüleyen bir sistem geliştirdiler.

Sanjiv Sam Gambhir, radyoloji profesörü , Raman spektroskopisinin, moleküler görüntüleme tekniklerine ekleneceğini söyledi. Makale Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinin 31 Mart'taki online dergisinde yayınlandı.

Bu yöntem bundan önceki hiç bir görüntüleme yöntemine benzemiyor. Prof. Gambhir Raman spektroskopisinin sinyallerinin diğer yöntemlerdeki sinyallere nazaran daha kuvvetli ve uzun süreli olduğunu, ayrıca bu yöntemde kullanılan parçacıkların tek seferde bir çok moleküler hedef hakkında bilgi toplayabildiğini belirtti. Şu an genellikle 1 ya da 2 şeyi aynı anda ölçülebiliyor, ama bu teknikle bu sayı 10,20,30'a çıkabilecek.

Gambhir, Raman spektroskopisinin vücud içi görüntülenmesinde ilk kez kullanıldığını düşünüyor.

Görüntüleme şöyle gerçekleşiyor: vücudun içine ışıldak görevi gören nanoparçacıklar enjekte ediliyor. Vücudun dışındaki bir kaynaktan lazer ışını gönderildiği zaman, bu parçacıklar vücud içinden sinyaller salıyor. Sinyaller toplanıyor ve ışıldak parçacıkların yeri hakkında bilgi toplanıyor. Parçacıklar vücud içinde kaldığı sürece sinyal üretme kabiliyetlerini yitirmiyor.

Prof. Gambhir bulduğu tekniği, günümüzde bir çok hastenede yapılan tomografiye benzetiyor. Tomografi bundan 20-30 yıl önce bulunmuştu ve ilk çıktığında kimsenin dikkatini çekmemişti. Prof. Gambhir bulduğu tekniğin 15-20 yıl içerisinde yaygınlaşmasını bekliyor.

Tekniğin kanser tedavisinde de etkili olması düşünülüyor. Kanserlenmiş dokuya çok daha net bir şekilde odaklanılacak, zararlı dokunun yeri belirlenecek, o doku tedavi edilecek. Böylece sağlıklı doku zarar görmeyecek. Kurunun yanında yaş yanmayacak :) Günümüzde ise çok küçük bir bölgedeki hücrelere tam net bir şekilde ulaşılamadığından, tedavi sırasında sağlıklı hücreler de zarar görüyor.

Kaynak: 1

 

Yukarı